70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 4/7)

Şalom Gazetesi’nin 70. yılı dolayısıyla 7 parça halinde hazırladığımız röportaj dizimizin dördüncüsü ile yayındayız. Diğer röportajlarımıza ulaşmak için buraya tıklayın.

Karikatür: İrvin Mandel, Şalom Gazetesi

Beno Haligua, 64, Emlakçı, İstanbul

Şalom benim için Türk Musevi Cemaati’nden ve İsrael’den haberdar olmak anlamına geliyor. 64 yaşındayım, tahminen Silvyo Ovadya’nın Şalom’un Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde ilk kez okumuştum. İlk okuduğum zamanla şimdiki hali arasında mukayese yapamıyorum çünkü şu anda Şalom’u internetten takip ediyorum abone olmadığım için. Web sayfaları çok başarılı, tebrik ediyorum. Kayınvalidem abone, o da geniş toplumdan karşı ev komşusuna veriyor okuduktan sonra. Türk Yahudi Toplumu yaşlı nüfus olduğundan basılı yayının devam etmesi gerekiyor. Geniş topluma sesini duyurabilmesi ve genç Yahudi neslin takip edebilmesi için de elektronik ortamda yayın yapması çok olumlu.

Şalom, ne şiş yansın ne kebap politikası güdüyor, yani ne Türkiye ne de İsrael hükümetleriyle ters düşmeyecek yayın yapıyor. Daha cesur olabilir… En azından daha cesur köşe yazarlarına imkan tanıyabilir. Şalom ile Yahudi kimliğim arasında bir bağ olduğuna inanıyorum, varlığını önemsiyorum.

 

İlker Geron, 34, Mühendis, Utrecht

Şalom, çocukluğumda zaman zaman başka bir ana yayın organı ile evimize gelen, içinde bazen akrabalarımın, bazen arkadaşlarımın, bazen de içinde bulunduğum  derneklerin faaliyetleri hakkında bilgi veren bir gazete idi benim için. Kendimi bildim bileli düzenli olarak evimize girmese bile, bir şekilde elimin altında olan bir yayın olmuştur Şalom. İlk olarak, çok ufaktım ve dayımlar hakkında çıkan bir yazı vardı, onu hatırlıyorum. Şalom’a abone değilim, zaman zaman eş, dost, akraba ziyaretlerinde inceliyorum. Haftada bir internet sitesine giriyorum.

Bugün hem geriye dönük hem de günümüze baktığımda, Şalom’un Yahudi cemaati ve Yahudi cemaatini takip edenler için bir araçtan çok da öteye gidemediğini düşünüyorum. Her ne kadar içinde zaman zaman değerli çalışmalar yayınlansa da, Türkiye’deki neredeyse her yayın organı gibi, Şalom da Yahudi cemaati içinde belli kitlelerin çizdiği sınırların dışına pek çıkamamış, gazete ve habercilik yerine, daha çok kendi toplumunu koruma ve onu dışarıya istenilen sınırlarda gösterme üzerine çalışan bir kurumdur benim gözümde. Örneklemek gerekirse, bence bir gazete olarak yasanan sinagog saldırılarını, Türkiye devlet başkanlarının ya da halktan bazı kesimlerin İsrail politikalarına sinirlenip Yahudi toplumu üzerine sözlü ve fiziki saldırılar olduğunda bunların incelenip haber yapılmasını beklerdim. O zaman Şalom yayınını bir gazete olarak algılayabilirdim.

İnsanların Yahudi denince akıllarına İsrail vatandaşı, Musevi dinini seçmiş bir şahıs ya da başka şeyler geliyor. Benim için Yahudi kimliği gerçekten bir kimlik! Hem Türkiye Devleti ve toplumunun hem de Yahudi toplumunun beni fişlemesi ile verilmiş bir kimlik. Hiçbir seçme hakkı tanımadan, iyisi ve kötüsü ile üzerime yapıştırdığı bir kimlik. İnsanlara cinsel, dini seçimini sormadan mavi ya da pembe kimlik verip sonra da din hanesine bir şeyler yazması gibi. 34 yıldır bu fişle büyütüldüm ve yaşıyorum.

Şalom’un bana yapıştırılmış olan Yahudi kimliğim ile olan bir bağı ne yazık ki yok. Çünkü Yahudi toplumunun içinde gerçekten haber olabilecek hiçbir konu araştırılmıyor, hatta üzerine gidilmesi gerekirken, üzeri kapatılan birçok olay var. Örnek vermek gerekirse, ben isterdim ki  2003’te yaşanan terör saldırıları sonrasında Şalom Gazetesi çıksın, bu konuyu bir haber gibi incelesin, cemaat içindeki yanlış noktaları bulsun. Bu olaylardan önce gerekli güvenlik tedbirleri alındı mı, bu saldırılar istihbarat tarafından biliniyor muydu, cemaatte güvenlik yetkililerinin bu istihbarattan haberi var mıydı, varsa farklı çözümler üretilebilir miydi… Ben sıradan bir vatandaş olarak bunları merak ederken yayın organları bunu irdelemedi. Belki o dönemde birçok yanlış karar almış insanlar, bu yaşananlar bilinmediğinden bugün halen önemli noktalarda aktif görev alıyorlar. Ya da Türkiye’deki insanlar, devlet yöneticileri, İsrail’i protesto edelim derken Türk vatandaşı olup Yahudi kimliğine sahip insanlara karşı eylem ve şiddet eğiliminde oldukları zaman, bu konuyu irdelesin, uzun uzun anlatsın. Hatta devlet yetkilileri ile bu konularda röportajlar yapsınlar. Bu tip habercilik olmadığından Şalom, bir grup yakın ya da aynı görüşteki Yahudi kökenli insanın çıkardığı magazinsel bir yayındır bana göre.

Şalom bir topluluğun ihtiyacına yönelik yayınlanan bir yayından ziyade, kendi içlerinde oluşan bir grubun sen çal ben oynayayım düzeni ile yapılan bir yayın. Fakat yazarlığa merak duyan, gazeteciliğe heves eden insanların bu yolda ilerlemesinde bir başlangıç basamağı oluşturması açısından varlığı olumlu. Eksiklerine gelecek olursak, Türkiye’de belli siyasi görüş ve partilerin etkisi altında kalan ve sadece onların propagandasını yapan ana akım yayınlar gibi, Şalom da Türkiye Yahudi cemaati içinde belirli görüşlerin elinde kalmış, o kabuğun dışına çıkamamış, kendi çemberinde yayın yapan bir kuruluş. Belki de bu yüzden çok ufak bir kesim Şalom’dan haberdar. Geniş toplumun Şalom’dan haberi olduğu söylenemez.

THY dış hatlar uçuşlarında yer almaması hakkında bir şey hissetmiyorum. Ben isterdim ki, Şalom Yahudiler dahil bir azınlık gazetesi olsun. Tüm azınlıkların haklarını korumaya yönelik, onların ihtiyacını anlatan yayınlarla, Yahudiler ve diğer azınlıklar adına yanlış bilinen birçok konuyu işlesin, bunu sadece THY uçaklarında değil, Elazığ’ın Kovancılar köyünün bakkalında bile insanlar okuyabilsin.

 

Emi Uygun, 44, Ülkesel Turist Rehberi, İzmir-İstanbul

Şalom benim için kültür mirası, renk ve bilgi demektir… Şalom’u ilk kez lisede okumuştum, o günle bugün arasında fark var tabii. Çok daha renkli şu anda ve dinamik. Gazetedeki yazarlarla bağ kuruyorum. Şalom Gazetesi, dünyadaki her Yahudi’nin coğrafi bölgeye, ülkeye, şehre bağlı olarak farklı özelliklerde olduğu gösteriyor. Şalom’a aboneydim ama artık değilim. İnternet sitesinden takip ediyorum.

Türkiye’de geniş toplum tarafından çok bilinmiyor. Bence Şalom gazetesi bilgi dolu ama siyasete çok girdiğini düşünmüyorum. Yeri gelince de fikrini söylüyor ve antisemitizme karşı duruyor, tepkisini veriyor… Özellikle dergisini çok beğeniyorum. THY’de yer almaması bu ülke koşullarında bana normal geliyor.

 

Deyvi Papo, 23, Üniversite Öğrencisi, Viyana

Şalom Gazetesi benim için Türkiye’deki azınlık varlığını, gerçekliğini ve güncel durumunu ifade ediyor.

El Amaneser ve Şalom’daki Ladino yazıların Türk Yahudi kimliğinin özel bir yanına dokunduğunu düşünüyorum. Kaybolmakta olan bir dili yazılı basında etkin bir biçimde kullanmak gerçekten önemli bir çaba.

Ülkemizin iyi basılı yayına ihtiyacını da göz önünde bulundurursak, Şalom Gazetesi Yahudiler’in bu ihtiyacını iyi bir ölçüde karşılayıp, okuyucuya çok çeşitli konularda bilgi sunabiliyor.

Şalom’a abone değilim, aralıklarla takip ediyorum.

 

Menteş Azuz, 66, Emekli, Tel Aviv

Şalom’u Türkiye Yahudilerinin nostaljik bir gazetesi olarak görüyorum. Şalom’u ilk olarak babamın 55-60 yıl kadar önce Neve Şalom Sinagogu civarında satan birinden aldığını anımsıyorum. İlk okuduğum Şalom’la son okuduğum Şalom arasında fark elbette var. Mizanpajından verilen haberlere kadar fark var.

Türkiye ve dünya Yahudileri ile ilgili haberler vermesi elbette kimliğimle bir bağ teşkil ediyor. Şalom’un önyargılı ve antisemit olmayan Türklerin bilgilenmesinde önemli rolü var. Elbette bu haberler antisemit çevrede “haberler ve makaleler ne kadar dikkatli yazılsa da” iyi bir algı oluşturmuyor.

Dünyada okuyucusunun tüm ihtiyaçlarını veya bilgilendirmesini sağlayan gazete yoktur. Çoğu amatör yazar ve muhabirlerden daha fazlasını her zaman isteyebiliriz, ancak Türkiye’nin siyasi durumu nedeniyle Şalom’a kızma hakkımız yok.

Şalom THY uçuşlarında da yer alsaydı hasbara sayılacağı için iyi olurdu. Ancak şu günlerde kapatılmadığına şükrediyorum.

Şalom’a abone değilim. Fırsat buldukça beni ilgilendiren kısımlarını internetten okuyorum.

 

Rita Ender, 33, Avukat, İstanbul

Şalom benim kişisel tarihimde, öz-geçmişimde var, bu yüzden benim için önemli. Böyle bir duygusal bağlantım olmasaydı yine benim için önemli olacaktı çünkü bilindiği gibi, Şalom, Türkiye’nin Türkçe yayınlanan –Yahudi İspanyolcası sayfaları dışında- TEK Yahudi gazetesi.  Bu nedenle, uluslararası gazetecilik ödülü de alsa, 1550 sayfalık propagandan da ibaret olsa; o, buradaki Yahudileri temsil ediyor.

Bazılarımızı zerre kadar yansıtmıyor olabilir, bazılarımız böyle bir yayının varlığından bihaber olabilir, bazılarımız sayfalarında kendini buluyor ve her sayfasını zevkle okuyor olabilir; fark etmez. Çünkü Şalom’u takip etsen de etmesen de, Yahudilik hayatında ne şekilde ve her ne ölçüde yer alırsa alsın; Türkiyeli bir Yahudi olarak Şalom’la özdeşleştiriliyorsun, Şalom üzerinden okunuyorsun. Bu durum da Şalom’a bir “gazete” olmanın çok ötesinde bir sorumluluk yüklüyor.  Eminim çoğu yazar bu ağır sorumluluğun farkında ve eminim birileri bunu onlara zaten çok sık hatırlatıyor. Omuzlarında bu ağır sorumluluğu yıllar boyunca taşıyan kişilerin, Şalom’un sayfalarına gönüllü olarak emek verenlerin, emeklerine sağlık diliyorum!

 

Daniel Altaras, 62, Makine Mühendisi, İstanbul

Şalom, çok sayıda kişinin fedakarca emekleri ile çıkardığı; zaman zaman “Yahudi toplumu için” olmak ile “Yahudi toplumunun gazetesi” olmak arasında kararsız kalabilen, bunun sonucunda yayınlarını Yahudi toplumu için yapmak ile geniş topluma yapmak arasında sıkışabilen; Türkiye’deki Yahudi toplumunun meselelerine eleştirel yaklaşmakta kendini geliştirmesi gereken; yöneticileri her türlü görüş ve öneriyi dinlemeye, isteyen herkese imkan tanımaya açık; iyi niyetli, düzeyli ve muteber bir toplum gazetesi.

1960’lı yılların başında, babam [Şalom’u] Mısır Çarşısı’nın girişindeki gazete satıcısından satın alırdı. Aradan yarım asırdan fazla zaman geçti, [ilk okuduğum Şalom ile son okuduğum Şalom arasında] fark olmaz mı… O zamanki Şalom siyah beyazdı, şimdiki renkli, sayfa sayısı 8-10’u geçmezdi, şimdi en az 2 katı. O dönem bir kişinin inisyatifiyle ve daha dar bir kadroyla hazırlanıyordu, şimdi daha kurumsal bir inisyatifle ve çok daha geniş bir kadroyla hazırlanıyor. Bu sayede, ilk okuduğum Şalom’un kapsamı daha darken, şimdiki ekonomi, spor, teknoloji, bilim gibi daha geniş alanları kapsıyor. O zamanki sadece kağıt gazeteydi, şimdiki hem kağıt, hem internet gazetesi, bu şekilde toplum içinden ve geniş toplumdan çok daha geniş bir okur çeşidine ulaşabiliyor. Eskiden yazarlar sadece Yahudi toplumundan kişilerdi, şimdi yazar kadrosunda geniş toplumdan isimler de var. Kadro her zaman iyi niyetli ve fedakardı, ama o zamanlar Karel Valansi, Selin Nasi gibi ulusal gazetelerde de yazan, televizyon programlarına da konuk olan mektepli uzman yazarlar yoktu, şimdi var, bu, gazetenin Yahudi toplumu dışında da tanınırlığını ve etkinliğini artırıyor. O yıllarda çocuk olduğum için bilemeyeceğim ama şimdiki Şalom’da toplum içi meselelere dair somut ve spesifik eleştirel yazılar veya analizler pek yer bulamıyor gibi. İlk Şalom’dan bu yana bunca gelişme olmuşken, bu eksiklik, üzerinde düşünülmesi ve çalışılması gereken bir husus olabilir.

Türkiye toplumunda Şalom algısı Yahudi toplumuna duyulan algıdan farklı değildir herhalde.

[Şalom] hazırladığı yan yayınlarla da (Dergi, Amaneser) birlikte ihtiyacı büyük oranda karşılıyor diye düşünüyorum. 90 yaşındaki annem her hafta Şalom’u iple çeker. Ama önemli bir eksiklik ve geliştirilmesi gereken veche, toplum içi meselelerin daha fazla ele alınması hususu.

Şalom eğer Yahudi toplumu için yayınlanan bir gazete ise dış hatlar uçuşlarında bulunması bir zaruret olmayabilir. Ama eğer vizyonu yerel veya ulusal bir gazete olmak yönünde degişmişse – ki Karel, Selin ve diğer değerli yazarlarıyla bu mümkün – o zaman bulunması gerekebilir. Yani [hissiyatım] Şalom’a bağlı.

Şalom’a aboneyim. [Gazeteyi ve internet sitesini] sürekli değil, zaman zaman [takip ediyorum]. [Bunun sebeplerinden] birincisi, Twitter çağında uzun ve monoton görünümlü paragraflardan oluşan yazılar insanı ürkütüyor. İkincisi, toplum içi sorunların somut ve spesifik olarak yeteri kadar yer almıyor olması heyecanı ve motivasyonu düşürüyor. Üçüncüsü, sadece Şalom’un değil, bütün haftalık, hatta günlük gazetelerin ortak sorunu, sosyal medya haber, yorum ve bilgi ulaştırmada bu kadar hızlı iken gazetelerin işlevi azalıyor.

 

İlana Navaro, 48, Belgeselci, Paris

Şalom benim için bir cemaat gazetesi. Şalom Türkiyeli Yahudiler’in gazetesidir. Yani ait olduğum cemaatin gazetesi. Ayrıca İbranice “Selam” demek.

Şalom’u ilk okuduğumda belki orta okulda idim, hatırlamıyorum. İlk çıktığında başlık altındaki deyim bizi çok güldürmüştü: “a lo tuerto tuerto a lo derecho derecho,” yani “yanlışa yanlış, doğruya doğru”. Ailemizde biri ters bir şey yaptığında kullanırız. Bunu yapmaya Şalom çıkınca başlamıştık.

Çoktandır Şalom okumadım, 16 yıldır yurt dışındayım. Cemaat dışında sevildiğini sanmıyorum, okunuyor mu bilmiyorum. Gazetenin faydası çok ama mevcut antisemitizm yüzünden özgür bir yayıncılık yapması zor.

[THY] dışhatlar [uçuşunda] olmaması daha iyi olur. Antisemit hissiyatı artırabilir. Şalom’u aile evinde okuyorum ancak, önemli gelişmeler olduğunda siteye bakıyorum. Yurtdışında yaşadığım için Şalom okumaya ihtiyaç duymuyorum ama İstanbul’a geldiğimde mutlaka göz atarım.

 

 

İgal Acıman, 33, Yönetici, Londra

[Şalom bana] Türkiye Yahudi Cemaati’ni [ifade ediyor]. Uzun yıllardır cemaatin en başta kendi mensupları için çıkardığı tek gazete olarak, gayri resmi de olsa cemaati temsil ediyor.

[Şalom’u ilk ne zaman okuduğumu] hatırlamıyorum ama çok küçükken olmalı. Anne-babamın 80’lerde gazeteye aza olduğunu hatırlıyorum.

Eskiden Şalom daha cemaatin kendi içindeki konulara/haberlere ve dış gündemde de İsrail’e odaklıydı. Son on yıl içerisinde içeride sanat, moda ve benzeri koulara da ağırlık vermeye, dış gündemde de hem Türkiye’nin günlük siyasi konularına, hem yurtdışındaki çeşitli ülke konularına daha çok yer ayırmaya başladı.

Şalom, bir noktaya kadar Türkiye Yahudi kimliklerinin bir yansıması. Şahsi olarak [Şalom’un] kimliğimle bir bağı yok.

Geniş toplumun büyük bölümünün gazeteyi bilmediğini tahmin ediyorum. Ana akım Türk gazetelerinin bile okunmadığını düşünürsek… Bilenlerde çok net bir algı oluştuğunu düşünmüyorum. Daha çok cemaatin kendi kendisi için çıkardığı bir gazete olarak görülüyor.

Cemaat haberleri vermesi açısından [Şalom Yahudilerin basılı yayın ihtiyacını] karşılıyor, ki bu en önemlisi, çünkü diğer tüm konularda alternatif günlük yerli-yabancı gazeteler varken bu konuda Şalom’a alternatif bir basın yayın yok.

Toplumumuzu dış dünyaya oldugu gibi yansıtmak açısından bakınca eksikleri olduğunu düşünüyorum. Kimlik tartışmaları, güncel Türk siyasi konuları, İsrail ve diğer diyaspora Yahudileri’ne bakış açısı, siyonizm, din, asimilasyon ve benzeri Türkiye realitesinde tartışılması riskli olabilecek konularda “redakte” bir imaj çiziyor. Öte yandan, 10-20 yıl önceki Şalom’u iyi tanıyan biri olarak, bugün geçmişe göre daha çok renkli, hem iç hem dış topluma daha açık bir gazete haline geldiğini söyleyebilirim.

Bizi geniş topluma tanıtması açısından, [Şalom’un THY dış hatlar uçuşlarında] yer almasını isterdim. Yoksa da canları sağ olsun.

Yurtdışında yaşıyorum ve Şalom’u internet üzerinden takip ediyorum.

 

Ester Asa, 57, Emekli Muhasebe Sistem Analisti, İstanbul

[Şalom benim için] toplumumuzla ilgili haberleri takip ettiğim ve kültürümle ilgili birçok şeyi öğrendiğim bir yayın.

[Şalom’u ilk ne zaman okuduğumuhatırlamıyorum. 

[Eski Şalom ile şimdiki Şalom] içerik açısından farklı. Şimdi daha çok magazin haberleri içeriyor, eski Şalom daha toplumumuz haberlerine yönelikti.

Yahudi olmak toplumumuz için duyarlı olmak ve birlik , beraberlik içinde olmayı gerektirir. Bu yüzden Yahudi toplumunun bir parçasıdır Şalom.

[Bence Türkiye toplumunda Şalom algısıYahudi gazetesi. Türkiye toplumunda algı olabilmesi için toplumun büyük bir bölümünün haberdar olması gerekir. Sadece çok küçük bir bölüm tarafından ve özellikle olumsuz bir çıkarım sağlamak amacıyla takip edildiğini düşünüyorum.

[Şalom] tek olduğu için [Yahudilerin basılı yayın ihtiyacının] büyük bir kısmını karşılıyor, ancak basılı yayın olarak daha fazla kitap çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Çıkardığı kitapları da gerek toplumumuza gerekse de geniş topluma daha iyi pazarlaması gerekir.

[Şalom’un THY dış hatlar uçuşlarında bulunmaması] bana hiçbir şey hissettirmiyor, gerekli olduğunu da düşünmüyorum, günlük bir gazete değil.

Şalom’a aboneyim. Gazeteyi ve internet sitesini takip ediyorum.

 

1 comment on “70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 4/7)