Rodos, 1943’te Alman işgaline boyun eğmiştir, Temmuz 1944’te ise Rodos’taki 1673 Yahudi, Kos Adasından gelen yaklaşık 100 Yahudi ile birlikte, toplama kamplarına gitmek üzere gemilere bindirilir.
Türkiye’nin Rodos başkonsolosu Selahattin Ülkümen, Naziler’den korkmadan, canı pahasına Rodos’taki Yahudi vatandaşlarını kaçırmak için çabalar ve Osmanlı hüviyeti olan birçok yerli Yahudinin toplama kamplarına gönderilmesini engeller. Ülkümen’in bu cesur duruşundan rahatsız olan Naziler, Rodos’taki Türk konsolosluğunu bombalar. Bombardıman, iki görevlinin olay esnasında ve Ülkümen’in hamile eşi değerli Mihrinnisa Hanım‘ın bir erkek çocuğu dünyaya getirdikten sonra bombardıman sırasında aldığı yaralardan dolayı, saldırıdan altı ay sonra hayatını kaybetmesine sebep olur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Rodos’ta başka dayanışmalar da yaşanır. Savaş süresince Naziler, Rodos’un Yahudi Mahallesi’ni sık sık bombalamaktadır. Bombardıman altındaki sinagogların Tevrat’ları, zarar görmesin diye, Rodos’un son Müftü’sü Şeyh Süleyman Kaşlıoğlu’na teslim edilir.
Müftü Kaşlıoğlu, içlerinden biri neredeyse 800 yaşında olan birkaç Tevrat’ı, adadaki konumu gereği bombalanma riski daha az olan Murad Reis Camiindeki minbere, Yahudi cemaati toplama kamplarından dönene kadar emanet olarak saklar. Maalesef toplama kamplarından, sadece 151 kişi geriye dönebilir. Günümüzde ise Rodos’taki Kahal Shalom Sinagogu’ndaki müze bu hatıralara ev sahipliği yapmaktadır.
İşte Rodos Yahudilerini nerede okusam, Rodos Sefarad Yahudilerinin de söylediği bu Ladino aşk şarkısı ve Ceni Palti’nin yazdıkları aklıma gelir. Şarkıdaki acıyı, belki söyleyenler aramızda yok diye farklı hisseder farklı yorumlarım.
****
Şarkımızda, bir delikanlı gönlünü Roza adlı Sefarad güzeline kaptırır.
Delikanlımız Roza’ya “Avre tu puerta serrada, ke en tu balkon luz no hay” diye seslenir. Sözlerin meali, “Aç kapalı kapını, balkonunda ışık yok!” (Delikanlımız burada Roza’nın ev kapısını değil muhtemelen, Roza’nın gönül kapılarını açmak ile meşguldür)
Yine delikanlımız gönlünü kaptırdığı kıza seranat yapmaya devam eder “El amor a ti te vela, partemos Roza, partemos roza de aki. Gidelim Roza! Gidelim buralardan” (Şarkının “Gidelim buralardan Roza!” kısmı Nazi tehlikesi başladığı kötü zamanlarda muhtemelen daha da bir içli söyleniyordu… Burası tamamen benim hayal gücüm).
Şarkımızda, Roza’ya yanık delikanlımız devam eder…
Demandi por la tu ermozura, komo te la dio el Dio / Canım güzelim, sana sorarım, Tanrı sana nasıl bir güzellik vermiş öyle!
La ermozura tuya es pura, La meresko solo yo / Nasıl saftır senin o güzelliğin… Ben layığımdır sadece ona!
*****
Böyle bir içli aşk şarkısıdır Avre Tu Puerta Serrada.
Sevdiğim Ladino aşk şarkılarından biri “Avre Tu Puerta Serada / Aç Kapalı Kapını”dır.
Kimileri bu şarkının, Rodos’taki Sefarad Yahudileri çıkışlı olduğunu söyler, anonim olduğu için net bir kanı yok.
Belki bilirsiniz, maalesef çoğu Rodos Yahudisi, Holokost’ta toplama kamplarında öldürüdüler, onlardan geriye ise o güzel şarkıları kaldı.
Paylaşacağım şarkı öncesi, hisleri geçebilsin diye, Ceni Palti’nin Şalom’da yayınlanmış “Selahattin Ülkümen ve Rodos Müftüsü´nün Nazilere karşı mücadelesi” yazısını alıntılayarak, ufak bir tarihi hatırlatma yapmak isterim:
Rodos, 1943’te Alman işgaline boyun eğmiştir, Temmuz 1944’te ise Rodos’taki 1673 Yahudi, Kos Adasından gelen yaklaşık 100 Yahudi ile birlikte, toplama kamplarına gitmek üzere gemilere bindirilir.
Türkiye’nin Rodos başkonsolosu Selahattin Ülkümen, Naziler’den korkmadan, canı pahasına Rodos’taki Yahudi vatandaşlarını kaçırmak için çabalar ve Osmanlı hüviyeti olan birçok yerli Yahudinin toplama kamplarına gönderilmesini engeller. Ülkümen’in bu cesur duruşundan rahatsız olan Naziler, Rodos’taki Türk konsolosluğunu bombalar. Bombardıman, iki görevlinin olay esnasında ve Ülkümen’in hamile eşi değerli Mihrinnisa Hanım‘ın bir erkek çocuğu dünyaya getirdikten sonra bombardıman sırasında aldığı yaralardan dolayı, saldırıdan altı ay sonra hayatını kaybetmesine sebep olur.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Rodos’ta başka dayanışmalar da yaşanır. Savaş süresince Naziler, Rodos’un Yahudi Mahallesi’ni sık sık bombalamaktadır. Bombardıman altındaki sinagogların Tevrat’ları, zarar görmesin diye, Rodos’un son Müftü’sü Şeyh Süleyman Kaşlıoğlu’na teslim edilir.
Müftü Kaşlıoğlu, içlerinden biri neredeyse 800 yaşında olan birkaç Tevrat’ı, adadaki konumu gereği bombalanma riski daha az olan Murad Reis Camiindeki minbere, Yahudi cemaati toplama kamplarından dönene kadar emanet olarak saklar. Maalesef toplama kamplarından, sadece 151 kişi geriye dönebilir. Günümüzde ise Rodos’taki Kahal Shalom Sinagogu’ndaki müze bu hatıralara ev sahipliği yapmaktadır.
İşte Rodos Yahudilerini nerede okusam, Rodos Sefarad Yahudilerinin de söylediği bu Ladino aşk şarkısı ve Ceni Palti’nin yazdıkları aklıma gelir. Şarkıdaki acıyı, belki söyleyenler aramızda yok diye farklı hisseder farklı yorumlarım.
****
Şarkımızda, bir delikanlı gönlünü Roza adlı Sefarad güzeline kaptırır.
Delikanlımız Roza’ya “Avre tu puerta serrada, ke en tu balkon luz no hay” diye seslenir. Sözlerin meali, “Aç kapalı kapını, balkonunda ışık yok!” (Delikanlımız burada Roza’nın ev kapısını değil muhtemelen, Roza’nın gönül kapılarını açmak ile meşguldür)
Yine delikanlımız gönlünü kaptırdığı kıza seranat yapmaya devam eder “El amor a ti te vela, partemos Roza, partemos roza de aki. Gidelim Roza! Gidelim buralardan” (Şarkının “Gidelim buralardan Roza!” kısmı Nazi tehlikesi başladığı kötü zamanlarda muhtemelen daha da bir içli söyleniyordu… Burası tamamen benim hayal gücüm).
Şarkımızda, Roza’ya yanık delikanlımız devam eder…
Demandi por la tu ermozura, komo te la dio el Dio / Canım güzelim, sana sorarım, Tanrı sana nasıl bir güzellik vermiş öyle!
La ermozura tuya es pura, La meresko solo yo / Nasıl saftır senin o güzelliğin… Ben layığımdır sadece ona!
*****
Böyle bir içli aşk şarkısıdır Avre Tu Puerta Serrada.
Sizlerle sevdiğim versiyonlarını paylaşmak isterim.
Keyifli dinlemeler!
Aşkınız bol olsun!Orkestral versiyon:
Akustik versiyon:
Flamenko eşliğinde dinlemek isteyenler için:
Paylaş: