Yahudi bir çocuk olarak Los Angeles’ın banliyösünde büyürken Yahudi olmanın İsrail’i desteklemek olduğunu düşünürdük.
Gerçekten başka seçenek yoktu. Eğer, ben ve arkadaşlarımın çoğu gibi, Yahudi olarak tanımlanıyorsak, aldığımız dini eğitim, dahil olduğumuz gençlik grupları ve oynadığımız yaz kamplarının hepsi bir şey üzerine kuruluydu. O şey Tanrı değildi – o şey siyonizm, Yahudilerin İsrail’e yerleşmesinin politik projesiydi.
19. yüzyılın sonlarında Avrupalı Yahudiler uzun süredir Filistin olarak bilinen topraklara vardığında ve yerleşim yerleri inşa etmeye başladıklarında o topraklarda hâli hazırda kimin yaşadığını asla sormadık -ve hiç kimse bize bunu Pazar okulunda öğretmedi-.
Benim siyonizmle kişisel kırılmam 20’li yaşlarımın ortalarında, siyonizmin kurucusu Theodor Herzl’in, Afrika’dan çalınmış olan İngiliz topraklarının lideri Cecil Rhodes’e Filistin’deki çalışmasını desteklemesi için istirham ettiği mektupları okurken gerçekleşti. Herzl, Rhodes’a garanti veriyordu, ikisinin de projesi “kolonyal bir şey” idi.
Bugün daha genç
Yahudiler henüz erken yaşlarında zor sorular soruyorlar ve daha çok genç,
Filistinlilere ve Filistinlilerin haklarına gerçekleştirdiği saldırılardan
ötürü İsrail’i eleştiriyorlar.
Trump’ın Beyaz Saray’ı İsrail’i eleştirmek veya boykot etmek antisemitizmdir dediğinde ve okul kampüslerinde İsrail’i eleştirmenin önünü kapamayı amaçlayan bir kararname düzenlediğinde çoğu Yahudi öğrenci buna itibar etmiyor. 20 yaşında North Carolina Üniversitesi’nde Hillel üyesi olan Yahudi bir öğrenci New York Times’a kararnameden endişe duyduğunu, “yanlış bir şekilde antisiyonizmin antisemitizm ile eşitlendiğini” ve bunun İsrail’i eleştirmeyi önlemeyi amaçladığını söylüyor.
Jared Kushner, Trump’ın damadı ve danışmanı, kararname ile Yahudilerin Yurttaş Hakları Kanunu’nda yer alan “ırk, renk, veya ulusal kökene dayalı ayrımcılığı yasaklayan” madde uyarınca korunduğundan emin olmayı amaçladıklarını iddia ediyor. Kararnamenin Yahudileri bir ulus olarak tanımlamadığını söylüyor, ancak “antisiyonizm antisemitizmdir” beyanına geliyor. Bu formülasyon özünde siyonizmi desteklemeyen Yahudileri -Filistinlileri ve diğer herkesi- antisemit olarak etiketliyor.
Yahudiler bütün ırklardan, renklerden ve etnisitelerden geliyorlar. Trump/Kushner’in görüşü tüm Yahudilerin bir şekilde İsrail’le bağlantılı olduğunu veya Yahudilerin İsrail’den sorumlu olduğunu iddia eden sinsi bir yol. “Çifte sadakat” suçlaması etrafta dolanan en eski antisemit uydurmalardan biri.
Tabii ki Trump yönetimi İsrail’i eleştirmenin sesini kısmaya çalışırken, özellikle Trump iktidarı boyunca, gerçek antisemitizm yükseliyor. Bunun neye benzediğini biliyoruz.
Antisemitizm San Diego’nun dışındaki sinagog saldırısına benziyor. Pittsburgh’da Tree of Life Sinagogu katilinin, Yahudileri mültecilerin ülkeye yerleşmesini destekleyerek “halkımızı öldürmek için işgalciler getirmek” ile suçlamasına benziyor. Charlottesville’de Klansmen ve Naziler’in “Yahudiler bizi değiştiremeyecek” diye bağırmasına benziyor.
Kin dolu antisemitizm Filistin haklarını savunanlardan gelmiyor. Beyaz üstünlükçülerin ABD boyunca kamusal olarak gururla yükselttikleri şiddetten geliyor. Bu aynı antisemitler, Charlottesville’den sonra onlara “çok iyi insanlar” diyen başkanın desteğiyle hâlâ revaçtalar.
İsrail’i eleştirmeyi bastırmaya çalışmak, hatta İsrail hükümetinin Filistinlilerin haklarını hiç olmadığı kadar kısıtlaması bile işe yaramayacak. Hele ki Beyaz Saray’ın kendisi antisemitizm ile çevrelendikçe. Yahudi ve diğer ilerici öğrenci grupları ifade özgürlüğüne karşı girişimlerle mücadele planlarını ortaya koydular bile.
Hem ayrıca,
antisiyonizm antisemitizmdir diye ısrar etmek bunu doğru kılmıyor. Yeni
nesilden genç Yahudiler -ve artık pek de genç sayılmayan bizlerin hepsi- bunun
yanlış olduğunu biliyoruz.
Phyllis Bennis Institute for Policy Studies üyesidir ve Jewish Voice for Peace’in ulusal kurulunda hizmet vermektedir.
*Avlaremoz’un resmi bir görüşü yoktur. Yayımlanan yazılar, yazı sahibinin kendi görüşleridir. Çok sesli bir platform olma amacı taşıyan Avlaremoz’da, nefret söylemi içermedikçe, farklı düşünceler kendisine yer bulmaktadır.
Yazının İngilizce Orijinali: Los Angeles Times, Phyllis Bennis
Çeviri: Eli Haligua
Yahudi bir çocuk olarak Los Angeles’ın banliyösünde büyürken Yahudi olmanın İsrail’i desteklemek olduğunu düşünürdük.
Gerçekten başka seçenek yoktu. Eğer, ben ve arkadaşlarımın çoğu gibi, Yahudi olarak tanımlanıyorsak, aldığımız dini eğitim, dahil olduğumuz gençlik grupları ve oynadığımız yaz kamplarının hepsi bir şey üzerine kuruluydu. O şey Tanrı değildi – o şey siyonizm, Yahudilerin İsrail’e yerleşmesinin politik projesiydi.
19. yüzyılın sonlarında Avrupalı Yahudiler uzun süredir Filistin olarak bilinen topraklara vardığında ve yerleşim yerleri inşa etmeye başladıklarında o topraklarda hâli hazırda kimin yaşadığını asla sormadık -ve hiç kimse bize bunu Pazar okulunda öğretmedi-.
Benim siyonizmle kişisel kırılmam 20’li yaşlarımın ortalarında, siyonizmin kurucusu Theodor Herzl’in, Afrika’dan çalınmış olan İngiliz topraklarının lideri Cecil Rhodes’e Filistin’deki çalışmasını desteklemesi için istirham ettiği mektupları okurken gerçekleşti. Herzl, Rhodes’a garanti veriyordu, ikisinin de projesi “kolonyal bir şey” idi.
Bugün daha genç Yahudiler henüz erken yaşlarında zor sorular soruyorlar ve daha çok genç, Filistinlilere ve Filistinlilerin haklarına gerçekleştirdiği saldırılardan ötürü İsrail’i eleştiriyorlar.
Trump’ın Beyaz Saray’ı İsrail’i eleştirmek veya boykot etmek antisemitizmdir dediğinde ve okul kampüslerinde İsrail’i eleştirmenin önünü kapamayı amaçlayan bir kararname düzenlediğinde çoğu Yahudi öğrenci buna itibar etmiyor. 20 yaşında North Carolina Üniversitesi’nde Hillel üyesi olan Yahudi bir öğrenci New York Times’a kararnameden endişe duyduğunu, “yanlış bir şekilde antisiyonizmin antisemitizm ile eşitlendiğini” ve bunun İsrail’i eleştirmeyi önlemeyi amaçladığını söylüyor.
Jared Kushner, Trump’ın damadı ve danışmanı, kararname ile Yahudilerin Yurttaş Hakları Kanunu’nda yer alan “ırk, renk, veya ulusal kökene dayalı ayrımcılığı yasaklayan” madde uyarınca korunduğundan emin olmayı amaçladıklarını iddia ediyor. Kararnamenin Yahudileri bir ulus olarak tanımlamadığını söylüyor, ancak “antisiyonizm antisemitizmdir” beyanına geliyor. Bu formülasyon özünde siyonizmi desteklemeyen Yahudileri -Filistinlileri ve diğer herkesi- antisemit olarak etiketliyor.
Yahudiler bütün ırklardan, renklerden ve etnisitelerden geliyorlar. Trump/Kushner’in görüşü tüm Yahudilerin bir şekilde İsrail’le bağlantılı olduğunu veya Yahudilerin İsrail’den sorumlu olduğunu iddia eden sinsi bir yol. “Çifte sadakat” suçlaması etrafta dolanan en eski antisemit uydurmalardan biri.
Tabii ki Trump yönetimi İsrail’i eleştirmenin sesini kısmaya çalışırken, özellikle Trump iktidarı boyunca, gerçek antisemitizm yükseliyor. Bunun neye benzediğini biliyoruz.
Antisemitizm San Diego’nun dışındaki sinagog saldırısına benziyor. Pittsburgh’da Tree of Life Sinagogu katilinin, Yahudileri mültecilerin ülkeye yerleşmesini destekleyerek “halkımızı öldürmek için işgalciler getirmek” ile suçlamasına benziyor. Charlottesville’de Klansmen ve Naziler’in “Yahudiler bizi değiştiremeyecek” diye bağırmasına benziyor.
Kin dolu antisemitizm Filistin haklarını savunanlardan gelmiyor. Beyaz üstünlükçülerin ABD boyunca kamusal olarak gururla yükselttikleri şiddetten geliyor. Bu aynı antisemitler, Charlottesville’den sonra onlara “çok iyi insanlar” diyen başkanın desteğiyle hâlâ revaçtalar.
Gerçek antisemitizm aynı zamanda direkt Beyaz Saray’ın kendisinden – Cumhuriyetçi Yahudilere onların paralarına ihtiyaç duymadığı için onların desteğini beklemediğini söyleyen, Beyaz Saray Hanuka partisine Hıristiyanlığa geçmeyen Yahudilerin “cehenneme gideceğini” söyleyen Hıristiyan pastörü davet eden, Demokratların, milyonerlerin ve milyarderlerin vergilerinin yükseltilmesini önermesinden dolayı Yahudilerin kendisine oy vereceğini “bana oy vermek zorundasınız, başka seçeneğiniz yok” sözleriyle iddia eden başkandan geliyor.
İsrail’i eleştirmeyi bastırmaya çalışmak, hatta İsrail hükümetinin Filistinlilerin haklarını hiç olmadığı kadar kısıtlaması bile işe yaramayacak. Hele ki Beyaz Saray’ın kendisi antisemitizm ile çevrelendikçe. Yahudi ve diğer ilerici öğrenci grupları ifade özgürlüğüne karşı girişimlerle mücadele planlarını ortaya koydular bile.
Hem ayrıca, antisiyonizm antisemitizmdir diye ısrar etmek bunu doğru kılmıyor. Yeni nesilden genç Yahudiler -ve artık pek de genç sayılmayan bizlerin hepsi- bunun yanlış olduğunu biliyoruz.
Phyllis Bennis Institute for Policy Studies üyesidir ve Jewish Voice for Peace’in ulusal kurulunda hizmet vermektedir.
*Avlaremoz’un resmi bir görüşü yoktur. Yayımlanan yazılar, yazı sahibinin kendi görüşleridir. Çok sesli bir platform olma amacı taşıyan Avlaremoz’da, nefret söylemi içermedikçe, farklı düşünceler kendisine yer bulmaktadır.
Paylaş: