19. yüzyılın en zenginlerinden biri olan İstanbul’un ilk modern belediyesi 6. Daire’nin kurucuları arasında yer alan, Osmanlı iftihar madalyalı bankeri Abraham Salomon De Kamondo, E5’in ortasında sessiz sedasız yatıyor
İstanbullunun varlığından bile habersiz olduğu bu anıt mezar, 19. yüzyılın en zengin ailelerinden birine ait.
Kırım Savaşı’nı finanse ettiği gibi Osmanlı hazinesine borç veren, aynı amaçla saray çevresinin de sık sık kapısını çaldığı bu ünlü Osmanlı bankeri, Abraham Salomon De Kamondo.
Kamondolar, modernizmle tanışan Osmanlı finans sisteminin kurucu ailelerinden.
Osmanlı’nın Müslüman olmayan tebaasından ilk kez mülk edinme hakkına sahip olan aile, yaşadıkları Galata semtini yalnızca dönemin İstanbul’unun değil, Osmanlı coğrafyasının en önemli finans merkezi haline getirdi.
Kamondo Reu, bugünkü ismiyle Banker Sokak, 1815 yılında ailenin ismiyle açtığı İshak Kamondo ve Şürekası ve ilk bankanın da açıldığı yerdir.
Yer seçimi tesadüf değildir. Kamondo ailesi Banker Sokağın üst tarafında yer alan bugünkü adıyla Felek Sokak’ta ikamet etmektedir.
Kamondo ailesi 19. yüzyıl İstanbul’una mekansal olarak da iz bırakır.
Banker Sokak ve Bankalar Caddesi’ni birleştiren 1870-1880 yıllarında inşa edilen Kamondo Merdivenleri 21. yüzyıl İstanbul’unun da en bilindik şehir yapılarından biridir.
500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Başkanı Silvyo Ovadyo, merdivenleri yapılış hikayesini anlattı.
Ovadyo, “Kont Abraham De Kamondo’nun evi bugünkü Terziler Sinagog’u dediğimiz Schneidertempel Sanat Merkezi’nin sokağındadır. Şu anda çok güzel bir otel olarak restore edilmiştir. İş yeri de Bankalar Caddesi’ndedir. Bunun için çok büyük bir tur atmak zorundadır. Bu yüzden evinden işine rahat gitmek için o merdivenleri tesis etmiştir” dedi.
Torunlar devri
Aile reisi olan Abraham Salomon, gün geçtikçe büyüyen işlerini torunları Abraham Behor ve Nissim Kamondo’ya devreder.
Bankanın ilerlemesin en etkili isim olan Abraham Behor ve Nissim Kamondo diğer bankerlerle birlikte Şirket-i Hayriye ve Dersaadet Tramvay Şirketi’ne ortak olur.
Modern İstanbul’un ilk belediyesi 6. Daire’nin kuruluşuna da katkıları olan aile, ne şehrin ne de Osmanlı tarihinde hakkettiği yeri alır.
Ovadyo, Kamondo ailesinin hizmetlerini, “İstanbul’a belediyecilik hizmetleriyle çok yeni şeyler yapmıştır. Hanların oluşumda da çok büyük bir payı vardır. İstanbul’da 25’in üzerinde han bırakmıştır Fransa’ya gittikten sonra” diye anlattı.
19. yüzyıl Osmanlı modernleşmesi aynı zamanda laik eğitim uygulamalarının da yerleşmeye başladığı dönemdir.
Yahudi Cemaati’nin de eğitimine önem veren Abraham Behor’un ismi bu dönemde ortaya çıkar.
Ancak sonuç hiç de beklenilen gibi olmaz, laik eğitim sistemine karşı olan Hahambaşılığı tepkisi ile karşılaşır.
Ovadyo o süreci şöyle anlattı:
Toplumun yükselmesi için okulların kurulması şarttı ve Kamondo bunun kurtarıcısıdır. Çok bilinmese de 1850’lerden sonra Hasköy-Piripaşa’da ilk laik okulu Kamondo kurmuştur. Bu laik okulu kurduğu için de Yahudi dindarlar tarafından istenmeyen bir adamdı. O da İtalyan, Franko Yahudilerinden oluşan bir cemaat oluşturdu. Bugün İtalyan cemaati olarak adlandırdığımız cemaat Yeniköy’deki evinin karşısındaki sinagog, Şişli’deki mezarlık onun çalışmalarıyla oluşmuştur.
Paris’e gidiş
19. yüzyılın sonunda saray dış borçlanmaya ağırlık verince yerli finans kuruluşları göz ardı edilmeye başlandı.
Kamondo kardeşler, bankanın dışa açılması gerektiğine kanaat getirir ve Paris’e yerleşmeye karar verir. Merkez ise yine Galata’da kalır.
Fransa’da rehberlik yapan Suzy Galiko Gormez, Kamondo ailesinin Paris’e gittiği süreci anlattı:
Paris’te o dönem son derece müsait. Devir de belle epoc dediğimiz 1870 Rus Savaşı’ndan ve Fransa’nın biraz daha pozitif bir devre girmesinden dolayı açılan, ekonomik açıdan çok uygun bir ülke. Bir de Fransız diline hâkim oldukları için Fransa’yı seçiyorlar.
Suzy Galiko Gormez, bugün müze olan Kamondo ailesine ait evin hikayesini de anlattı:
İspanya’dan kovulup da Fransa’ya yerleşen aileler var. Bu ailelerden bir tanesi de Perrer ailesi. Perrer ailesi, III. Napolyon’u finanse ettikleri için Kamondoların oturduğu bölgeyi çok düşük bir fiyata satın alır. O bölgeyi alıp, muhteşem konaklar yaptırıyorlar. Bir tanesi de Kamondoların konağı.
Fransız İhtilali’nin izlerini evinde de göstermek isteyen Kamondolar, evin dekorasyonunda da bu devri yansıtır.
Galiko, “’Eşitlik, hürriyet, serbestlik’ biz bu değerlere inanıyoruz. Bu devri yansıtan mobilyalar seçeceğiz. İnanılmaz güzel bir mutfağı var” diye konuştu.
Devlet töreniyle ilk Yahudi cenazesi
Yaşı epeyi ilerleyen ailenin en büyük ismi Abraham Salomon, Paris’e yerleştikten kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Vasiyeti üzerine naaşı İstanbul’a getirilir. Abraham Salomon devlet töreniyle, Hasköy Yahudi Mezarlığı’nda yaptırdığı anıt mezara gömülür.
O mezarlık hali bugün böyle. 19. yüzyılın en zenginlerinden biri olan İstanbul’un ilk modern belediyesi 6. Daire’nin kurucuları arasında yer alan, Osmanlı iftihar madalyalı bankeri Abraham Salomon De Camondo (Kamondo), E5’in ortasında sessiz sedasız yatıyor.
2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında restore edilen mezarlık hali pek içi açıcı değil.
Restorasyon projesinde yer alan mimar Hayim Beraha, “Karşıda gördüğünüz yer hem Karaim cemaati hem Seferad cemaati tarafından kullanılan bir mezarlık alanı. Bütün Hasköy-Galata bölgesindeki Musevi ailelerin kullandıkları mezarlıkmış. Tabi ki o alan şu anda bulunduğumuz noktayla tek parçaymış. E5 yapıldığı esnada bu yol açılmış. Kamondo mezarlığı da o dönemde tescillendiği için yıkılmamış” dedi.
Restorasyon sürecini anlatan Beraha, “Biz binaya ilk girdiğimizde odalar olarak bölünmüş, mermer kaplamaların olduğu yerden pencereler açılmış. Bekar odası olarak kiralayan insanların olduğu tuhaf bir toplumla karşılaştık. Sahipsiz sonuçta burası. Sahipsiz olan yer işgal edilecektir bunun çaresi yok” diye konuştu.
Beraha, “Parçaların yerleri belli olduğu için pozisyonları konusunda çok şüphemiz yok. Ön tarafla ilgili bir şey bulamadık. Ön tarafın bu kadar boş olması imkansız” ifadesini kullandı.
Mezarlığın ilk halinden kalan izleri anlatan Beraha, “Bu taş bu yoldan eski. Dolayısıyla iki köşeni birleştiğini zamanında buranın bu kotta bir köşe olduğunu ve etrafının demirlerle çevrili olduğunu bize söylüyor” şeklinde konuştu.
Silvyo Ovadyo ise mezarlığın restorasyondan önce çok kötü olduğunu söyleyerek “O anıt mezarın bulunduğun alanın parseli de yoktu. Açılan davlarla bütün bunları oluşturduk. Şu anda nerede olduğu bellidir. O günkü şartlarda buraya kadar gelebildik. Bugünlerde yeniden gündemimize geliyor. Kısa zamanda daha gezilir belki de küçük bir sergi alanı da istiyoruz” dedi.
Auchwitz’de son bulan soy
Abraham Salomon’un torununun torunu olan Nissim Kamondo Fransız uyruğuna geçti. Pilot olarak katıldığı I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybetti.
Kız kardeşi Beatrice ise, kocası ve çocuklarıyla birlikte Auchwitz’deki Nazi toplama kamplarında öldürüldü.
19. yüzyıla nam salan bu aileden geriye kimse kalmadı.
Fransa’nın toplumsal hayatında da iz bırakan ailenin devlete kalan Paris’teki konakları Nissim De Camondo adıyla müze haline getirildi.
Orsay Müzesi’nde ailenin bağışladığı sanat eserleri Kamondo Koleksiyonu adıyla sergileniyor.
İstanbul’daysa Kamondo adı sadece bir merdivende kaldı.
Osmanlı’da ilk mülk edinme hakkına sahip olan Kamondo ailesinin Çamlıca’dan Yeniköy’e, Boyacıköy’den Galata’ya kadar İstanbul’un birçok semtinde edindiği mülklerine ne mi oldu?
Bu sorunun yanıtını 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Başkanı Silvyo Ovadyo verdi:
Ailenin hiçbir ferdi hayatta kalmadığı için bildiğim kadarıyla o mülkler devlete kalmıştır.
Şimdi o mülklerin kimisi otel, kimisi rezidans, kimisi askerlik şubesi, kimisi bir parça taş… Kimisin ise izi bile yok.
Çoğunlukla adını yanlış söylediğimiz merdivenler, bir de belediye ile otoyol arasında kalan hiç kimsenin bilmediği bu mezarlık.
Bu mezarlık bugün kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Belediyesi’nin temizlik işleri müdürlüğüne son derece kısa mesafede olmasına rağmen bakımsız ve korumasız halde.
19. yüzyılın en zenginlerinden biri olan İstanbul’un ilk modern belediyesi 6. Daire’nin kurucuları arasında yer alan, Osmanlı iftihar madalyalı bankeri Abraham Salomon De Kamondo, E5’in ortasında sessiz sedasız yatıyor
Kaynak: Independent Türkçe, Melike Çapan
E5’in ortasında bir anıt mezar…
İstanbullunun varlığından bile habersiz olduğu bu anıt mezar, 19. yüzyılın en zengin ailelerinden birine ait.
Kırım Savaşı’nı finanse ettiği gibi Osmanlı hazinesine borç veren, aynı amaçla saray çevresinin de sık sık kapısını çaldığı bu ünlü Osmanlı bankeri, Abraham Salomon De Kamondo.
Kamondolar, modernizmle tanışan Osmanlı finans sisteminin kurucu ailelerinden.
Osmanlı’nın Müslüman olmayan tebaasından ilk kez mülk edinme hakkına sahip olan aile, yaşadıkları Galata semtini yalnızca dönemin İstanbul’unun değil, Osmanlı coğrafyasının en önemli finans merkezi haline getirdi.
Kamondo Reu, bugünkü ismiyle Banker Sokak, 1815 yılında ailenin ismiyle açtığı İshak Kamondo ve Şürekası ve ilk bankanın da açıldığı yerdir.
Yer seçimi tesadüf değildir. Kamondo ailesi Banker Sokağın üst tarafında yer alan bugünkü adıyla Felek Sokak’ta ikamet etmektedir.
Kamondo ailesi 19. yüzyıl İstanbul’una mekansal olarak da iz bırakır.
Banker Sokak ve Bankalar Caddesi’ni birleştiren 1870-1880 yıllarında inşa edilen Kamondo Merdivenleri 21. yüzyıl İstanbul’unun da en bilindik şehir yapılarından biridir.
500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Başkanı Silvyo Ovadyo, merdivenleri yapılış hikayesini anlattı.
Ovadyo, “Kont Abraham De Kamondo’nun evi bugünkü Terziler Sinagog’u dediğimiz Schneidertempel Sanat Merkezi’nin sokağındadır. Şu anda çok güzel bir otel olarak restore edilmiştir. İş yeri de Bankalar Caddesi’ndedir. Bunun için çok büyük bir tur atmak zorundadır. Bu yüzden evinden işine rahat gitmek için o merdivenleri tesis etmiştir” dedi.
Torunlar devri
Aile reisi olan Abraham Salomon, gün geçtikçe büyüyen işlerini torunları Abraham Behor ve Nissim Kamondo’ya devreder.
Bankanın ilerlemesin en etkili isim olan Abraham Behor ve Nissim Kamondo diğer bankerlerle birlikte Şirket-i Hayriye ve Dersaadet Tramvay Şirketi’ne ortak olur.
Modern İstanbul’un ilk belediyesi 6. Daire’nin kuruluşuna da katkıları olan aile, ne şehrin ne de Osmanlı tarihinde hakkettiği yeri alır.
Ovadyo, Kamondo ailesinin hizmetlerini, “İstanbul’a belediyecilik hizmetleriyle çok yeni şeyler yapmıştır. Hanların oluşumda da çok büyük bir payı vardır. İstanbul’da 25’in üzerinde han bırakmıştır Fransa’ya gittikten sonra” diye anlattı.
19. yüzyıl Osmanlı modernleşmesi aynı zamanda laik eğitim uygulamalarının da yerleşmeye başladığı dönemdir.
Yahudi Cemaati’nin de eğitimine önem veren Abraham Behor’un ismi bu dönemde ortaya çıkar.
Ancak sonuç hiç de beklenilen gibi olmaz, laik eğitim sistemine karşı olan Hahambaşılığı tepkisi ile karşılaşır.
Ovadyo o süreci şöyle anlattı:
Paris’e gidiş
19. yüzyılın sonunda saray dış borçlanmaya ağırlık verince yerli finans kuruluşları göz ardı edilmeye başlandı.
Kamondo kardeşler, bankanın dışa açılması gerektiğine kanaat getirir ve Paris’e yerleşmeye karar verir. Merkez ise yine Galata’da kalır.
Fransa’da rehberlik yapan Suzy Galiko Gormez, Kamondo ailesinin Paris’e gittiği süreci anlattı:
Suzy Galiko Gormez, bugün müze olan Kamondo ailesine ait evin hikayesini de anlattı:
Fransız İhtilali’nin izlerini evinde de göstermek isteyen Kamondolar, evin dekorasyonunda da bu devri yansıtır.
Galiko, “’Eşitlik, hürriyet, serbestlik’ biz bu değerlere inanıyoruz. Bu devri yansıtan mobilyalar seçeceğiz. İnanılmaz güzel bir mutfağı var” diye konuştu.
Devlet töreniyle ilk Yahudi cenazesi
Yaşı epeyi ilerleyen ailenin en büyük ismi Abraham Salomon, Paris’e yerleştikten kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
Vasiyeti üzerine naaşı İstanbul’a getirilir. Abraham Salomon devlet töreniyle, Hasköy Yahudi Mezarlığı’nda yaptırdığı anıt mezara gömülür.
O mezarlık hali bugün böyle. 19. yüzyılın en zenginlerinden biri olan İstanbul’un ilk modern belediyesi 6. Daire’nin kurucuları arasında yer alan, Osmanlı iftihar madalyalı bankeri Abraham Salomon De Camondo (Kamondo), E5’in ortasında sessiz sedasız yatıyor.
2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri kapsamında restore edilen mezarlık hali pek içi açıcı değil.
Restorasyon projesinde yer alan mimar Hayim Beraha, “Karşıda gördüğünüz yer hem Karaim cemaati hem Seferad cemaati tarafından kullanılan bir mezarlık alanı. Bütün Hasköy-Galata bölgesindeki Musevi ailelerin kullandıkları mezarlıkmış. Tabi ki o alan şu anda bulunduğumuz noktayla tek parçaymış. E5 yapıldığı esnada bu yol açılmış. Kamondo mezarlığı da o dönemde tescillendiği için yıkılmamış” dedi.
Restorasyon sürecini anlatan Beraha, “Biz binaya ilk girdiğimizde odalar olarak bölünmüş, mermer kaplamaların olduğu yerden pencereler açılmış. Bekar odası olarak kiralayan insanların olduğu tuhaf bir toplumla karşılaştık. Sahipsiz sonuçta burası. Sahipsiz olan yer işgal edilecektir bunun çaresi yok” diye konuştu.
Beraha, “Parçaların yerleri belli olduğu için pozisyonları konusunda çok şüphemiz yok. Ön tarafla ilgili bir şey bulamadık. Ön tarafın bu kadar boş olması imkansız” ifadesini kullandı.
Mezarlığın ilk halinden kalan izleri anlatan Beraha, “Bu taş bu yoldan eski. Dolayısıyla iki köşeni birleştiğini zamanında buranın bu kotta bir köşe olduğunu ve etrafının demirlerle çevrili olduğunu bize söylüyor” şeklinde konuştu.
Silvyo Ovadyo ise mezarlığın restorasyondan önce çok kötü olduğunu söyleyerek “O anıt mezarın bulunduğun alanın parseli de yoktu. Açılan davlarla bütün bunları oluşturduk. Şu anda nerede olduğu bellidir. O günkü şartlarda buraya kadar gelebildik. Bugünlerde yeniden gündemimize geliyor. Kısa zamanda daha gezilir belki de küçük bir sergi alanı da istiyoruz” dedi.
Auchwitz’de son bulan soy
Abraham Salomon’un torununun torunu olan Nissim Kamondo Fransız uyruğuna geçti. Pilot olarak katıldığı I. Dünya Savaşı’nda hayatını kaybetti.
Kız kardeşi Beatrice ise, kocası ve çocuklarıyla birlikte Auchwitz’deki Nazi toplama kamplarında öldürüldü.
19. yüzyıla nam salan bu aileden geriye kimse kalmadı.
Fransa’nın toplumsal hayatında da iz bırakan ailenin devlete kalan Paris’teki konakları Nissim De Camondo adıyla müze haline getirildi.
Orsay Müzesi’nde ailenin bağışladığı sanat eserleri Kamondo Koleksiyonu adıyla sergileniyor.
İstanbul’daysa Kamondo adı sadece bir merdivende kaldı.
Osmanlı’da ilk mülk edinme hakkına sahip olan Kamondo ailesinin Çamlıca’dan Yeniköy’e, Boyacıköy’den Galata’ya kadar İstanbul’un birçok semtinde edindiği mülklerine ne mi oldu?
Bu sorunun yanıtını 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi Başkanı Silvyo Ovadyo verdi:
Şimdi o mülklerin kimisi otel, kimisi rezidans, kimisi askerlik şubesi, kimisi bir parça taş… Kimisin ise izi bile yok.
Çoğunlukla adını yanlış söylediğimiz merdivenler, bir de belediye ile otoyol arasında kalan hiç kimsenin bilmediği bu mezarlık.
Bu mezarlık bugün kurucuları arasında yer aldığı İstanbul Belediyesi’nin temizlik işleri müdürlüğüne son derece kısa mesafede olmasına rağmen bakımsız ve korumasız halde.
Paylaş: