Arşiv Haberler

Bir Yunanistan Kenti Holokost Tarihini Anıyor

Kaynak: TabletmagMargarita Gokun Silver 10 Ocak 2019

Çeviri: Nesi Altaras

“Biz anılarımızı yaşattık” dedi yeni bir anıt açılan Trikala’nın belediye başkanı.

11 Kasım 2018 sabahı 200 kadar kişi Atina’nın 300 kilometre uzağındaki Trikala’nın merkezinde toplandı. Çoğunlukla Yunanca, ve ayrıca İbranice, İngilizce, İtalyanca ve Almanca konuşan kalabalık eski Yahudi mahallesinin girişlerinden birinde Trikala Holokost Anıtı’nın açılışını bekliyordu. Şehrin katledilen 139 Yahudisine adanan anıt belediye ve Yahudi toplumu arasında ortak bir çalışma.

Trikala Holokost Anıtı

Trikala Belediye Başkanı Dimitris Papastergiou email aracılığıyla “Bizim vatandaşlarımıza, Yahudi cemaatine ve hatıralara bir görevimizdi” dedi. Fikir ise Papastergiou’nun Victor Venouzio’yla gerçekleştirdiği bir konuşmasından çıktı. Larissa doğumlu olan Victor Trikala, Yahudi cemaatinde büyümüştü ve Holokost’tan Amarantos köylüleri sayesinde kurtulmuştu. 1940lardaki adı Mastroyianni olan köy, Trikala’ya 50 kilometre uzakta. Victor ve ailesi orada saklanmıştı. Geçen sene Victor Amarantos’a teşekkür sembolü olarak bir anıt yaptırdı. “Beş dakika içinde Trikala’nın da bir anıt yapması gerektiğine karar verdik” dedi Papastergiou.

Bu anıt belediye tarafından, Yahudi cemaatinin de görüşlerine göre tasarlandı. Anıt, tren raylarıyla çevrili olup gözyaşı damlası şeklinde ve ortasında bir zeytin ağacı var. Yanındaki taşın üstünde Yunanca, İbranice ve İngilizce açıklama var.

Açılışa Atina, Selanik, Yanna, Larissa, Karditsa, Volos, Chalkis, Rodos ve Korfu Yahudi cemaatlerinden insanlar ve farklı ülkelerin temsilcileri katıldı. Belediyenin düzenlediği açılışa Uluslararası Holokost Hatırlama İttifakı, Yunanistan Yahudi Cemaatleri Konseyi, Yunanistan Yahudi Müzesi ve İttifak’ın şu anki yöneticisi İtalya’yı temsilen İtalyan Büyükelçiliği de aktif katılım gösterdi. Açılış töreni ayrıca üç günlük bir Holokost anma programının parçasıydı. Programda sergiler, konserler, kitap sunumu ve bir belgesel gösterimi vardı.

 “Yahudiler yerel nüfusun küçük bir parçası olsa da Trikala’nın tarihinin, toplumunun ve kültürünün ayrılmaz bir parçası” dedi Trikala Yahudi cemaati başkanı ve Victor’un kuzeni Jacob Venouziou. “Anıt bize [Yahudi mirasının] sadece geçmişte olmadığını hatırlatıyor. […] Kültürel ve dini çoğulculuğun kabulü ve ayrımcılığa direnişi sembolize ediyor.”

Trikala’nın tarihi, öncüsü olan ve M.Ö. 3000’de kurulan Trike’ye dayanıyor. […] 14. yüzyıldaki Osmanlı işgaliyle şehirde istikrar başladı. Şehir 1881 İstanbul Antlaşması’yla Yunanistan’a bırakılana dek Osmanlı İmparatorluğu’nun toprağıydı. Yahudilerin şehre ne zaman geldiği kesin olmasa da bazı kaynaklar Bizans döneminde Yahudilerin burada yerleşik olduğunu söylüyor. Kendilerine Romaniyot diyen ve Yunanca’ya İbranice ve Aramice unsurlar karıştıran bu Yahudiler tüccar, zanaatkar ve iplikçi olarak yaşamlarını sürdürdü. 1492’de […] Yahudiler İspanya’dan kovulunca bazı Sefaradlar da Osmanlı’nın toprağı Trikala’ya geldi. Daha sonra Sicilya, Portekiz, Verona ve Macaristan’dan gelenlerle Yahudi toplumu 1900’de 25.000 kişilik kentin 500 kişisini oluşturdu.

“İstikrarlı bir Yahudi toplumuydu – büyük değil ama sürekli” diyor Trikala Yahudi Toplumu 1881-1940 adlı kitabın yazarı ve tarihçi Kostak Mihalikis. “Yahudiler hayatın her yönünde kabul görüyordu: ayrımcılık emaresi yoktu.” Yeri sebebiyle Trikala, batısındaki Yanya’nın Romaniyot cemaati ve doğusundaki Larissa ve Volos’un Sefarad cemaatleri arasında köprü kuruyordu. “Trikala bu Yahudiler için bir buluşma noktasıydı.”

Romaniyot, Sefarad ve Sicilyalı üç sinagogu, Yahudi okulu, tanınmış Yunanistanlı Yahudi yazar Asher Moissis’in kurduğu aylık İsrael gazetesiyle Trikala’nın Yahudi cemaati İkinci Dünya Savaşı’na kadar gayet canlıydı. Ancak Kuzey komşuları Selanik’in aksine buradaki Yahudiler yerel Yunan topluma entegre olmuşlardı. Değişik kurumların yönetiminde yer alıyor, aksansız Yunanca konuşuyor ve siyasi hayata katılıyorlardı. Mihalikis’e göre bu yüzden Trikala’da Holokost’ta öldürülen Yahudilerin yüzdesi Yunanistan’daki en düşüklerden biriydi.

Önceleri, İtalya işgali altında Yahudiler, Alman kontrolündeki gibi acılar çekmediler. Alman işgali altındaki Selanik’ten her gün gelen ayrımcılık ve sınır dışı haberleri Trikala Yahudilerine hazırlanmak için vakit verdi. Bazıları dağ köylerinde Yunan ailelerin yanına sığındı, başkaları partizanlardan tarafından korundu veya Atina’ya kaçtı. İtalyanlar pes ettikten sonra, Almanlar Trikala’yı Eylül 1943’te işgal etti. O sırada Yunan direniş hareketi Milli Kurtuluş Cephesi’nin yardımıyla, Yahudiler, şehri terk etti. “Selanik’tekilerin kaçamamasının bir sebebi kimin Yahudi olduğunun hemen anlaşılmasıydı. Trikala’da [Naziler] bunu kolayca anlayamadılar.”

Birkaç ay içinde Naziler Yahudileri Trikala’ya geri çekmeye çalıştı. Almanlar “şöyle dediler ‘Siz Selanik Yahudilerine benzemiyorsunuz ve tehlikede değilsiniz” dedi Victor. Bazıları açlık, soğuk ve zor dağ koşullarından dolayı geri döndü. “Dağ köylüleri bu kadar insana bakmaya hazır değillerdi. Fakirlerdi ve az yemekleri vardı.”

Açılış töreni

“O sırada Yahudiler Almanların söylediği yalanlara inandı.” 24 Mart 1944’te geri gelen Yahudiler yakalandı ve Larissa’ya gönderildi. Orada, yakın kentlerden Yahudilerle birlikte Auschwitz’e gönderildi.

Savaştan sonra 300 kadar Yahudi Trikala’ya geri döndü ama çoğu orada kalmadı. Hayatlarını tekrar kurmak için Atina veya Selanik gibi büyük şehirlere yerleştiler ya da Amerika veya İsrail’e göç ettiler. Bugün Trikala’da sadece 40 Yahudi var. Sadece bir sinagog, Romaniyot Kal Yavanim savaştan kurtuldu. Şu anda Alman devleti sponsorluğunda, Yunanistan Yahudileri ve diasporasının yardımıyla tekrar inşa ediliyor. Anıların ve geleceğin bir sembolü olacak. “Bugün sadece birkaç kişi olabiliriz ama hala Yahudi hayata ilgi var.” diyor Jacob Venouzio.

Belediye ve Yahudi cemaati Trikala’daki anıtın Yunanistan’daki başka Holokost anıtları ve Yahudi mezarları gibi saldırıya uğramayacağını umuyor. Selanik’te anıt açıldığı 1997’den beri birçok kez, son bir senede dört defa saldırıya uğradı. Kavala’daki anıt açılışından iki hafta sonra sprey boyayla kaplandı. Trikala anıtının açılışından bir ay önce kentin Yahudi mezarlığına saldırıldı. […]

“Trikala’nın Yahudi mezarlığına yapılan saldırı tarihsel hafızanın ve çoğulculuğun bitmeyen bir kavga olduğunu ve ‘öteki’ye önyargı ve şiddetin sürdüğünü hatırlatıyor” dedi Jacob Venouziou açılıştaki konuşmasında. Holokost anıtının bu hatırlamaya yardımcı olacağı umuluyor. Mihalikis lise tarih dersi veriyor ve anıtın öğrenimi de destekleyeceğini umuyor. “Öğrencileri düzenli olarak eski Yahudi mahallesinde gezdiriyorum ve bir sefer müdür de bize katıldı. 30 kadar kişi yolda durup beni dinlemeye başladı. İnsanlar bu tarihi öğrenmek istiyor.”

Anıtın birkaç blok güneyinde Lithaios nehri başlıyor. Nehrin adı antik Yunanca’da unutmak anlamına gelen λήθω [litho] kökünden geliyor. Anıtın amacı bundan kaçmak. “Lithaios’un yok oluş nehrinin yanında, anılarımız canlı tutuyoruz” dedi konuşmasında Belediye Başkanı Papastergiou.

Grafitilenen anıt

[Çevirmen notu: Maalesef açılışından üç ay geçmeden Trikala Holokost Anıtı ırkçı grafitiyle iki defa saldırıya uğradı.]