Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) başkanı Serdar Çam’ın paylaşımına göre Zeki Efendi olarak bilinen Moşe Rafael Atiyas’ın Saraybosna Eski Yahudi Mezarlığı’ndaki anıtsal mezarı Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kurumu tarafından restore edilmiş.
Bosna’daki savaş sırasında zarar gören mezarın özelliği Arap, İbrani ve Latin alfabeleriyle yazılmış Osmanlıca, İbranice ve Boşnakça kitabeleri olmasıdır.
Saraybosna’da önemli bir Sefarad Yahudi aileye 1845’te doğan Atiyas Osmanlı dönemde doğumuş ancak yaşamının çoğunu Bosna’nın Avusturya-Macaristan’a bağlı olduğu dönemde geçirmiştir.
Herkese açık ama genelde Müslümanların gittiği Osmanlı devlet okulunda, İslami bir müfredat ile eğitim gören Atiyas sonrasında İslam araştırmalarını devam ettirmek için İstanbul’a taşınmış ve o sırada Ortaçağ Farsça şiire odaklanmaya başlamıştır. Eğitimi sırasında Gülistan’ın yazarı Fars mistik ve şair Muslihuddin Sadi üzerine uzmanlaşmıştır.
Tasavvufa ilgi duyan Atiyas eğitiminden sonra Saraybosna’ya dönmüş ve Osmanlı vergi denetiminde çalışmaya başlamıştır. Finansal meselelerle işlerine Avusturya-Macaristan döneminde de devam etmiştir. Aynı zamanda La Alborada adlı Saraybosna Ladino bir gazetede yazmış ve cemaat hayır kurumlarında yönetici olmuştur. Tarih yazıcılığı, Bosna Yahudi tarihi gibi konular da kitaplar yazmıştır.
Restore edilen mezar taşı bilinen Türkiye restorasyon projeleri gibi orijinal mezarı baştan aşağı değiştirmiştir.
Zeki Efendi’nin en ünlü işlerinden bazıları Ruzdi Paşa olayı ile ilgilidir. 1819’da Bosna valisi olan Ruzdi Paşa Yahudilerden ödenemeyecek bir vergi almaya karar veriyor. Ödeme yapılana kadar da 10 önemli Yahudiyi rehin alıyor. Rehinlerden biri de ruhani lider Haham Moşe Danon. Verginin ödenmesi gereken günden önceki gece, Şabat olmasına rağmen, dindar bir Yahudi olan Zeki Efendi evinden çıkıyor ve Müslüman komşuları yardıma çağırıyor. Bir sonraki gün üç bin kadar Müslüman valinin konağına dayanıyor ve 10 rehinenin serbest bırakılmasını sağlıyor. Kurtulan Yahudiler ve Müslümanlar beraber sinagoga gidiyor ve Haham Moşe Danon kalabalığa benzer bir olay içeren Purim hikayesini anlatıyor. Bu benzerlikten dolayı olay Saraybosna Purimi olarak da hatırlanıyor. Ardından önde gelen 249 Müslüman Sultan’a Ruzdi Paşa’yı şikayet ediyor. Olaydan sonra Zeki Efendi ‘Stolac Hahamı’ adlı çalışmasını yazıyor ve burada Haham Moşe Danon’u anlatıyor. Saraybosna Purimi hala küçülen Yahudi toplumu ve Müslüman komşuları ile beraber anılıyor.
Zeki Efendi’nin mezarını haberleştiren Türkiye medya organları Müslüman-Yahudi ilişkilerindeki bu pozitif örnekleri ortaya çıkartıyor ve aynı zamanda Türkiye’nin restorasyonda olan rolünü vefa olarak gösteriyor. Bosna’daki dinler arası ilişkilerin Osmanlı döneminde imparatorluğun farklı yerlerindeki durumu göstermediğini, hele bugün Türkiye sınırları içinde olan alandaki dinler arası ilişkilerden bağımsız bir bağlam olduğu söylenebilir.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) başkanı Serdar Çam’ın paylaşımına göre Zeki Efendi olarak bilinen Moşe Rafael Atiyas’ın Saraybosna Eski Yahudi Mezarlığı’ndaki anıtsal mezarı Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kurumu tarafından restore edilmiş.
Bosna’daki savaş sırasında zarar gören mezarın özelliği Arap, İbrani ve Latin alfabeleriyle yazılmış Osmanlıca, İbranice ve Boşnakça kitabeleri olmasıdır.
Saraybosna’da önemli bir Sefarad Yahudi aileye 1845’te doğan Atiyas Osmanlı dönemde doğumuş ancak yaşamının çoğunu Bosna’nın Avusturya-Macaristan’a bağlı olduğu dönemde geçirmiştir.
Herkese açık ama genelde Müslümanların gittiği Osmanlı devlet okulunda, İslami bir müfredat ile eğitim gören Atiyas sonrasında İslam araştırmalarını devam ettirmek için İstanbul’a taşınmış ve o sırada Ortaçağ Farsça şiire odaklanmaya başlamıştır. Eğitimi sırasında Gülistan’ın yazarı Fars mistik ve şair Muslihuddin Sadi üzerine uzmanlaşmıştır.
Tasavvufa ilgi duyan Atiyas eğitiminden sonra Saraybosna’ya dönmüş ve Osmanlı vergi denetiminde çalışmaya başlamıştır. Finansal meselelerle işlerine Avusturya-Macaristan döneminde de devam etmiştir. Aynı zamanda La Alborada adlı Saraybosna Ladino bir gazetede yazmış ve cemaat hayır kurumlarında yönetici olmuştur. Tarih yazıcılığı, Bosna Yahudi tarihi gibi konular da kitaplar yazmıştır.
Restore edilen mezar taşı bilinen Türkiye restorasyon projeleri gibi orijinal mezarı baştan aşağı değiştirmiştir.
Zeki Efendi’nin en ünlü işlerinden bazıları Ruzdi Paşa olayı ile ilgilidir. 1819’da Bosna valisi olan Ruzdi Paşa Yahudilerden ödenemeyecek bir vergi almaya karar veriyor. Ödeme yapılana kadar da 10 önemli Yahudiyi rehin alıyor. Rehinlerden biri de ruhani lider Haham Moşe Danon. Verginin ödenmesi gereken günden önceki gece, Şabat olmasına rağmen, dindar bir Yahudi olan Zeki Efendi evinden çıkıyor ve Müslüman komşuları yardıma çağırıyor. Bir sonraki gün üç bin kadar Müslüman valinin konağına dayanıyor ve 10 rehinenin serbest bırakılmasını sağlıyor. Kurtulan Yahudiler ve Müslümanlar beraber sinagoga gidiyor ve Haham Moşe Danon kalabalığa benzer bir olay içeren Purim hikayesini anlatıyor. Bu benzerlikten dolayı olay Saraybosna Purimi olarak da hatırlanıyor. Ardından önde gelen 249 Müslüman Sultan’a Ruzdi Paşa’yı şikayet ediyor. Olaydan sonra Zeki Efendi ‘Stolac Hahamı’ adlı çalışmasını yazıyor ve burada Haham Moşe Danon’u anlatıyor. Saraybosna Purimi hala küçülen Yahudi toplumu ve Müslüman komşuları ile beraber anılıyor.
Zeki Efendi’nin mezarını haberleştiren Türkiye medya organları Müslüman-Yahudi ilişkilerindeki bu pozitif örnekleri ortaya çıkartıyor ve aynı zamanda Türkiye’nin restorasyonda olan rolünü vefa olarak gösteriyor. Bosna’daki dinler arası ilişkilerin Osmanlı döneminde imparatorluğun farklı yerlerindeki durumu göstermediğini, hele bugün Türkiye sınırları içinde olan alandaki dinler arası ilişkilerden bağımsız bir bağlam olduğu söylenebilir.
Paylaş: