Küçük Ruby yıllardır gizli olan hayat öyküsünü ancak 64 yaşında bir tesadüf sonucu ortaya çıkardı. Küçüklüğünde babasının ve annesinin anlam veremediği davranışlarını, tuhaf hallerini ancak yıllar sonra anladı.
Yirmi yıl önce, Ruby Wax, anne-babasının gençliklerinde sahip olduğu, çatı katında şans eseri rastladığı belgeler ve fotoğraflarla dolu olan çantasına elini uzattığında başına gelecekleri bilmiyordu. Hatta “Ella” ve “Salo”ya yazılmış mektuplar vardı içinde. Kimdi bunlar? Ayrıca ona kim olduğunu ve ailesinin nereden geldiğini anlatan küçük ipuçları da bulmuştu sonunda.
Yıllardır Wax’ın aile tarihinin bilinmeyen bir yönü idi bu. Zaten o da çocukluğundan beri bunu anlamak için uğraşmıştı. Annesinin neden her zaman düşünceli olduğunu, babasının daima neden bağırdığını ve neden her ikisinin de 2. Dünya Savaşındaki Soykırım hakkında sessiz ve konuşmadan durduğunu bilemiyordu.
Şimdi, 64 yaşındaki aktrist, yazar ve psikoterapist, ailesinin gerçek öyküsünü öğrendi ve dünyaya anlattı. Wax, Holokost’un ailesine nasıl etkilediğine dair daha fazla şey keşfetmek dışında bir de zihinsel sağlık ve depresyon öyküsünü ortaya koyuyor – bunu da onunla mücadele ettiği ve son yıllarda psikoterapist olarak eğitilmeye zorlandığı bir şey olarak anlatıyor Wax.
Wax, ailesi Edmund Wachs ve Berta Goldmann’ın İkinci Dünya Savaşı başlamadan önce Avusturya’dan kaçıp Chicago’ya nasıl yerleştiklerini açıklıyor. Annesinin bağlantısız düşüncelerini ve aniden çığlık attığını hatırlattı Wax. Annesinin babasını “O, onun adına … ‘işkenceci’ dediği gibi. Belli ki korkunç bir ilişki yaşamış olmalılar” diye düşünüyordu.
Fakat varsayımları sonunda Wax’ın ilk önce Viyana’ya giderek, babasının sadece Yahudi olduğu için Avusturya’ya girmesinden birkaç hafta sonra Nisan 1938’de hapishaneye atıldığını tespit etmesiyle doğruluğunu gösterdi.
Ve çantadan şimdi çevrilmiş mektuplardan biri, annesinin Edmund’a hapisteyken yazdığını ortaya koyuyor. Bir cümle şöyle diyor: “Annemin babamı sevdiğine dair hiçbir fikrim yoktu … her gün ağladığını söyleyerek… Gerçekten birbirlerini sevdiklerini bilmiyordum.” Bir başka şaşırtıcı şey ise, cezaevinde geçirdiği süre boyunca Edmund ve Yahudi tutsaklarının işkence görmesiydi Sonunda, serbest bırakılmasını ancak Avusturya’yı terk etme şartı ile güvence altına aldı – ya da Dachau toplama kampına gönderilerek sınır dışı edilecekti. Edmund ve Berta aceleyle evlendi, ancak Berta Belçika’ya onunla gitmeyi başaramadı. Ardından Berta, ABD vizesi almışken, ardı ardına, ABD’ye giden bir gemide Aralık 1938’de bir araya geldiler.
Wax, 9 Kasım 1938’de gerçekleşen Yahudi evlerine, işyerine ve sinagoglara yönelik düzenlenen bir dizi Nazi saldırısı düzenleyen Kristallnacht (Kristal Gece) sırasında annesinin hala Viyana’da olduğunu anlamaya başladı.
“Hiç bahsetmedi, anlatmadı ,” diyor, Wax annesi için. “Düşünüyor musun, neden aklını kaçırdığını açıklıyor musun?” Annesinin yaşadığı travmaları anlamaya çalışarak. Ailesinin izlerini takip etmeye çalışırken, danıştığı, bir soykırım uzmanına göre mektuptaki “Ella” büyük teyzesi ve “Salo” nun da büyük amcası olan Salomen Birer olduğunu anlamış. Mektuplar yüreklilikle, çiftin umutsuzca Berta’yla kendileri için bir ABD vizesi almasına yardım etmesini istediğini ortaya koydu.
Ella, “Ne kadar korktuğumuzu hayal bile edemezsiniz” diye yazmıştı. Berta’nın kendisine yardım etmek için gerekli belgeleri bulması üzerine, ABD Hükümeti gereksinimlerini değiştirdi ve sadece birkaç hafta sonra Hitler tüm göçü durdurdu.
Ruby Wax’ın anne tarafından akrabaları
Wax, Ella ve Salo’nun yanısıra anneannesinin dedesinin ailesinin geri kalanını bulmaya kendini mecbur hissetti – Nihayet aradığı cevabı kendini keşfeden yolculukta bulduğunu hissetti. Diyor ki: “Bilirsiniz, kendime çok zaman harcadım ve çok para kazandım. Terapist olmak yerine, ben aile soyağacını çıkartan geneoloji yapıyor olmalıydım. Şimdi atalarımı bilerek, tanıyarak, kendim hakkında daha fazla bilgiye sahip oldum ve kendimi tanımaya başladım”
Reneta Sibel Yolak’ın “Ümitlerin Mucizelere Döndüğü An” adlı kitabından alınmıştır.
Ruby’nin aile öyküsü, 4 Ekim Çarşamba günü saat 18:00’de, BBC One’da yayınlanan Who Do You Think You? (Sen Kim Olduğunu Düşünüyorsun?) programında ortaya çıktı.
Yıllardır Wax’ın aile tarihinin bilinmeyen bir yönü idi bu. Zaten o da çocukluğundan beri bunu anlamak için uğraşmıştı. Annesinin neden her zaman düşünceli olduğunu, babasının daima neden bağırdığını ve neden her ikisinin de 2. Dünya Savaşındaki Soykırım hakkında sessiz ve konuşmadan durduğunu bilemiyordu.
Şimdi, 64 yaşındaki aktrist, yazar ve psikoterapist, ailesinin gerçek öyküsünü öğrendi ve dünyaya anlattı. Wax, Holokost’un ailesine nasıl etkilediğine dair daha fazla şey keşfetmek dışında bir de zihinsel sağlık ve depresyon öyküsünü ortaya koyuyor – bunu da onunla mücadele ettiği ve son yıllarda psikoterapist olarak eğitilmeye zorlandığı bir şey olarak anlatıyor Wax.
Wax, ailesi Edmund Wachs ve Berta Goldmann’ın İkinci Dünya Savaşı başlamadan önce Avusturya’dan kaçıp Chicago’ya nasıl yerleştiklerini açıklıyor. Annesinin bağlantısız düşüncelerini ve aniden çığlık attığını hatırlattı Wax. Annesinin babasını “O, onun adına … ‘işkenceci’ dediği gibi. Belli ki korkunç bir ilişki yaşamış olmalılar” diye düşünüyordu.
Fakat varsayımları sonunda Wax’ın ilk önce Viyana’ya giderek, babasının sadece Yahudi olduğu için Avusturya’ya girmesinden birkaç hafta sonra Nisan 1938’de hapishaneye atıldığını tespit etmesiyle doğruluğunu gösterdi.
Wax, 9 Kasım 1938’de gerçekleşen Yahudi evlerine, işyerine ve sinagoglara yönelik düzenlenen bir dizi Nazi saldırısı düzenleyen Kristallnacht (Kristal Gece) sırasında annesinin hala Viyana’da olduğunu anlamaya başladı.
“Hiç bahsetmedi, anlatmadı ,” diyor, Wax annesi için. “Düşünüyor musun, neden aklını kaçırdığını açıklıyor musun?” Annesinin yaşadığı travmaları anlamaya çalışarak. Ailesinin izlerini takip etmeye çalışırken, danıştığı, bir soykırım uzmanına göre mektuptaki “Ella” büyük teyzesi ve “Salo” nun da büyük amcası olan Salomen Birer olduğunu anlamış. Mektuplar yüreklilikle, çiftin umutsuzca Berta’yla kendileri için bir ABD vizesi almasına yardım etmesini istediğini ortaya koydu.
Ella, “Ne kadar korktuğumuzu hayal bile edemezsiniz” diye yazmıştı. Berta’nın kendisine yardım etmek için gerekli belgeleri bulması üzerine, ABD Hükümeti gereksinimlerini değiştirdi ve sadece birkaç hafta sonra Hitler tüm göçü durdurdu.
Wax, Ella ve Salo’nun yanısıra anneannesinin dedesinin ailesinin geri kalanını bulmaya kendini mecbur hissetti – Nihayet aradığı cevabı kendini keşfeden yolculukta bulduğunu hissetti. Diyor ki: “Bilirsiniz, kendime çok zaman harcadım ve çok para kazandım. Terapist olmak yerine, ben aile soyağacını çıkartan geneoloji yapıyor olmalıydım. Şimdi atalarımı bilerek, tanıyarak, kendim hakkında daha fazla bilgiye sahip oldum ve kendimi tanımaya başladım”
Reneta Sibel Yolak’ın “Ümitlerin Mucizelere Döndüğü An” adlı kitabından alınmıştır.
Ruby’nin aile öyküsü, 4 Ekim Çarşamba günü saat 18:00’de, BBC One’da yayınlanan Who Do You Think You? (Sen Kim Olduğunu Düşünüyorsun?) programında ortaya çıktı.
Paylaş: