İlk duruşması Ocak ayında görülen davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Sanık Kürşat Mican avukatsız olarak duruşmada hazır bulundu. Kürşat Mican, bir önceki duruşmaya gelme zahmetinde dahi bulunmamıştı.
İnsan Hakları Derneği üyelerinin de hazır bulunduğu duruşmada, Eren Keskin bir önceki duruşmada müdahil olma talebinin reddedilmesi üzerine, tekrar söz istedi. Ancak mahkeme Eren Keskin’i taraf sıfatı olmadığı için dinlemediği gibi, önceki duruşmada hazır bulunamamış ve müdahale talebi olan Ayşe Günaysu’yu ve müdahale talebini de dinlemedi.
Hakim Kürşat Mican’a “Siyonistler aklını başına alsınlar. Bizim kardeşlerimizin ibadet özgürlüğünü engellemesinler. Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz. Nasıl bugün burada durduysak, yarın da geliriz. Buradan içeriye giremezsiniz.” dediğini ve buna bağlı olarak dört farklı suç sebebiyle yargılandığını hatırlattı.
“Yahudi kardeşlerimiz de bu zulme ses çıkarsın istedik.”
Kürşat Mican ise eylemi şöyle anlattı: “O zamanlar Filistin’de, Mescid-i Aksa’da zulüm oluyordu, kardeşlerimiz şehit ediliyordu. Mescid-i Aksa bariyerlerle kapatılmıştı. Buradaki Türk vatandaşı Yahudi kardeşlerimiz de bu zulme ses çıkarsın istedik. Bu konuda tepkisiz kalmamalarını sağlamak istedik. Bir anlık öfkeyle yapıldı her şey. Sinagogun önünde bekleme yapmadık, engelleyici bir şey yapmadık. O gün orada polis yoktu, güvenlik güçleri yoktu. Ben daha sonra karakolda o günün görüntülerini izledim. Sinagoga taş atanlar, tekme atanlar bizden değil, benim herhangi bir yönlendirmem yok. Zaten poşu takıyorlar, bu insanlar aramızda provakasyon olarak karışmışlar, belli. Bizim eylemimizin tehdit amacı yoktur.”
Neve Şalom Vakfı ve Hahambaşılık Vakfı avukat Vahit Kaya, Neve Şalom Sinagogu’nun daha önce bombalı saldırıya uğraması sebebiyle kapısında sürekli polis durduğunu, şu anda bile giderseniz 2 polis bulabileceğinizinin altını çizerek, Kürşat Mican’a polis memurlarını etkisiz hale getirmek için herhangi bir şey yapıp yapmadığının sorulmasını istedi.
Sanık, polis memurlarına müdahalenin söz konusu olmadığını ve memurlara zarar gelmesini istemediklerini söyledi.
Sanık, eylemi, gerçekleşmeden bir gün önce sosyal medyada duyurduklarını ve sosyal medya aracılığıyla örgütlendiklerini, katılımcılarla Neve Şalom Sinagogu’nun yakınındaki otoparkta buluştuklarını ve daha önce de benzer şekilde eylem yaptıklarını belirterek, beraatini talep etti.
Üç beraat bir mahkumiyet
Mahkeme, sürpriz bir şekilde ikinci duruşma sonunda kararını açıkladı. Kürşat Mican, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit ve inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemeye azmettirme suçlarının yasal koşulları oluşmadığından beraat ederken; ibadethanelere ve mezarlıklara zarar vermeye azmettirmek suçunu işlediği sabit olmadığından yine beraat etti. Mahkeme, sanığın, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediğine kanaat getirerek, suçun işleniş biçimi, yeri, kastın ağırlığı, amaç ve saiki dikkate alarak 1 sene hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Mahkeme, cezayı para cezasına çevirmediği gibi, sanığın daha önce hapis cezasına mahkum edildiği ve kararın kesinleşmesinden itibaren 5 sene geçmeksizin yeniden kasıtlı suç işlemesi sebebiyle tekerrür hükümlerini uyguladı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vermedi.
Diğer yandan Neve Şalom Vakfı avukatı Vahit Kaya, kendisine son söz hakkı tanınmadığını belirtirken, bu durumun zapta geçirilmesini istediyse de, mahkeme zabıtta herhangi bir değişiklik yapmadı.
Ceza alt sınırdan verildi
Mahkumiyet kararının verilmesi kimi çevrelerce sevinçle karşılansa da, sanığın isnat edilen suçların dördünden sadece bir tanesini işlendiğine karar verilmesi ve bu suçun cezasının da alt sınırdan verilmiş olması düşündürücü ve üzücü bir durum. Kararın her iki tarafça da üst mahkemeye taşınması bekleniyor.
**Duruşmada yapılan beyanlar bu haberde okuduklarınızla birebir aynı olmayabilir. Yazar beyanları notları ve duruşma zaptı ışığında hazırlamıştır.
İlk duruşması Ocak ayında görülen davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Sanık Kürşat Mican avukatsız olarak duruşmada hazır bulundu. Kürşat Mican, bir önceki duruşmaya gelme zahmetinde dahi bulunmamıştı.
İnsan Hakları Derneği üyelerinin de hazır bulunduğu duruşmada, Eren Keskin bir önceki duruşmada müdahil olma talebinin reddedilmesi üzerine, tekrar söz istedi. Ancak mahkeme Eren Keskin’i taraf sıfatı olmadığı için dinlemediği gibi, önceki duruşmada hazır bulunamamış ve müdahale talebi olan Ayşe Günaysu’yu ve müdahale talebini de dinlemedi.
Hakim Kürşat Mican’a “Siyonistler aklını başına alsınlar. Bizim kardeşlerimizin ibadet özgürlüğünü engellemesinler. Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz. Nasıl bugün burada durduysak, yarın da geliriz. Buradan içeriye giremezsiniz.” dediğini ve buna bağlı olarak dört farklı suç sebebiyle yargılandığını hatırlattı.
“Yahudi kardeşlerimiz de bu zulme ses çıkarsın istedik.”
Kürşat Mican ise eylemi şöyle anlattı: “O zamanlar Filistin’de, Mescid-i Aksa’da zulüm oluyordu, kardeşlerimiz şehit ediliyordu. Mescid-i Aksa bariyerlerle kapatılmıştı. Buradaki Türk vatandaşı Yahudi kardeşlerimiz de bu zulme ses çıkarsın istedik. Bu konuda tepkisiz kalmamalarını sağlamak istedik. Bir anlık öfkeyle yapıldı her şey. Sinagogun önünde bekleme yapmadık, engelleyici bir şey yapmadık. O gün orada polis yoktu, güvenlik güçleri yoktu. Ben daha sonra karakolda o günün görüntülerini izledim. Sinagoga taş atanlar, tekme atanlar bizden değil, benim herhangi bir yönlendirmem yok. Zaten poşu takıyorlar, bu insanlar aramızda provakasyon olarak karışmışlar, belli. Bizim eylemimizin tehdit amacı yoktur.”
Neve Şalom Vakfı ve Hahambaşılık Vakfı avukat Vahit Kaya, Neve Şalom Sinagogu’nun daha önce bombalı saldırıya uğraması sebebiyle kapısında sürekli polis durduğunu, şu anda bile giderseniz 2 polis bulabileceğinizinin altını çizerek, Kürşat Mican’a polis memurlarını etkisiz hale getirmek için herhangi bir şey yapıp yapmadığının sorulmasını istedi.
Sanık, polis memurlarına müdahalenin söz konusu olmadığını ve memurlara zarar gelmesini istemediklerini söyledi.
Sanık, eylemi, gerçekleşmeden bir gün önce sosyal medyada duyurduklarını ve sosyal medya aracılığıyla örgütlendiklerini, katılımcılarla Neve Şalom Sinagogu’nun yakınındaki otoparkta buluştuklarını ve daha önce de benzer şekilde eylem yaptıklarını belirterek, beraatini talep etti.
Üç beraat bir mahkumiyet
Mahkeme, sürpriz bir şekilde ikinci duruşma sonunda kararını açıkladı. Kürşat Mican, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit ve inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engellemeye azmettirme suçlarının yasal koşulları oluşmadığından beraat ederken; ibadethanelere ve mezarlıklara zarar vermeye azmettirmek suçunu işlediği sabit olmadığından yine beraat etti. Mahkeme, sanığın, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme suçunu işlediğine kanaat getirerek, suçun işleniş biçimi, yeri, kastın ağırlığı, amaç ve saiki dikkate alarak 1 sene hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
Mahkeme, cezayı para cezasına çevirmediği gibi, sanığın daha önce hapis cezasına mahkum edildiği ve kararın kesinleşmesinden itibaren 5 sene geçmeksizin yeniden kasıtlı suç işlemesi sebebiyle tekerrür hükümlerini uyguladı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı vermedi.
Diğer yandan Neve Şalom Vakfı avukatı Vahit Kaya, kendisine son söz hakkı tanınmadığını belirtirken, bu durumun zapta geçirilmesini istediyse de, mahkeme zabıtta herhangi bir değişiklik yapmadı.
Ceza alt sınırdan verildi
Mahkumiyet kararının verilmesi kimi çevrelerce sevinçle karşılansa da, sanığın isnat edilen suçların dördünden sadece bir tanesini işlendiğine karar verilmesi ve bu suçun cezasının da alt sınırdan verilmiş olması düşündürücü ve üzücü bir durum. Kararın her iki tarafça da üst mahkemeye taşınması bekleniyor.
**Duruşmada yapılan beyanlar bu haberde okuduklarınızla birebir aynı olmayabilir. Yazar beyanları notları ve duruşma zaptı ışığında hazırlamıştır.
Paylaş: