Arşiv Haberler

Polonyalı Milliyetçi Gençlik Yürüyüşü Binlerce Kişiyi Başkentte Topladı

Kaynak: Wall Street Journal

Çeviri: Aykut Güler

Çoğunluğu gençlerden oluşan kalabalık, üzerinde “Avrupa Beyaz Olacak” ve “Temiz Kan” yazılı pankartlar taşıdı.

Cumartesi günü Milli Radikal Kamp adındaki milliyetçi gençlik örgütünün mensupları, Varşova’da düzenlenen Bağımsızlık Günü yürüyüşünde meşaleler yaktı. Fotoğraf: Pietrus/Epa/Efe… Drew Hinshaw

Varşova- On binlerce Polonya vatandaşı, Cumartesi günü Varşova’da, daha az sayıda Yahudi ve Müslüman vatandaşın yaşadığı “ari” bir Polonya isteyen milliyetçi gençlik hareketinin düzenlediği yürüyüşe katıldı.

Gençlerin ağırlıkta olduğu kalabalık, maytap atıp milliyetçi marşlar söyledi. Buna ilaveten “Beyaz Avrupa”, “Avrupa Beyaz Olacak” ve “Temiz Kan” yazılı pankartların taşındığı görüldü. Yürüyüşe Macaristan, Slovakya ve İspanya’dan katılan gruplar ise savaş döneminde Nazi Almanyası ile işbirliği esnasında kullanılan semboller barındıran bayraklar taşıdı.

Yürüyüşe katılanların bazı kişiler herhangi bir neo-faşist ya da ırkçı bir organizasyona dâhil olmadıklarını ancak Polonya’nın en büyük bağımsızlık günü etkinliğinin genel havasından rahatsızlık duymadıklarını belirtti.

Polonya bayrağına sarınmış 27 yaşındaki Mateusz “Elbette ki bu yürüyüşte milliyetçiler ve faşistler de var. Bence bir sorun yok. Burada olmaktan mutluydum.” diye konuştu.

Milli Radikal Kamp adındaki bir grubun düzenlediği yürüyüş, Polonya gençliğinde artan sağcı eğilimi ortaya koyuyor. Milli Radikal Kamp, kendisini 1930’ların aynı ismi taşıyan ve Holokost’tan hemen önce Polonya’yı Yahudilerden arındırmak isteyen faşist hareketin halefi olarak görüyor. Yalnızca Polonyalı Gençlik adında, iki savaş arasında kurulmuş antisemitist ikinci bir grup da, yürüyüşe ortak oldu.

Göstericiler, yürüyüş esnasında meşaleler yakıp Polonya bayraklarını dalgalandırdılar. Photo: Czarek Sokolowski/Associated Press

Şehir yönetimindeki yetkililer, yürüyüşün Polonya’yı yansıtmakta başarısız olduğunu düşündüklerini fakat bu yürüyüşün Polonya tarihini kutlamak amacıyla yapılmasından dolayı onaylamak zorunda kaldıklarını söyledi. Varşova Belediyesi’nin sözcüsü Agnieszka Kłąb “Çocuklarımı götüreceğim türden bir etkinlik değildi bu.” ifadesini kullandı.

Radikal Kamp, 2009 yılından beri bağımsızlık günü yürüyüşleri düzenliyor. Birkaç yıl öncesine kadar bu yürüyüşlere az sayıda insan katılıyordu. Son üç senede bu yürüyüş Polonya’nın en büyük bağımsızlık günü etkinliği haline geldi ve Avrupa’daki muadilleri içerisinde de en büyük çaplılardan biri olarak yer aldı. Cumartesi günkü yürüyüşün bugüne kadarki en geniş katılımlı yürüyüş olduğu düşünülüyor. Polis, 60.000’e yakın insanın katıldığını tahmin ediyor.

“Polonyalı Yahudiler Biziz” yazılı bir pankart taşıyan ve polislerin korumasında yürüyüşü protesto eden 25 yaşındaki Jakub Skrzypek “Her yıl daha da vahşi bir hâl alıyor bu. Büyük bir korku içindeyiz.” dedi.

Radikal Kamp’ın mensupları, sosyal medya hesaplarında ve diğer iletişim kanallarında, Avrupa’daki Suriyeli mülteci sayısının artışını komünistlerle çalışan ve AB’ye daha çok Müslüman sokarak şeriat ve eşcinselliği getirmek istediklerini iddia ettikleri Yahudilerin desteklediğini savunuyorlar.

Bu grup, 1936 yılında Yahudilere karşı yürütülen pogromu anan çeşitli etkinlikleri düzenli olarak organize ediyor. “İslam’ın Holokostu İçin Dua Et.” yazılı bir bayrakta grubun simgesi Varşova Köprüsü’nün üzerinde resmedildi.

Polonya’da faşist harekete karşı çıkan çatı bir koalisyonun düzenlediği organizasyona da katılım vardı. Photo/Obara/Epa-Efe/…

Grup, bu yıl Donald Trump’ın yaptığı bir konuşmadan alıntıladıkları “Tanrıyı istiyoruz.” sözünü slogan olarak kullanacağını açıkladı.

“Bu yürüyüş aslında daha büyük bir sosyal olgunun yansımasıdır. Bu oldukça endişe verici durum, Polonya’daki gençler arasında aşırı milliyetçiliğin ve zenofobinin gitgide yayılmaya başladığını işaret etmektedir.” diyen Collegium Civitas’ın Politika bölümünde profesör olan Rafal Pankowski, sözlerine şunları ekledi: “Bir zıtlık söz konusu. Polonyalı ebeveynler ve büyükanne-büyükbabalar mantığa aykırı bir biçimde gençlerden daha özgürlükçü.”

Kuzey Amerika’da yalnız beyazların yaşayacağı bir ülke kurmak isteyen ve 26 Avrupa ülkesine kabul edilmeyen Richard Spencer, yürüyüşün davetlisiydi. Polonya hükümeti evde kalmasını istedi, o da yürüyüşe katılmadı. Kendisini faşist olarak tanımlayan, göç karşıtı İtalyan politikacı Roberto Fiore’nin de katılımı planlanıyordu.

Facebook ve Twitter’daki bazı Polonyalılar, olası bir şiddet vakasından kaçınmak için ülkelerinin bağımsızlık gününde şehir merkezinden uzak duracaklarını söylediler. Üç yıl önceki yürüyüşler, polisin göz yaşartıcı gaz kullandığı bir münakaşaya dönüşmüştü. Polis, bu sene Cumartesi günü en az 45 kişiyi gözaltına aldı.

Cumartesi günkü yürüyüşe katılanlar, Radikal Kamp’ın yeni mensuplarıyla tanıştığı futbol ve gençlik kulüplerindeki etkisinin arttığını gösterdi. Avrupa Birliği ve Rusya’nın Polonya’nın bağımsızlığı üzerinde eşit derecede tehdit oluşturduklarını savunan grup, katı bir milliyetçi duruş sergiliyor. Grup ayrıca Polonyalıların yabancılara ait olan kuruluşları millileştirmesini ve kârın etnik açıdan homojen bir millete dağıtılması gerektiğini savunuyor.

Milliyetçi yürüyüş, Temmuz ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı bir konuşmadan alıntı olan “Tanrıyı İstiyoruz.” sloganı çerçevesinde gerçekleştirildi. PHOTO: Zborows-/Epa-Efe/…

Benzer hareketler Macaristan, Slovakya ve Çekya’da da gerçekleşti, hatta parlamentoda söz sahibi bile oldular.  Bu ülkelerin bazıları Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri arasında. Polonya, krizden sonra ekonomik olarak küçülmeyen tek AB ülkesi olmuştu.

Yine de, Polonya’nın bazı uzak seçkinler tarafından işgal edildiği yanılsaması, insanları tıpkı göçmenlerin yakında ülkeye akın edeceği endişesi gibi etkisi altına almış durumda. Hükümetin kontrol ettiği medya organları neredeyse her akşam Avrupa’daki Müslümanların işlediği suçları haber ediyor. Polonya devlet kanalı, bu yürüyüşü “vatanseverlerin büyük yürüyüşü” olarak nitelendirdi.

24 yaşındaki protestocu Lukasz, “Bu içimizdeki bir ihtiyaç gibi. Polonyalılara ait olacak bir Polonya istiyoruz.” Dedi.

-Bu makale Natlia Ojewska’nın katkıları ile hazırlanmıştır.