Holokost kurtulanı olan ve 89 yaşında yaşamını yitiren Simone Veil, 1975 yılında Fransa’da doğum kontrolünün ve kürtajın yasallaşmasına büyük katkı sunan bir kadın hakları savunucusuydu.
Fransa’da çeşitli hükümetlerde Sosyal Güvenlik, Aile ve Şehir Bakanı olarak görev yapan Veil, 1979 yılında Avrupa Parlamentosu Başkanı seçildi.
Fransız politikacı Simone Veil’in ölümünün ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Veil’i “ilham verici bir kişi” olarak tanımladı.
Nice’de Simone Jacob adıyla dünyaya gelen Veil, 17 yaşındayken bütün ailesiyle birlikte Nazi ölüm kampına sürüldü.
Veil’in ağabeyi ve babası en son Lithuania’ya tren ile götürülürken görüldü. Annesi ise Belsen toplama kampında, 1945 yılında kampın özgürleştirilmesinden hemen önce yaşamını yitirdi.
Veil ve iki kız kardeşi, götürüldükleri bölgede bulunan 400 Yahudi çocuktan hayatta kalan 11 çocuğun içinde yer aldılar.
Veil, Nazi toplama kampında yaşadığı deneyimlerden sonra Avrupa’nın bir arada olmasının sıkı savunucusu olduğunu ifade etmekteydi.
İlk olarak Auschwitz-Birkenau, daha sonra ise Bergen-Belsen toplama kampına götürülen Veil, 2005 yılında katıldığı televizyon programında “Altmış yıl sonra hâlâ görüntülerin, kokuların, ağlamaların, aşağılamanın, yumruklaşmanın ve krematoryumlardan çıkan gökyüzündeki dumanların laneti altındayım” ifadelerini kullanmıştı.
Holokost kurtulanı olan ve 89 yaşında yaşamını yitiren Simone Veil, 1975 yılında Fransa’da doğum kontrolünün ve kürtajın yasallaşmasına büyük katkı sunan bir kadın hakları savunucusuydu.
Fransa’da çeşitli hükümetlerde Sosyal Güvenlik, Aile ve Şehir Bakanı olarak görev yapan Veil, 1979 yılında Avrupa Parlamentosu Başkanı seçildi.
Fransız politikacı Simone Veil’in ölümünün ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Veil’i “ilham verici bir kişi” olarak tanımladı.
Nice’de Simone Jacob adıyla dünyaya gelen Veil, 17 yaşındayken bütün ailesiyle birlikte Nazi ölüm kampına sürüldü.
Veil’in ağabeyi ve babası en son Lithuania’ya tren ile götürülürken görüldü. Annesi ise Belsen toplama kampında, 1945 yılında kampın özgürleştirilmesinden hemen önce yaşamını yitirdi.
Veil ve iki kız kardeşi, götürüldükleri bölgede bulunan 400 Yahudi çocuktan hayatta kalan 11 çocuğun içinde yer aldılar.
Veil, Nazi toplama kampında yaşadığı deneyimlerden sonra Avrupa’nın bir arada olmasının sıkı savunucusu olduğunu ifade etmekteydi.
İlk olarak Auschwitz-Birkenau, daha sonra ise Bergen-Belsen toplama kampına götürülen Veil, 2005 yılında katıldığı televizyon programında “Altmış yıl sonra hâlâ görüntülerin, kokuların, ağlamaların, aşağılamanın, yumruklaşmanın ve krematoryumlardan çıkan gökyüzündeki dumanların laneti altındayım” ifadelerini kullanmıştı.
Paylaş: