Engizisyon öncesi Yahudi tarihi hakkında canlanan bir ilgi var, ancak 16. yüzyıl monarşisi tarafından kasten yok edilmiş bir mirası vitrinde göstermek oldukça zor.
Kordoba, İspanya— Küçük bir turist şehri olan Kordoba’daki Yahudi müzesinin en teşhirdeki, en değerli eseri Yahudilerin İspanya’dan kovulmasından 100 sene sonra düzenlenmiş bir Engizisyon belgesi.
1598 senesinde el yazısıyla yazılmış olan belge, “Yeni Hristiyanlara”, “Eski Hristiyanların” tüm haklarını bağışlamakta – bu belgeyle “Yeni Hristiyan” olarak adlandırılanlara ata binme, üniversiteye gitme ve din görevlisi olma hakları verildiğini söylüyor, müze rehberi Ramon Fernandez.
Fernandez, bu belgeyi alan kişinin din değiştirmiş Yahudilerden birinin alt soyu olabileceğini söylüyor.
Fernandez, “Din değiştirdikten sonra Yahudilerin Hristiyanlarla eşit hakları yoktu. Din değiştirenlerin ve onların çocuklarının silah taşımaya, at binmeye, soylu biri gibi davranmaya, ipek kıyafet giyme veya beş nesil boyunca altın ve gümüş giyme hakları yoktu.” diyerek anlatıyor.
“Bu belge muhtemelen çok pahalı. Bir Hristiyan isminden bahsediyor, ancak eski bir Yahudi hakkında konuşuyor [olabilir]” diyor.
Casa da Sefarad müzesindeki diğer parçalar daha yeni tarihli – ve İspanya’da yaratılmış değiller. Aksine, bu küçük Yahudi müzesi, Sefarad Yahudilerin kovulduktan sonra yerleştikleri bölgelerden gelen eserlerle karman çorman bir sunum içerisinde.
Burada ziyaretçiler, Fas’tan getirilmiş, üzerinde David’in yıldızı bulunan renkli kil kaseler; İstanbul’dan bir sinagogdan getirilmiş bir kömür brülörü ve Kuzey Afrika’dan altın iplikle işlenmiş bir Yahudi kadını elbisesi görmeleri mümkün. Tur rehberi, bu elbisenin önemli olduğunu çünkü bu Yahudi altın işlemesinin bugün İspanyol din adamlarının ve matadorların kıyafetlerini süsleyen altın ipliklerin ilham kaynağı olabileceğini ziyaretçilere söylüyor. Müzedeki hiçbir şey 500 yaşında değil. Müzedeki en eski Yahudi parçası, 18. yüzyıldan kalma Fas’tan gelme taş bir Hanukiya.
Müzede Yahudilerin İspanya’da yaşadığı zamandan hiçbir Yahudi objesi bulunmamakta.
“Olmayan bir şey arıyorsunuz. Burada [Yahudilerin İspanya’daki hayatı hakkında] hiç maddi bir ayak izi yok,” diyor Fernandez. “İspanya’da 1500 senelik bir Yahudi varlığından söz ediyoruz” diyor – ancak yine de hiçbir şey geriye kalamamış.
“Küçük bir kısmı giderken yanlarına aldılar, bir kısmını sakladılar ama çoğu aktif şekilde yok edildi. Hristiyanlar, Yahudi varlığının hatırasını dahi bertaraf etmek istediler.” diyor.
Ziyaretçiler İspanya’daki diğer müzelerde de benzer deneyimlerle karşılaşmayı bekleyebilir. Son 10 yıl içerisinde, turistlerin uğrayabileceği tüm İspanyol şehirlerine özel Yahudi müzeleri açıldı.
Barselona ve Ubeda’da müze sinagoglar, Girona ve Sevilla’da Sefarad müzeleri ve Granada’da iki tane Yahudi müzesi mevcut. Ancak ziyaretçilerin çoğu, gösterimdeki parçaların aslında İspanyol kökenli olduğunu fark etmemekte.
Barselona’da bulunan müze sinagogda, ziyaretçiler tarafından tur rehberine yöneltilen, bu yapının gerçekten bir sinagog olup olmadığını nereden bildiğine dair sorulardan tur rehberi rahatsızlık duyuyor.
Fas’tan getirilen dini parçalardan oluşan ufak bir koleksiyonu gezmeleri için “bağış” yapmaları için zorladıktan sonra, müze rehberi, duvarlardan birinin tuhaf bir şekilde doğuya bakması sebebiyle olduğunu söylüyor. (Çünkü duvar üzerinde İbranice herhangi bir yazıt veya başkaca bir arkeolojik bir kanıt bulunmuyor. Fernandez Barselona ve Ubeda’da bulunan Yahudi müzelerinin gerçekten eski sinagoglar olduğuna ikna olmadığını belirtiyor. İspanya’da onaylanmış üç tane sinagog mevcut: ikisi Toledo’da, ve diğeri de Kordoba’da bulunuyor.)
Granada’da bulunan ve “Unutulmuşların Palası” anlamına gelen, Palacio de los Olvidados müzesinde, eski Yahudi parçalarının gösteriminde bir eksiklik bulunmamakta: renkli elyazması İbranice kitap, üzerinde İbranice harfler bulunan metal bir tabak ve bazı eski menoralar mevcut.
Ancak parçaların yanında bulunan açıklamalarda bu objelerin menşeleri belirtilmemiş. Bu durum ziyaretçilere bu eserlerin İspanya’da 1492’de gerçekleşen kovulmadan önce var olan Yahudi hayatına ilişkin olduğuna dair bir izlenim veriyor. Lonely Planet’de 2016’da yayınlanmış “İspanya’yı Keşfet” gezi rehberinde dahi, bu müzenin “İspanya çevresinde toplaşmış” eski Yahudi eserleri içerdiğini belirtilmekte.
Ancak, sorulduğunda bile, müzede çalışanlar her objenin tam olarak nereden geldiğini bilmeseler de, bu objelerin tümünün Fas’tan geldiğini itiraf etmekteler.
Müzede, kovulduktan sonra Sefarad Yahudilerinin bir gün evlerine geri dönme hayaliyle yanlarında taşıdıkları iddia edilen anahtarlardan oluşan bir koleksiyon bulunmakta. Tur rehberi Sara Alvarez bunun bir efsane olduğunu itiraf ediyor. “Fas” kelimesi eserlerin açıklamalarında bir defa bile geçmiyor.
Granada’daki diğer Yahudi müzesi Sefarad bir aileden gelen Batsheva (Beatriz) Chevalier-Sola’nın kendi evinde bulunmakta, ancak yine de daha fazlasını sunmamakta.
Chevalier-Sola büyükbabasının tefilinini ve Chabad tarafından bağışlanmış bir 19. yüzyıldan kalma Aşkenaz dua kitabını sergiliyor.
Kocası Joseph ben Abraham Camarero, Yahudi dinine dönmüş. Müzeye kendi çizdiği ve Yahudilerin İspanya’dan kovuluşunu resmeden bir tabloyu kazandırmış. Müzede ayrıca kovulmaya ilişkin bir video bulunmakta. Ve yine, hiç İspanya Yahudiliğine ilişkin antika bir eser bulunmamakta.
Bu yine de ziyaretçilerin cömert bağışlar yapmasına engel olmamakta. Chevalier-Sola’ya göre, bazı turistler müzeyi desteklemek için 200 Euro kadar yüksek meblağlarda bağışta bulunuyorlar.
Doğrusu, müzede bulunan objelerin İspanya menşeli olmaması çoğu Yahudi olan müze ziyaretçilerini rahatsız etmemekte. Onlar müzelerin varlığının önemli olduğunu belirtiyorlar.
“Bence baya güzel. Ben beğendim. Sefarad Yahudilerinin başına gelenlerden sonra onları artık hatırlamalarına minnettarım.” diyor, Kordoba’daki Yahudi müzesini gezen 60 yaşında sosyal hizmetlerde çalışan Pamela Silverman. “Yahudilerin başına gelenlerin suçlusu biziz. İspanya’nın en saygın olanı bu tür bir gelişimdir.”
Kordoba müzesini karısı Ora ile birlikte ziyaret eden Sefarad kökenli, İsrailli 60 yaşındaki turist Nahum Shlomo, yine olumlu bir izlenim yakalayanlardan. Kendisi, özellikle Kordoba doğumlu Maimonides’in hayatı hakkında bilgi edinmiş olmaktan memnuniyetini belirtti.
Ailesi Iraklı olan Nahum, “Güzel yer. Bu bizim tarihimiz, bunu görmek güzel. Bu bizim için özel. Burası Kordoba’da uğradığımız ilk yer” diyor.
Yine de, eğer 1492 kovulması öncesi İspanya’da Yahudi yaşamına dair o zamandan kalma otantik bir şeyler bulmak istiyorsanız, bunlar yerine arkeoloji müzelerine gitmeniz isabetli olacaktır.
Kordoba’daki arkeoloji müzesinde 9. yüzyılın ortasından kalma Yahudi mezartaşları mevcut. Yanında yazan açıklamaya göre, bu mezar taşı Yehudah bar Akon isimli bir kişinin anısına dikilmiş. Bu mezartaşı Kordoba’yı 756 ile 1031 seneleri arası yöneten Emevi hanedanlığından kalan tek Yahudi parça.
Barcelona Şehir Tarihi Müzesi’nde, 13. yüzyıldan kalma, şehrin Yahudi hastanesinin inşasını gösteren taş üzerine kazınmış İbranice bir yazıtı görmeniz mümkün.
İspanya’nın en saygın olan Yahudi müzesi ise, herhalde Toledo’da bulunan, devlet tarafından işletilen ve ülkenin en etkileyici eski sinagogunun içerisine kurulmuş olan Sefarad Müzesi’dir.
Engizisyon öncesi Yahudi tarihi hakkında canlanan bir ilgi var, ancak 16. yüzyıl monarşisi tarafından kasten yok edilmiş bir mirası vitrinde göstermek oldukça zor.
Kaynak: Times of Israel, Julie Masis
Çeviri: Betsy Penso
Kordoba, İspanya— Küçük bir turist şehri olan Kordoba’daki Yahudi müzesinin en teşhirdeki, en değerli eseri Yahudilerin İspanya’dan kovulmasından 100 sene sonra düzenlenmiş bir Engizisyon belgesi.
1598 senesinde el yazısıyla yazılmış olan belge, “Yeni Hristiyanlara”, “Eski Hristiyanların” tüm haklarını bağışlamakta – bu belgeyle “Yeni Hristiyan” olarak adlandırılanlara ata binme, üniversiteye gitme ve din görevlisi olma hakları verildiğini söylüyor, müze rehberi Ramon Fernandez.
Fernandez, bu belgeyi alan kişinin din değiştirmiş Yahudilerden birinin alt soyu olabileceğini söylüyor.
Fernandez, “Din değiştirdikten sonra Yahudilerin Hristiyanlarla eşit hakları yoktu. Din değiştirenlerin ve onların çocuklarının silah taşımaya, at binmeye, soylu biri gibi davranmaya, ipek kıyafet giyme veya beş nesil boyunca altın ve gümüş giyme hakları yoktu.” diyerek anlatıyor.
“Bu belge muhtemelen çok pahalı. Bir Hristiyan isminden bahsediyor, ancak eski bir Yahudi hakkında konuşuyor [olabilir]” diyor.
Casa da Sefarad müzesindeki diğer parçalar daha yeni tarihli – ve İspanya’da yaratılmış değiller. Aksine, bu küçük Yahudi müzesi, Sefarad Yahudilerin kovulduktan sonra yerleştikleri bölgelerden gelen eserlerle karman çorman bir sunum içerisinde.
Burada ziyaretçiler, Fas’tan getirilmiş, üzerinde David’in yıldızı bulunan renkli kil kaseler; İstanbul’dan bir sinagogdan getirilmiş bir kömür brülörü ve Kuzey Afrika’dan altın iplikle işlenmiş bir Yahudi kadını elbisesi görmeleri mümkün. Tur rehberi, bu elbisenin önemli olduğunu çünkü bu Yahudi altın işlemesinin bugün İspanyol din adamlarının ve matadorların kıyafetlerini süsleyen altın ipliklerin ilham kaynağı olabileceğini ziyaretçilere söylüyor. Müzedeki hiçbir şey 500 yaşında değil. Müzedeki en eski Yahudi parçası, 18. yüzyıldan kalma Fas’tan gelme taş bir Hanukiya.
Müzede Yahudilerin İspanya’da yaşadığı zamandan hiçbir Yahudi objesi bulunmamakta.
“Olmayan bir şey arıyorsunuz. Burada [Yahudilerin İspanya’daki hayatı hakkında] hiç maddi bir ayak izi yok,” diyor Fernandez. “İspanya’da 1500 senelik bir Yahudi varlığından söz ediyoruz” diyor – ancak yine de hiçbir şey geriye kalamamış.
“Küçük bir kısmı giderken yanlarına aldılar, bir kısmını sakladılar ama çoğu aktif şekilde yok edildi. Hristiyanlar, Yahudi varlığının hatırasını dahi bertaraf etmek istediler.” diyor.
Ziyaretçiler İspanya’daki diğer müzelerde de benzer deneyimlerle karşılaşmayı bekleyebilir. Son 10 yıl içerisinde, turistlerin uğrayabileceği tüm İspanyol şehirlerine özel Yahudi müzeleri açıldı.
Barselona ve Ubeda’da müze sinagoglar, Girona ve Sevilla’da Sefarad müzeleri ve Granada’da iki tane Yahudi müzesi mevcut. Ancak ziyaretçilerin çoğu, gösterimdeki parçaların aslında İspanyol kökenli olduğunu fark etmemekte.
Barselona’da bulunan müze sinagogda, ziyaretçiler tarafından tur rehberine yöneltilen, bu yapının gerçekten bir sinagog olup olmadığını nereden bildiğine dair sorulardan tur rehberi rahatsızlık duyuyor.
Fas’tan getirilen dini parçalardan oluşan ufak bir koleksiyonu gezmeleri için “bağış” yapmaları için zorladıktan sonra, müze rehberi, duvarlardan birinin tuhaf bir şekilde doğuya bakması sebebiyle olduğunu söylüyor. (Çünkü duvar üzerinde İbranice herhangi bir yazıt veya başkaca bir arkeolojik bir kanıt bulunmuyor. Fernandez Barselona ve Ubeda’da bulunan Yahudi müzelerinin gerçekten eski sinagoglar olduğuna ikna olmadığını belirtiyor. İspanya’da onaylanmış üç tane sinagog mevcut: ikisi Toledo’da, ve diğeri de Kordoba’da bulunuyor.)
Granada’da bulunan ve “Unutulmuşların Palası” anlamına gelen, Palacio de los Olvidados müzesinde, eski Yahudi parçalarının gösteriminde bir eksiklik bulunmamakta: renkli elyazması İbranice kitap, üzerinde İbranice harfler bulunan metal bir tabak ve bazı eski menoralar mevcut.
Ancak parçaların yanında bulunan açıklamalarda bu objelerin menşeleri belirtilmemiş. Bu durum ziyaretçilere bu eserlerin İspanya’da 1492’de gerçekleşen kovulmadan önce var olan Yahudi hayatına ilişkin olduğuna dair bir izlenim veriyor. Lonely Planet’de 2016’da yayınlanmış “İspanya’yı Keşfet” gezi rehberinde dahi, bu müzenin “İspanya çevresinde toplaşmış” eski Yahudi eserleri içerdiğini belirtilmekte.
Ancak, sorulduğunda bile, müzede çalışanlar her objenin tam olarak nereden geldiğini bilmeseler de, bu objelerin tümünün Fas’tan geldiğini itiraf etmekteler.
Müzede, kovulduktan sonra Sefarad Yahudilerinin bir gün evlerine geri dönme hayaliyle yanlarında taşıdıkları iddia edilen anahtarlardan oluşan bir koleksiyon bulunmakta. Tur rehberi Sara Alvarez bunun bir efsane olduğunu itiraf ediyor. “Fas” kelimesi eserlerin açıklamalarında bir defa bile geçmiyor.
Granada’daki diğer Yahudi müzesi Sefarad bir aileden gelen Batsheva (Beatriz) Chevalier-Sola’nın kendi evinde bulunmakta, ancak yine de daha fazlasını sunmamakta.
Chevalier-Sola büyükbabasının tefilinini ve Chabad tarafından bağışlanmış bir 19. yüzyıldan kalma Aşkenaz dua kitabını sergiliyor.
Kocası Joseph ben Abraham Camarero, Yahudi dinine dönmüş. Müzeye kendi çizdiği ve Yahudilerin İspanya’dan kovuluşunu resmeden bir tabloyu kazandırmış. Müzede ayrıca kovulmaya ilişkin bir video bulunmakta. Ve yine, hiç İspanya Yahudiliğine ilişkin antika bir eser bulunmamakta.
Bu yine de ziyaretçilerin cömert bağışlar yapmasına engel olmamakta. Chevalier-Sola’ya göre, bazı turistler müzeyi desteklemek için 200 Euro kadar yüksek meblağlarda bağışta bulunuyorlar.
Doğrusu, müzede bulunan objelerin İspanya menşeli olmaması çoğu Yahudi olan müze ziyaretçilerini rahatsız etmemekte. Onlar müzelerin varlığının önemli olduğunu belirtiyorlar.
“Bence baya güzel. Ben beğendim. Sefarad Yahudilerinin başına gelenlerden sonra onları artık hatırlamalarına minnettarım.” diyor, Kordoba’daki Yahudi müzesini gezen 60 yaşında sosyal hizmetlerde çalışan Pamela Silverman. “Yahudilerin başına gelenlerin suçlusu biziz. İspanya’nın en saygın olanı bu tür bir gelişimdir.”
Kordoba müzesini karısı Ora ile birlikte ziyaret eden Sefarad kökenli, İsrailli 60 yaşındaki turist Nahum Shlomo, yine olumlu bir izlenim yakalayanlardan. Kendisi, özellikle Kordoba doğumlu Maimonides’in hayatı hakkında bilgi edinmiş olmaktan memnuniyetini belirtti.
Ailesi Iraklı olan Nahum, “Güzel yer. Bu bizim tarihimiz, bunu görmek güzel. Bu bizim için özel. Burası Kordoba’da uğradığımız ilk yer” diyor.
Yine de, eğer 1492 kovulması öncesi İspanya’da Yahudi yaşamına dair o zamandan kalma otantik bir şeyler bulmak istiyorsanız, bunlar yerine arkeoloji müzelerine gitmeniz isabetli olacaktır.
Kordoba’daki arkeoloji müzesinde 9. yüzyılın ortasından kalma Yahudi mezartaşları mevcut. Yanında yazan açıklamaya göre, bu mezar taşı Yehudah bar Akon isimli bir kişinin anısına dikilmiş. Bu mezartaşı Kordoba’yı 756 ile 1031 seneleri arası yöneten Emevi hanedanlığından kalan tek Yahudi parça.
Barcelona Şehir Tarihi Müzesi’nde, 13. yüzyıldan kalma, şehrin Yahudi hastanesinin inşasını gösteren taş üzerine kazınmış İbranice bir yazıtı görmeniz mümkün.
İspanya’nın en saygın olan Yahudi müzesi ise, herhalde Toledo’da bulunan, devlet tarafından işletilen ve ülkenin en etkileyici eski sinagogunun içerisine kurulmuş olan Sefarad Müzesi’dir.
Paylaş: