Kaynak: milliyet.com
Yazar: Orhan Beşikçi
İzmir sinagoglarını ziyaret eden tarih severler, aynı avluya bakan Sinyora Giveret, Hevra, Algaze sinagoglarının gizlediği; dışarıdan bakıldığı zaman görünmeyen Forasteros Sinagogu’nun farkına varamıyorlar. Dünyada ikinci örneği olmayan, aynı avluya bakan dört ayrı sinagog ilgi bekliyor. Gözlerden ırak olduğu için hakkında yazılıp çizilmeyen Forasteros Sinagogu üzerine bildiklerimizi yazalım.
Forastero, İspanyolca yabancı demektir. Yerli Yahudilerin gittiği sinagoglar dışında, dışarıdan gelenler için yapılmış sinagog diyebiliriz. İzmir’e dışarıdan gelen Yahudilerin ibadet etmesi için düşünülmüş bu sinagog için, değerli büyüğüm Eczacı Selim Amado kendi ailesinden örnek vererek anlatmıştı.
Amado ailesi Fransa’da Bayonne kasabasından 17. yüzyılda İzmir’e gelip Pınarbaşı’na yerleşmiş, aralarından Rav David Amado gibi Yeşiva’nın (din okulu) başkanı olmuş ünlü isimler var. Dedesi ve babası gençliklerinde Forasteros Sinagogu’na gelip dua ederlermiş. Pınarbaşı’ndan İzmir’e yerleştikleri zaman seçtikleri veya kabul edildikleri sinagog Forasteros Sinagogu olmuş.
Demek ki o yıllarda Pınarbaşı gibi yakın yerlerden İzmir’e gelen Yahudiler yabancı statüsüne tabi tutulup ibadetlerini Forasteros Sinagogu’nda yapmışlar…
Sevgili Selim Amado 1940-1950 yıllarında sinagogun alt katında bir odada her gün on haham veya dindarın toplandığını, halkın mevlit gibi dini ihtiyaçlarında yardımcı olan ‘Asara Batlanim’ (toplumun huzur ve iyiliği için dua eden on kişi) adlı grubu, dokuz yaşında tifodan ölen ağabeyinin mevlidinin burada yapıldığını, orada bir de Geniza’nın bulunduğunu hatırlıyor.
Sinagog ve mezarlıklarda, depolarda eskimiş aşınmış İbranice yazılı metinlerin dini törenle gömülmeden önce saklandığı yere ‘Geniza’ deniliyor.
Yahudiler, eski yırtık din kitaplarını Geniza’ya getirir, yılda bir kez dini törenle toprağa gömerlermiş. Zaman içerisinde Forasteros Sinagogu yıkıldı; gün geldi avlusu kurbanlık tavuk satan dükkanın deposu oldu.
İzmir Yahudilerinin tarihçesi bir hayli eskiye gider, kültürel zenginlikleri yazmakla bitmez.
İyi pazarlar…
Kaynak: milliyet.com
Yazar: Orhan Beşikçi
İzmir sinagoglarını ziyaret eden tarih severler, aynı avluya bakan Sinyora Giveret, Hevra, Algaze sinagoglarının gizlediği; dışarıdan bakıldığı zaman görünmeyen Forasteros Sinagogu’nun farkına varamıyorlar. Dünyada ikinci örneği olmayan, aynı avluya bakan dört ayrı sinagog ilgi bekliyor. Gözlerden ırak olduğu için hakkında yazılıp çizilmeyen Forasteros Sinagogu üzerine bildiklerimizi yazalım.
Forastero, İspanyolca yabancı demektir. Yerli Yahudilerin gittiği sinagoglar dışında, dışarıdan gelenler için yapılmış sinagog diyebiliriz. İzmir’e dışarıdan gelen Yahudilerin ibadet etmesi için düşünülmüş bu sinagog için, değerli büyüğüm Eczacı Selim Amado kendi ailesinden örnek vererek anlatmıştı.
Amado ailesi Fransa’da Bayonne kasabasından 17. yüzyılda İzmir’e gelip Pınarbaşı’na yerleşmiş, aralarından Rav David Amado gibi Yeşiva’nın (din okulu) başkanı olmuş ünlü isimler var. Dedesi ve babası gençliklerinde Forasteros Sinagogu’na gelip dua ederlermiş. Pınarbaşı’ndan İzmir’e yerleştikleri zaman seçtikleri veya kabul edildikleri sinagog Forasteros Sinagogu olmuş.
Demek ki o yıllarda Pınarbaşı gibi yakın yerlerden İzmir’e gelen Yahudiler yabancı statüsüne tabi tutulup ibadetlerini Forasteros Sinagogu’nda yapmışlar…
Sevgili Selim Amado 1940-1950 yıllarında sinagogun alt katında bir odada her gün on haham veya dindarın toplandığını, halkın mevlit gibi dini ihtiyaçlarında yardımcı olan ‘Asara Batlanim’ (toplumun huzur ve iyiliği için dua eden on kişi) adlı grubu, dokuz yaşında tifodan ölen ağabeyinin mevlidinin burada yapıldığını, orada bir de Geniza’nın bulunduğunu hatırlıyor.
Sinagog ve mezarlıklarda, depolarda eskimiş aşınmış İbranice yazılı metinlerin dini törenle gömülmeden önce saklandığı yere ‘Geniza’ deniliyor.
Yahudiler, eski yırtık din kitaplarını Geniza’ya getirir, yılda bir kez dini törenle toprağa gömerlermiş. Zaman içerisinde Forasteros Sinagogu yıkıldı; gün geldi avlusu kurbanlık tavuk satan dükkanın deposu oldu.
İzmir Yahudilerinin tarihçesi bir hayli eskiye gider, kültürel zenginlikleri yazmakla bitmez.
İyi pazarlar…
Paylaş: