Bu
ihtişamlı tuğla bina uzun süredir Sefarad sinagogu değil ama Davut Yıldızları
hala kapısında ve pencerelerin üzerinde belirgin yerlerindeler. Burası artık
East Fir Sokak ve 20. Cadde’nin kesişimindeki Tolliver Tapınağı Anıtı
Tanrı’daki İsa Kilisesi.
Kameralar ortaya çıktı ve İspanya, Arjantin, Brezilya, İngiltere, Türkiye, Yunanistan, Meksika ve ABD’nin birçok şehrinden gelenler, yürüyüş turunda resimlerini çektiler. Yürüdükleri alan azdı: Fir boyunca 6 blok. Ama Seattle’ın Yahudi tarihinde Merkez Bölge’nin bu bölümünün yeri büyük. Bu tarihle ilgili ‘Yabancılardan Bir Aile’ adlı kitabı yazan Howard Droker turdakilere bunu söyledi.
Burada bir zamanlar birçok sinagog vardı ve dua çıkışı herkes Yesler Way’e gider, orada tanıdıklarla selamlaşır, Yahudilerin bakkalarına uğrar ve nargile içilip tavla oynanan kahvehanelerine giderlerdi. Turdakiler Erensya [Ladino’da miras] adlı iki senede bir düzenlenen bir konferansa katılıyorlar. Bu konferans Engizisyon’la İspanya ve Portekiz’den kovulan ve çoğunlukla Osmanlı’ya yerleşen Sefarad Yahudilerini bir araya getiriyor. Cuma günü devam eden ve İspanyol bir devlet kurumundan destek alan konferans ilk kez İngilizce konuşan bir toplumda gerçekleşiyor.
“Sembolik olarak çok önemli,” diyen Devin Naar, Washington Üniversitesi’ndeki canlı Sefarad Araştırmaları programını yöneten profesör. “Bu konferans Seattle’ın bir Sefarad merkez olarak ortaya çıkışını simgeliyor.” Metropol bölge ABD’nin New York ve Los Angeles’tan sonraki üçüncü büyük Sefarad toplumuna sahip. 2014 yılında Seattle Bölgesi Yahudi Federasyonu’nun yaptığı bir ankete göre, bu 5.000 kadar kişi bölgenin Yahudi nüfusunun yüzde 8’ine tekabül ediyor.
Sefaradların çoğu – bölgedeki Yahudilerin geneli gibi –
herhangi bir mezhebin parçası değil. Seattle’ın iki Sefarad sinagogu – Sefarad
Bikur Holim ve Ezra Bessaroth Cemaati, ikisi de Seward Park’ta – toplam 500
aile ediyor ve ikisi şimdi birleşmeyi düşünüyor.
Ancak Erensya delegelerini etkileyen canlılık belirtileri de var. Londra’dan gelen Michael Black 23 yaşındaki Ethan Marcus’un yaptığı konuşmadan etkilendi. Konuşma gençleri Sefarad toplumuna daha fazla dahil etmekten bahsediyordu. Marcus, yakın zamanda düzenlemiş olduğu gençler için Şabat yemeğinden ve iki haftada bir Naar’la Ladino öğrenmek için buluşan gruptan bahsetti.
Eşiyle beraber Buenos Aires’te Ladino öğreten bir kuruluş yöneten Liliana Benveniste de bununla ilgililendi ve kendi öğrencilerini de Naar’ınkilerle tanıştırmak istediğini söyledi.
Çarşamba günü konferanstakiler Washington
Üniversitesi’nin Sefarad Araştırmaları programını ziyaret edecekler ve Pazar
günü açıklanacak bir projeyi dinleyecekler. Naar büyük bir Ladino kitap ve belge koleksiyonunu dijital ortama aktarmayı yeni bitirdi. ABD’nin en büyük
koleksiyonu olan bu arşiv Ladino’nun edebi ve entelektüel hayatı olmadığı
yanılgısını düzeltecek.
Neredeyse tüm bu materyaller Seattle’da yaşayan ailelerinden geldi. “Ben bunun neden New York’ta olmadığını anlamak istiyorum,” dedi Naar ve buradaki Sefarad toplumunun büyüklüğüne nazaran daha etkili olmasını sağlayan bir enerjisi olduğunu ima etti.
Doreen Alhadeff de bunun için çalışmıştı. Önde gelen Sefarad bir aileden olan Alhadeff 68 yaşında, 2016 yılında İspanya’dan kovulan Yahudilerin torunlarına vatandaşlık veren yasa ile vatandaşlık alan ilk Sefarad Amerikalı oldu.
Birkaç sene önce de Madrid’de yaşayan Alhadeff orada
Erensya’nın düzenlenmesi için de çalışmıştı. Bir sonrakini Seattle’a getirmek
için çok çalışsa da Mexico City’e kaybetti. Sonunda istediği oldu.
Azalan sinagog katılımı sorununun farkında olan Alhadeff şöyle dedi: “asıl istediğimiz bu toplumu bir araya getirmek.” Erensya, diye ekledi, “diğer toplumlardan yeni fikirler için kapıyı açıyor. Mesela New York’ta Yunanistan’dan göçen Sefaradların düzenlediği festival gibi.”
Pazartesi akşamı konferans halka açık bir sergi
düzenledi. Rodos Yahudi Müzesi’nden yola çıkan bir gezgin sergi Seattle’da
açıldı. Osmanlı’nın ardından İtalya’ya bağlanan bu Yunan adası Seattle’a göç
eden birçok Sefarad’ın doğum yeriydi.
Ezra Bessaroth Cemaati bu göçmenler tarafından kurulmuştu
ve sergiyle hakkındaki konuşmaya ev sahipliği yaptı. Konuşmayı müzenin kurucusu
ve Los Angeles’ta yaşayan Aron Hasson verdi. 200 kadar kişi katıldı, beklenenin
iki katı.
Sergide detaylı tasarımlı 1852’den bir ketubba, yani
evlilik sözleşmesi; hamamda giyilen işlemeli nalınlar; İkinci Dünya Savaşı’ndan
Yahudilere olan ayrımcılık ve Auschwitz’e sınır dışı olaylarıyla ilgili belgeler.
Regina Amira kuçarera denilen gümüş bir kutucuğa baktı. Etrafına takılı kaşık ve çatalar vardı. “Annemde bu setin aynısından vardı,” dedi 87 yaşındaki kadın. Ailesi Rodos’u o 7 yaşındayken terk etmişti. Nasıl kaşıkların çıkarılıp marmelatlardan tadıldığını, bunun nasıl misafirlere ikram edildiğini gösterdi. “Şuna bak,” dedi heyecanlı 75 yaşındaki Sylvia Azose Angel, sergiye olan katılımı görünce. “Bu benim için çok değerli. Benim aile tarihimin parçası.”
Kaynak: Seattle Times, Nina Shapiro, 29 Mayıs 2019
Çeviri: Nesi Altaras
Bu ihtişamlı tuğla bina uzun süredir Sefarad sinagogu değil ama Davut Yıldızları hala kapısında ve pencerelerin üzerinde belirgin yerlerindeler. Burası artık East Fir Sokak ve 20. Cadde’nin kesişimindeki Tolliver Tapınağı Anıtı Tanrı’daki İsa Kilisesi.
Kameralar ortaya çıktı ve İspanya, Arjantin, Brezilya, İngiltere, Türkiye, Yunanistan, Meksika ve ABD’nin birçok şehrinden gelenler, yürüyüş turunda resimlerini çektiler. Yürüdükleri alan azdı: Fir boyunca 6 blok. Ama Seattle’ın Yahudi tarihinde Merkez Bölge’nin bu bölümünün yeri büyük. Bu tarihle ilgili ‘Yabancılardan Bir Aile’ adlı kitabı yazan Howard Droker turdakilere bunu söyledi.
Burada bir zamanlar birçok sinagog vardı ve dua çıkışı herkes Yesler Way’e gider, orada tanıdıklarla selamlaşır, Yahudilerin bakkalarına uğrar ve nargile içilip tavla oynanan kahvehanelerine giderlerdi. Turdakiler Erensya [Ladino’da miras] adlı iki senede bir düzenlenen bir konferansa katılıyorlar. Bu konferans Engizisyon’la İspanya ve Portekiz’den kovulan ve çoğunlukla Osmanlı’ya yerleşen Sefarad Yahudilerini bir araya getiriyor. Cuma günü devam eden ve İspanyol bir devlet kurumundan destek alan konferans ilk kez İngilizce konuşan bir toplumda gerçekleşiyor.
“Sembolik olarak çok önemli,” diyen Devin Naar, Washington Üniversitesi’ndeki canlı Sefarad Araştırmaları programını yöneten profesör. “Bu konferans Seattle’ın bir Sefarad merkez olarak ortaya çıkışını simgeliyor.” Metropol bölge ABD’nin New York ve Los Angeles’tan sonraki üçüncü büyük Sefarad toplumuna sahip. 2014 yılında Seattle Bölgesi Yahudi Federasyonu’nun yaptığı bir ankete göre, bu 5.000 kadar kişi bölgenin Yahudi nüfusunun yüzde 8’ine tekabül ediyor.
Sefaradların çoğu – bölgedeki Yahudilerin geneli gibi – herhangi bir mezhebin parçası değil. Seattle’ın iki Sefarad sinagogu – Sefarad Bikur Holim ve Ezra Bessaroth Cemaati, ikisi de Seward Park’ta – toplam 500 aile ediyor ve ikisi şimdi birleşmeyi düşünüyor.
Ancak Erensya delegelerini etkileyen canlılık belirtileri de var. Londra’dan gelen Michael Black 23 yaşındaki Ethan Marcus’un yaptığı konuşmadan etkilendi. Konuşma gençleri Sefarad toplumuna daha fazla dahil etmekten bahsediyordu. Marcus, yakın zamanda düzenlemiş olduğu gençler için Şabat yemeğinden ve iki haftada bir Naar’la Ladino öğrenmek için buluşan gruptan bahsetti.
Eşiyle beraber Buenos Aires’te Ladino öğreten bir kuruluş yöneten Liliana Benveniste de bununla ilgililendi ve kendi öğrencilerini de Naar’ınkilerle tanıştırmak istediğini söyledi.
Çarşamba günü konferanstakiler Washington Üniversitesi’nin Sefarad Araştırmaları programını ziyaret edecekler ve Pazar günü açıklanacak bir projeyi dinleyecekler. Naar büyük bir Ladino kitap ve belge koleksiyonunu dijital ortama aktarmayı yeni bitirdi. ABD’nin en büyük koleksiyonu olan bu arşiv Ladino’nun edebi ve entelektüel hayatı olmadığı yanılgısını düzeltecek.
Neredeyse tüm bu materyaller Seattle’da yaşayan ailelerinden geldi. “Ben bunun neden New York’ta olmadığını anlamak istiyorum,” dedi Naar ve buradaki Sefarad toplumunun büyüklüğüne nazaran daha etkili olmasını sağlayan bir enerjisi olduğunu ima etti.
Doreen Alhadeff de bunun için çalışmıştı. Önde gelen Sefarad bir aileden olan Alhadeff 68 yaşında, 2016 yılında İspanya’dan kovulan Yahudilerin torunlarına vatandaşlık veren yasa ile vatandaşlık alan ilk Sefarad Amerikalı oldu.
Birkaç sene önce de Madrid’de yaşayan Alhadeff orada Erensya’nın düzenlenmesi için de çalışmıştı. Bir sonrakini Seattle’a getirmek için çok çalışsa da Mexico City’e kaybetti. Sonunda istediği oldu.
Azalan sinagog katılımı sorununun farkında olan Alhadeff şöyle dedi: “asıl istediğimiz bu toplumu bir araya getirmek.” Erensya, diye ekledi,
“diğer toplumlardan yeni fikirler için kapıyı açıyor. Mesela New York’ta Yunanistan’dan göçen Sefaradların düzenlediği festival gibi.”
Pazartesi akşamı konferans halka açık bir sergi düzenledi. Rodos Yahudi Müzesi’nden yola çıkan bir gezgin sergi Seattle’da açıldı. Osmanlı’nın ardından İtalya’ya bağlanan bu Yunan adası Seattle’a göç eden birçok Sefarad’ın doğum yeriydi.
Ezra Bessaroth Cemaati bu göçmenler tarafından kurulmuştu ve sergiyle hakkındaki konuşmaya ev sahipliği yaptı. Konuşmayı müzenin kurucusu ve Los Angeles’ta yaşayan Aron Hasson verdi. 200 kadar kişi katıldı, beklenenin iki katı.
Sergide detaylı tasarımlı 1852’den bir ketubba, yani evlilik sözleşmesi; hamamda giyilen işlemeli nalınlar; İkinci Dünya Savaşı’ndan Yahudilere olan ayrımcılık ve Auschwitz’e sınır dışı olaylarıyla ilgili belgeler.
Regina Amira kuçarera denilen gümüş bir kutucuğa baktı. Etrafına takılı kaşık ve çatalar vardı. “Annemde bu setin aynısından vardı,” dedi 87 yaşındaki kadın. Ailesi Rodos’u o 7 yaşındayken terk etmişti. Nasıl kaşıkların çıkarılıp marmelatlardan tadıldığını, bunun nasıl misafirlere ikram edildiğini gösterdi. “Şuna bak,” dedi heyecanlı 75 yaşındaki Sylvia Azose Angel, sergiye olan katılımı görünce. “Bu benim için çok değerli. Benim aile tarihimin parçası.”
Paylaş: