24-28 Temmuz tarihleri arasinda Heybeliada Ruhban Okulu’nda gerçekleştirilen Yanyana Projesi’nin son gününde programın katılımcıları ile söyleştik. Dört gün süren etkinlikte 18-32 yaş arasında Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi gençler hem kendi kültürlerini diğer katılımcılara aktardılar hem de beraber atölyeler ve projeler ürettiler. Heybeliada’da konaklayan gençler yoğun programlarına rağmen Avlaremoz’un sorularına cevap vererek program hakkındaki görüşlerini yansıttılar.
Barsavmo Polat: Programa katılmamdaki amaç genel kültürden ziyade araştırmalarıma yön verecek belli başlı kültür ve düşünceleri öğrenmekti. Bu platformda yaşadığımız coğrafya gibi kültürel zenginliğin olması beni cezbetti. Doğru kaynaklarda ulaşamadığımız bilgileri burada düzenleme ve değerleme şansı elde ettim. Şu an bulunduğum ortamdan çok memnunum, gelecek projeleri heyecanla bekliyorum.
Evridiki Pingo: Program sayesinde daha önce etrafımda birçok farklı azınlık grubundan arkadaşım olmasına rağmen onları ne kadar az tanıdığımı anladım. Diğer yandan da kültürlerimizin ne kadar birbirine benzediğini fark ettim. Bu kadar samimi ve eğlenceli bir ortam olacağını tahmin etmiyordum. Her azınlık grubunun içinde de farklı alt gruplar olduğunu bilsem de burada o arkadaşlarla konuşup düşünce alışverişinde bulunabildim. Programı eğitim verme ve proje oluşturma konusunda bana katkı sağladığını düşünüyorum.
Dani Baran: Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu programın gerçekten azınlık toplumları arasındaki iletişim ve işbirliğini artıracağını, önyargıların önüne geçerek karşılıklı işbirliğine sebebiyet vereceğine inanıyorum. Bu dört günlük süreçte gerek organizasyon ekibine gerekse ev sahipliği yapan Ruhban Okulu’na teşekkür etmek gerekir. Gerçekten özenli ve güzel hazırlanmış bir program olduğuna inanıyorum.
Arev Mirakyan: Bu programa gelirken kişi sayısı azlığı, ilgi gösterilmemesi gibi korkularım vardı. Geldiğimde beklentimin üstünde bir ilgi ve katılım olduğunu fark ettim. Katılımcıların oransal olarak büyük bir bölümünü Ermenilerin oluşturması sevindiriciydi. Program aslında birbirimizi tanıma fırsatı sundu. Yakın görünsek de aslında uzak olduğumuzu fark ettim. Tanımanın dışında aldığımız eğitim kapsamında ortak program geliştirebileceğimizi gördüm. Dört gün oldukça dinamik ve dolu dolu geçti.
24-28 Temmuz tarihleri arasinda Heybeliada Ruhban Okulu’nda gerçekleştirilen Yanyana Projesi’nin son gününde programın katılımcıları ile söyleştik. Dört gün süren etkinlikte 18-32 yaş arasında Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi gençler hem kendi kültürlerini diğer katılımcılara aktardılar hem de beraber atölyeler ve projeler ürettiler. Heybeliada’da konaklayan gençler yoğun programlarına rağmen Avlaremoz’un sorularına cevap vererek program hakkındaki görüşlerini yansıttılar.
Barsavmo Polat: Programa katılmamdaki amaç genel kültürden ziyade araştırmalarıma yön verecek belli başlı kültür ve düşünceleri öğrenmekti. Bu platformda yaşadığımız coğrafya gibi kültürel zenginliğin olması beni cezbetti. Doğru kaynaklarda ulaşamadığımız bilgileri burada düzenleme ve değerleme şansı elde ettim. Şu an bulunduğum ortamdan çok memnunum, gelecek projeleri heyecanla bekliyorum.
Evridiki Pingo: Program sayesinde daha önce etrafımda birçok farklı azınlık grubundan arkadaşım olmasına rağmen onları ne kadar az tanıdığımı anladım. Diğer yandan da kültürlerimizin ne kadar birbirine benzediğini fark ettim. Bu kadar samimi ve eğlenceli bir ortam olacağını tahmin etmiyordum. Her azınlık grubunun içinde de farklı alt gruplar olduğunu bilsem de burada o arkadaşlarla konuşup düşünce alışverişinde bulunabildim. Programı eğitim verme ve proje oluşturma konusunda bana katkı sağladığını düşünüyorum.
Dani Baran: Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bu programın gerçekten azınlık toplumları arasındaki iletişim ve işbirliğini artıracağını, önyargıların önüne geçerek karşılıklı işbirliğine sebebiyet vereceğine inanıyorum. Bu dört günlük süreçte gerek organizasyon ekibine gerekse ev sahipliği yapan Ruhban Okulu’na teşekkür etmek gerekir. Gerçekten özenli ve güzel hazırlanmış bir program olduğuna inanıyorum.
Arev Mirakyan: Bu programa gelirken kişi sayısı azlığı, ilgi gösterilmemesi gibi korkularım vardı. Geldiğimde beklentimin üstünde bir ilgi ve katılım olduğunu fark ettim. Katılımcıların oransal olarak büyük bir bölümünü Ermenilerin oluşturması sevindiriciydi. Program aslında birbirimizi tanıma fırsatı sundu. Yakın görünsek de aslında uzak olduğumuzu fark ettim. Tanımanın dışında aldığımız eğitim kapsamında ortak program geliştirebileceğimizi gördüm. Dört gün oldukça dinamik ve dolu dolu geçti.
Paylaş: