Takipçimizden gelen, henüz bugün yaşanmış antisemit bir olayı sizinle paylaşmak isteriz. Gündelik hayatta yaşanan antisemitizm, ırkçılık ve ayrımcılık; bunları gerçekleştirenlerin akıllarına bile gelmiyor, sıradanlaşmış olan ayrımcılığın insanların hayatında nasıl olumsuzluklara sebebiyet verdiğinin farkında bile olmuyor.
‘Taksiye bindim, selamlaştık, şoför hatırımı sordu, gideceğim yeri söyledim.
– Aaa ben hiç sevmem orayı.
– Neden?
– Sadece bir kere gittim oraya, bir denetimci götürdüm. Dedim ki geçir geçirebildiğine.
– Neden?
– Sahipleri Yahudi değil mi?
– Evet
– E işte domateslere hormon koyuyorlar.
– Anlamadım?
– Yahudiler İsrailde sadece kendilerine doğal domates üretip, tüm dünyaya hormonlu domates veriyorlar. Ben bunlar yüzünden hiç domates yemiyorum. Biliyor musun!
– Hmm enteresan..
– Ablacım, bu Yahudiler kendileri dışındaki insanları ikinci sınıf görüyorlar, herkesi hizmetçi sanıyorlar.
Derin bir nefes aldım…
– Anladım, ama sınava çalışmam lazım izninizle..
deyip sustum, ama elimde notlar, hem içim hem ellerim titriyor.. Dedim dayan Kloret, ineceksin şimdi. Bir yandan da içim içimi yiyor. Ya söylesem Yahudi olduğumu ne yapar? Ya da insem arabadan? Yok nereye ineceğim… Sabrettim, yola devam…
Gideceğimiz yere varınca:
– Abla kusura bakma ben bazen konuşuyorum böyle ama tatlı tatlı anlatmaya çalışıyorum. Sabah sabah seni sıktıysam kusura bakma.
– Rica ederim
– Sınava mı gireceksin?
– Evet
Parayı ödedim, fişi uzattı..
– Çok başarılar dilerim o zaman
– Teşekkür ederim ama belki Yahudi olduğumu bilseydiniz başarı dilemezdiniz.
– Efendim?? Anlamadım.
– Önemli değil.
İndim arabadan, kapıyı kapattım. Yürüyorum ama peşimden geliyor mudur? Yahudi olduğumu söylemekle kötü mü ettim? Sorular ve endişe kafamda dolanırken, sınıfa girdim ve sınava odaklanmaya çalıştım.
Bir insan sabahın köründe neden nefret kusar?
Bir insan tanımadığı insanlara neden nefret besler?
Domates, Yahudi, hormon ve antisemitizm duygusu ile dolu bir hikaye ile hepinize günaydın…’
Takipçimizden gelen, henüz bugün yaşanmış antisemit bir olayı sizinle paylaşmak isteriz. Gündelik hayatta yaşanan antisemitizm, ırkçılık ve ayrımcılık; bunları gerçekleştirenlerin akıllarına bile gelmiyor, sıradanlaşmış olan ayrımcılığın insanların hayatında nasıl olumsuzluklara sebebiyet verdiğinin farkında bile olmuyor.
‘Taksiye bindim, selamlaştık, şoför hatırımı sordu, gideceğim yeri söyledim.
– Aaa ben hiç sevmem orayı.
– Neden?
– Sadece bir kere gittim oraya, bir denetimci götürdüm. Dedim ki geçir geçirebildiğine.
– Neden?
– Sahipleri Yahudi değil mi?
– Evet
– E işte domateslere hormon koyuyorlar.
– Anlamadım?
– Yahudiler İsrailde sadece kendilerine doğal domates üretip, tüm dünyaya hormonlu domates veriyorlar. Ben bunlar yüzünden hiç domates yemiyorum. Biliyor musun!
– Hmm enteresan..
– Ablacım, bu Yahudiler kendileri dışındaki insanları ikinci sınıf görüyorlar, herkesi hizmetçi sanıyorlar.
Derin bir nefes aldım…
– Anladım, ama sınava çalışmam lazım izninizle..
deyip sustum, ama elimde notlar, hem içim hem ellerim titriyor.. Dedim dayan Kloret, ineceksin şimdi. Bir yandan da içim içimi yiyor. Ya söylesem Yahudi olduğumu ne yapar? Ya da insem arabadan? Yok nereye ineceğim… Sabrettim, yola devam…
Gideceğimiz yere varınca:
– Abla kusura bakma ben bazen konuşuyorum böyle ama tatlı tatlı anlatmaya çalışıyorum. Sabah sabah seni sıktıysam kusura bakma.
– Rica ederim
– Sınava mı gireceksin?
– Evet
Parayı ödedim, fişi uzattı..
– Çok başarılar dilerim o zaman
– Teşekkür ederim ama belki Yahudi olduğumu bilseydiniz başarı dilemezdiniz.
– Efendim?? Anlamadım.
– Önemli değil.
İndim arabadan, kapıyı kapattım. Yürüyorum ama peşimden geliyor mudur? Yahudi olduğumu söylemekle kötü mü ettim? Sorular ve endişe kafamda dolanırken, sınıfa girdim ve sınava odaklanmaya çalıştım.
Bir insan sabahın köründe neden nefret kusar?
Bir insan tanımadığı insanlara neden nefret besler?
Domates, Yahudi, hormon ve antisemitizm duygusu ile dolu bir hikaye ile hepinize günaydın…’
Paylaş: