Hristiyan Haber‘e göre Kuşadası’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak çalışan Hristiyan bir kadın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açığa alındı. Habere göre Milli Gazete’nin de parçası olduğu bir karalama ve linç kampanyası ile öğretmen hedef gösterildi ve bunda sonra, öğrenciler ve okul camiası tarafından sevilmesine rağmen, görevinden uzaklaştırıldı. MEB müfettişlerinin öğretmenin durumuyla ilgili araştırması sürüyor.
Türkiye’de zorunlu din dersi uygulaması daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) intikal etmiş, mahkeme zorunlu din dersi uygulamasının durdurulmasına karar vermişti. Davacılar daha çok Alevi Türkiyeliler olmuştu ve zorunlu din dersinde Sünni eğitim verildiğini iddia etmişlerdi.
Karara direnen Türkiye Cumhuriyeti savunmasında Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersinin tüm dinlerin değerlerine saygı duyan bir pratik olduğunu söylemişti. Eğer bu iddia doğruysa resmi kayıtlarda Yahudi, Süryani, Ermeni ve Rum olan öğrencilerin bu dersten muaf tutulmaları anlamsız olur. Ancak gerçek şu ki bu derslerde İslam, ve özellikle Sünni İslam, anlatıldığı ve bu nedenle tanınan azınlıkların muaf tutulduğu bilinen bir gerçek. Alevilerin bu derse tepkili olması hiç de şaşırtıcı değil.
Ancak görevden uzaklaştırılan Hristiyan öğretmenin durumu devlet sektöründe pratikte bildiğimiz ayrımcılık ve ırkçılığı resmileştirebilir. Yahudi ve Hristiyan çocuklar savcı, polis, bürokrat, büyükelçi, hatta belediye çalışanı bile olmalarının mümkün olmadığını bilerek büyüyor. Bu olayda eğer öğretmen görevinden kalıcı olarak alınırsa azınlıkların resmen MEB bünyesinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi vermesine izin olmadığı, bu meslekte kimlik üzerinden ayrımcılık yapıldığı kanıtlanmış olacak.
[…] http://www.avlaremoz.com/2019/11/23/mebin-aciga-aldigi-hristiyan-ogretmen-inanc-ozgurlugu-icin-ne-de… […]