Arşiv Göze Çarpanlar

Antisemitizm ve Avlaremoz…

Kaynak: turkisrael.org, Av. Yakup Barokas

Çevrem ve dostlarımdan belli bir bölümünün Türkiye’den göç etmelerinden bu yana 30, hatta 40 yıl geçmesine rağmen doğdukları ülkede olup bitenlerle oldukça yakından ilgilenmeye devam ettiklerini gözlemliyorum. Sohbetler bu minvalde gelişiyor çoğu zaman. Oldukça doğal diyeceksiniz, kişi doğup büyüdüğü ülkeye karşı kaygısız kalamıyor.

Ben genelde Türk medyasını hiç mi hiç izlemiyorum, okumuyorum. Telefonuma düşen mesajlar yetiyor. Yaşadığım ülkenin, İsrael’in gündemi beni daha çok ilgilendiriyor. Tek istisnası ise sosyal ağlardan izlediğim yeni bir oluşum olan “Avlaremoz”…

“Avlaremoz” geleneksel Türk Yahudilerinin “kayadez” politikasına bir tepki olarak ortaya çıktı. Kendine şiar edindiği Ladino sözcüğün anlamına uygun olarak “konuşalım”ı savunuyor ve özellikle de Türkiye’deki antisemitizme karşı sesini yükseltiyor.

İYT sitesinin “sosyal ağlar” bölümünde, Avlaremoz’dan sık sık aktarımlar yapıyoruz. Geçtiğimiz hafta da Betsy Penso’nun kasım ayında “Halepsizler” adlı kitabı yayımlanan Serdar Korucu ile gerçekleştirdiği bir söyleşisine yer verdik.

Serdar Korucu’nun kitabı ile ilgili olarak Betsy Penso, Suriye Savaşı sebebiyle Halep’ten göç etmek zorunda kalmış 22 Ermeni ile görüşürken; “bu çalışmasıyla sadece Suriye Savaşını değil aynı zamanda Ermeni Soykırımını da belgelemiş oldu” demektedir.

Serdar Korucu’nun 23 Kasım tarihli “Antisemitizm ve göç” başlıklı incelemesi de oldukça ilginç.

Yazıda, “No mos karişiyamos en los meseles del hukumet” cümlesine uygun olarak, suya sabuna dokunmaktan kaçınan Türk Yahudilerinin buna rağmen, İsrail ile ilgili politikalar nedeni ile hep gündemde kaldıklarına ve sayılarının günden güne azaldığına dikkat çekiyor. Bir zamanlar 80 binin üzerinde olan Yahudi sayısının bugün 18 binin altında kaldığı belirtiliyor.

Bir not düşelim; Türkiye’deki Yahudi nüfusunun 18 bin olduğunu belirtmek çok iyimser bir tahmin. Bu sayı cemaat yetkililerine göre 15-16 bin, kanaatime göre ise 10-12 bin arasındadır.

Serdar Korucu, Temmuz 2017’de “Büyük Osmanlı Derneği“ isimli bir grubun, “Biz dinimizin emri gereği onlara saygı, merhamet ve hoşgörü gösterdik. Artık yeter!” şeklinde bir açıklama yaparak ve antisemit sloganlar atarak Ahrida Sinagogunun kapısına dayandığını belirtikten sonra, günümüz Türkiye’sinde ise Yahudilerin gündeme gelmelerinin ağırlıklı sebebinin İsrail olduğuna dikkati çekmektedir.

Yazıda görüşlerine yer verilen, gündeme ilişkin gerçekçi yazılarını takdir ettiğim Şalom yazarı Mois Gabay, “kalmak mı, gitmek mi?” sorusuna “kalmak” yanıtını verirken sosyal medyadaki antisemit mesajların İsrael’in gündemde olduğu dönemde arttığını ve bu mesajların toplum içinde huzursuzluk yarattığını belirtiyor.

Bir not daha düşelim; İsrael’in gündemde olduğu dönemlerde, Türkiye’de antisemitizmin artmakta olduğu saptamasının bir sonucu, bu huzursuzluğa panzehir olarak şu söylem dillendirilmektedir; “Biz İsrailli (*) değiliz, Türk vatandaşıyız. İsrail’in yaptıklarından sorumlu değiliz”. Peki, bu söylem inandırıcı mı, bir işe yarıyor mu? Tabi ki hayır!..

Mois Gabay’a göre; “Toplumun Yahudi’yi doğru tanıması için antisemitizm ve Holokost eğitiminin okul müfredatlarına girmesi, nefret suçlarına uygulamada cezai yaptırımın devreye sokulması ve bilinç gerekiyor.

Antisemitizme karşı mücadelenin kendini tanıtmaktan geçeceğine inanmak ne denli gerçekçi bir düşünce?.. Yahudi toplumu 20 yıldır Avrupa Yahudi günleri, vs. her türlü etkinlikte kendini tanıtma çabasını sürdürüyor. Ve sonuç antisemitizmin grafiği sadece artıyor.

Nefret suçuna cezai yaptırımların uygulanabileceğini ummak, Holokost eğitiminin okulların ders müfredatına girebileceğine inanmak ve bundan medet beklemek… Beyler ciddi misiniz? Hala bu beklenti devam ediyor mu? Bu masum dilek sadece bir korunma içgüdüsü olarak devlet antisemitizminin inkârı ve bozacıyı şıracıya şikâyet olmuyor mu?

Kanıt mı istiyorsunuz? Mehmet M. Yılmaz’ın T24’de yayınlanan ve Avlaremoz’a da aktarılan “Adamın Macar Yahudi’si olması önemli mi?” yazısını okuyun.

Serdar Korucu’nun yazısında görüşüne yer verilen ve antisemit bir olay sonucu Türkiye’yi terk ederek İsrael’e aliya yapan Avlaremoz’un kurucularından biri şöyle diyor: “İsrail’e göç insana bedeller ödetse de, Türkiye’de kalmanın bedeli daha ağır…

Antisemitizmden şikâyet etmeyeceğiniz tek ülke İsrael. Theodor Hertzel’in bunu söylemesinden bir asırdan fazla zaman geçti.

(*)Yazılımla ilgili farklılık olduğundan bunu belirtmek zorunda kaldım. Biz İsrail değil İsrael yazmayı doğru buluyoruz.


Avlaremoz’un resmi bir görüşü yoktur. Yayımlanan yazılar, yazı sahibinin kendi görüşleridir. Çok sesli bir platform olma amacı taşıyan Avlaremoz’da, nefret söylemi içermedikçe, farklı düşünceler kendisine yer bulmaktadır.