Geçtiğimiz 30 Temmuz Pazar günü Saadet Partisi öncülüğünde, farklı yerlerine “Kanında boğulacaksın İsrail”, “Kahrolsun İsrail” yazılı pankartlar asılı Yenikapı’da düzenlenen “Büyük Kudüs Mitingi” inde Antisemit Nefret Söylemi sergilendi. “Kudüs’ün ulvi bir dava” olduğunu belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yaptığı konuşmada, “Yahudi Milliyetçiliği” olan Siyonizm hareketinin, resmi olarak Theodor Herzl tarafından 1897 yılında, yâni 120 yıl önce kurulduğunu bilmesine rağmen; siyonistlere “5700 senelik bir mikrop” nitelemesini yapmaya gerek görerek Yahudi Düşmanlığını dört bir yana duyurdu.
Kudüs’ün sadece bir şehir ve mübarek bir mekan olmadığını ifade eden Karamollaoğlu, konuşmasından alıntılar: “Peygamberimizin miraca çıktığı ulu mekandır. Hakk’a açılan kapı, zulme karşı direniştir. İlk kıble, ilk istikamettir. Hepsinden öte Müslümanların ortak ruhu ve ortak paydasıdır. […] Kudüs’e hakim olan yeryüzüne hakimdir. Kudüs’e zulüm getiren yeryüzünü kana bulamış, barış ve huzur getiren yeryüzüne adaleti hakim kılmıştır.” 120 senelik geçmişi olan Siyonistlerin “Kudüs’ü neden başkent yapmaya gayret ettiklerinin iyi anlaşılması gerektiğinin” altını çizen Karamollaoğlu Yahudileri kastederek, “5700 senelik bir mikrop. Bunları söylemek mecburiyetinde hissediyorum. Bu noktaya kendiliğinden gelinmediğini sizlere hatırlatmak istediğim için. Bunlar tam 5700 senedir ‘Biz dünyanın efendisiyiz. Allah’ın asıl kulları biziz. Diğerleri bize hizmet için yaratıldı. Bundan dolayı biz, üstün ırkız.‘ diye inanmakta bunlar.” diye konuştu. Karamollaoğlu, İsrail’in tek başına olmadığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu: “1897’de tam 120 sene önce birinci siyonist kongresinden itibaren silahlı çalışma yürütüyor. Emperyalist ülkeleri bu maksatla kullanıyorlar. Bu dünyanın önemli ülkeleri ve etkin yapıları İsrail’in bu zulmüne hep sahip çıkmışlardır. İsrail, Birleşmiş Milletler’de yüzlerce kere kınansa da aleyhine hiçbir karar alınmamıştır. Daha iki ay önce BM tarafından hazırlanan komisyon tarafından rapor İsrail’in ırkçı olduğunu tespit ettiği için kamuoyuna açıklanmasının ardından baskıyla geri çektirilmiştir. Bu gücün bir ifadesidir, bu etkinin bir ifadesidir, bu bütün dünyanın nasıl kullanıldığının en açık ifadesidir. Biz bunu bir kenara bırakamayız. Neredeyse bütün uluslararası kuruluşlar İsrail’i kayıtsız şartsız korumayı bir görev olarak kabul etmişlerdir. Bugün Kudüs’ün savunulması yeryüzünün bütün müsebbiplerine karşı bir başkaldırıdır. Asıl şeref nişanı bu başkaldırı olacaktır. Bizler Kudüs’ü her zaman İslam Birliği’ne giden yolun mihenk taşı olarak gördük. Bu sebeple Milli Görüş Hareketi’ni başlattığımız ilk günden itibaren hep Kudüs’ü ülkemizin ve dünyanın gündeminde tutmak için her sene Kudüs mitingleri yapmayı görev kılarak gördük.” Karamollaoğlu, konuşmasının devamında İslam ülkelerine seslenerek, Kuzey Kıbrıs çıkartmasında olduğu gibi İsrael’e seferberlik çağrısında bulundu: “Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam ülkelerine sesleniyorum. Eğer gözünüz kesmiyor, gücünüz fiili adım atmaya yetmiyorsa hiç olmazsa şu zalim İsrail’le tüm münasebetlerinizi kesin. Sadece Mescid-i Aksa’dan değil, İsrail işgal ettiği bütün topraklardan çekilinceye kadar, elçilerinizi geri çağırarak diplomatik ve ticari münasebetlerinizi kesin. ‘İsrail’in Doğu Akdeniz’de çıkardığı gaz var’, ‘kapitalist ülkeler nezdindeki itibarı yüksekmiş’, ‘dünya finans kurumlarındaki hakimiyeti iyiymiş’, bırakın bunları. Mazlumun yanında yer almaya, hakkın tecellisi için risk almaya, şahsiyetli bir tavır sergilemeye gayret edin. Bilin ki İsrail sadece güçten anlar. Siz bir kararlılık gösterin bakın sonu nasıl gelecek. Biz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını başlattığımız zaman bütün dünya karşımıza çıkmıştı, ancak sonuç ne oldu? Biz Allah’ın yardımıyla Kıbrıs çıkarmasını yaptık ve adaya huzur getirdik. İsrail’in şu zulmünü durdurmak için yeni adımlar atalım.”
Antisiyonizm Bahane Antisemitizm “Şahane”: Saadet Partisi; “5700 senelik bir mikrop…” diye buyurdu
Kaynak: Kehaber
Geçtiğimiz 30 Temmuz Pazar günü Saadet Partisi öncülüğünde, farklı yerlerine “Kanında boğulacaksın İsrail”, “Kahrolsun İsrail” yazılı pankartlar asılı Yenikapı’da düzenlenen “Büyük Kudüs Mitingi” inde Antisemit Nefret Söylemi sergilendi. “Kudüs’ün ulvi bir dava” olduğunu belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yaptığı konuşmada, “Yahudi Milliyetçiliği” olan Siyonizm hareketinin, resmi olarak Theodor Herzl tarafından 1897 yılında, yâni 120 yıl önce kurulduğunu bilmesine rağmen; siyonistlere “5700 senelik bir mikrop” nitelemesini yapmaya gerek görerek Yahudi Düşmanlığını dört bir yana duyurdu.
Kudüs’ün sadece bir şehir ve mübarek bir mekan olmadığını ifade eden Karamollaoğlu, konuşmasından alıntılar:
“Peygamberimizin miraca çıktığı ulu mekandır. Hakk’a açılan kapı, zulme karşı direniştir. İlk kıble, ilk istikamettir. Hepsinden öte Müslümanların ortak ruhu ve ortak paydasıdır. […] Kudüs’e hakim olan yeryüzüne hakimdir. Kudüs’e zulüm getiren yeryüzünü kana bulamış, barış ve huzur getiren yeryüzüne adaleti hakim kılmıştır.”
120 senelik geçmişi olan Siyonistlerin “Kudüs’ü neden başkent yapmaya gayret ettiklerinin iyi anlaşılması gerektiğinin” altını çizen Karamollaoğlu Yahudileri kastederek, “5700 senelik bir mikrop. Bunları söylemek mecburiyetinde hissediyorum. Bu noktaya kendiliğinden gelinmediğini sizlere hatırlatmak istediğim için. Bunlar tam 5700 senedir ‘Biz dünyanın efendisiyiz. Allah’ın asıl kulları biziz. Diğerleri bize hizmet için yaratıldı. Bundan dolayı biz, üstün ırkız.‘ diye inanmakta bunlar.” diye konuştu. Karamollaoğlu, İsrail’in tek başına olmadığını aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1897’de tam 120 sene önce birinci siyonist kongresinden itibaren silahlı çalışma yürütüyor. Emperyalist ülkeleri bu maksatla kullanıyorlar. Bu dünyanın önemli ülkeleri ve etkin yapıları İsrail’in bu zulmüne hep sahip çıkmışlardır. İsrail, Birleşmiş Milletler’de yüzlerce kere kınansa da aleyhine hiçbir karar alınmamıştır. Daha iki ay önce BM tarafından hazırlanan komisyon tarafından rapor İsrail’in ırkçı olduğunu tespit ettiği için kamuoyuna açıklanmasının ardından baskıyla geri çektirilmiştir. Bu gücün bir ifadesidir, bu etkinin bir ifadesidir, bu bütün dünyanın nasıl kullanıldığının en açık ifadesidir. Biz bunu bir kenara bırakamayız. Neredeyse bütün uluslararası kuruluşlar İsrail’i kayıtsız şartsız korumayı bir görev olarak kabul etmişlerdir. Bugün Kudüs’ün savunulması yeryüzünün bütün müsebbiplerine karşı bir başkaldırıdır. Asıl şeref nişanı bu başkaldırı olacaktır. Bizler Kudüs’ü her zaman İslam Birliği’ne giden yolun mihenk taşı olarak gördük. Bu sebeple Milli Görüş Hareketi’ni başlattığımız ilk günden itibaren hep Kudüs’ü ülkemizin ve dünyanın gündeminde tutmak için her sene Kudüs mitingleri yapmayı görev kılarak gördük.” Karamollaoğlu, konuşmasının devamında İslam ülkelerine seslenerek, Kuzey Kıbrıs çıkartmasında olduğu gibi İsrael’e seferberlik çağrısında bulundu:
“Başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam ülkelerine sesleniyorum. Eğer gözünüz kesmiyor, gücünüz fiili adım atmaya yetmiyorsa hiç olmazsa şu zalim İsrail’le tüm münasebetlerinizi kesin. Sadece Mescid-i Aksa’dan değil, İsrail işgal ettiği bütün topraklardan çekilinceye kadar, elçilerinizi geri çağırarak diplomatik ve ticari münasebetlerinizi kesin. ‘İsrail’in Doğu Akdeniz’de çıkardığı gaz var’, ‘kapitalist ülkeler nezdindeki itibarı yüksekmiş’, ‘dünya finans kurumlarındaki hakimiyeti iyiymiş’, bırakın bunları. Mazlumun yanında yer almaya, hakkın tecellisi için risk almaya, şahsiyetli bir tavır sergilemeye gayret edin. Bilin ki İsrail sadece güçten anlar. Siz bir kararlılık gösterin bakın sonu nasıl gelecek. Biz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını başlattığımız zaman bütün dünya karşımıza çıkmıştı, ancak sonuç ne oldu? Biz Allah’ın yardımıyla Kıbrıs çıkarmasını yaptık ve adaya huzur getirdik. İsrail’in şu zulmünü durdurmak için yeni adımlar atalım.”
Paylaş: