Birkaç yıl önce, Berlin’e yaptığım bir iş gezisini iki gün uzatıp Polonya’da Krakov’a yakın bir yerde kimyasal hammadde üretimi yapan bir firmayı ziyarete gittim. Aslında ziyaret tamamıyla bahaneydi. Görüşecek önemli bir konu yoktu. Benim derdim, Krakov Gettosu’nun bulunduğu meydanda bulunan otelimden (özellikle seçmiştim) günlük tur alıp, Auschwitz ve Treblinka’ya gitmekti.
Aradan upuzun yetmiş beş yıl geçmişti. Buna rağmen, kampın kapısından girer girmez boğazıma kocaman bir lokma takılmıştı. Ağlamayacağım diyordum içimden ancak sırtlarında İsrail bayrağı taşıyan gençleri görünce gözyaşlarımı tutmak mümkün olamamıştı.
Binlerce ayakkabıyı, dişleri vesaire malzemeyi görmek değildi konu. İnsan, bir fabrika sisteminde ve akış şemasında ölüm üreten bir mekan gördüğünde dehşete kapılıyor. Bir de empati yapmaya kalkıp buz gibi bir havada o insanların neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini ve sevdiklerinden ayrılma anlarını düşündükçe sadece haykırmak geliyor içinden, mümkün olduğunca yüksek sesle haykırmak…
İnsanlar hemcinslerine nasıl yapabildiler bunu ? Nasıl bu kadar aşağı çekebildiler insanlık seviyesini ?
Bunu özellikle bize yaptılar, ister dindar Yahudi, ister solcu ister reformist Yahudi, ne olursak olalım hepimize yaptılar bu soykırımı… Birimizi diğerlerinden ayırmadan tümümüzü silmeye çalıştılar bu dünyadan… İşte sırf bu vahşete karşılık birlik olup, farklı görüş açılarımızı bir kenara bırakıp birbirimize sarılmamız gerektiğini hatırlayalım, insanlık tarihinin en acı olayının unutulmamasını sağlayalım.
Yarın akşam Neve-Şalom Sinagoguna gidip bir kez daha içimizden de olsa haykıralım! Bir daha asla!
Birkaç yıl önce, Berlin’e yaptığım bir iş gezisini iki gün uzatıp Polonya’da Krakov’a yakın bir yerde kimyasal hammadde üretimi yapan bir firmayı ziyarete gittim. Aslında ziyaret tamamıyla bahaneydi. Görüşecek önemli bir konu yoktu. Benim derdim, Krakov Gettosu’nun bulunduğu meydanda bulunan otelimden (özellikle seçmiştim) günlük tur alıp, Auschwitz ve Treblinka’ya gitmekti.
Aradan upuzun yetmiş beş yıl geçmişti. Buna rağmen, kampın kapısından girer girmez boğazıma kocaman
bir lokma takılmıştı. Ağlamayacağım diyordum içimden ancak sırtlarında İsrail bayrağı taşıyan gençleri görünce gözyaşlarımı tutmak mümkün olamamıştı.
Binlerce ayakkabıyı, dişleri vesaire malzemeyi görmek değildi konu. İnsan, bir fabrika sisteminde ve akış şemasında ölüm üreten bir mekan gördüğünde dehşete kapılıyor. Bir de empati yapmaya kalkıp buz gibi bir havada o insanların neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini ve sevdiklerinden ayrılma anlarını düşündükçe sadece haykırmak geliyor içinden, mümkün olduğunca yüksek sesle haykırmak…
İnsanlar hemcinslerine nasıl yapabildiler bunu ? Nasıl bu kadar aşağı çekebildiler insanlık seviyesini ?
Bunu özellikle bize yaptılar, ister dindar Yahudi, ister solcu ister reformist Yahudi, ne olursak olalım hepimize yaptılar bu soykırımı… Birimizi diğerlerinden ayırmadan tümümüzü silmeye çalıştılar bu dünyadan… İşte sırf bu vahşete karşılık birlik olup, farklı görüş açılarımızı bir kenara bırakıp birbirimize sarılmamız gerektiğini hatırlayalım, insanlık tarihinin en acı olayının unutulmamasını sağlayalım.
Yarın akşam Neve-Şalom Sinagoguna gidip bir kez daha içimizden de olsa haykıralım! Bir daha asla!
Paylaş: