Arşiv Göze Çarpanlar

Gelibolu’daki Yahudi izleri silinmesin

Tarihte önemli sayıda Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmış olan Gelibolu’da bunun sonucu olarak büyük bir Yahudi mezarlığı bulunuyordu. Bugün çok küçük bir bölümü mezarlık olarak kalabilen bu tarihi mezarlığı korumak için çabalar devam ediyor.

    Gelibolu’daki Yahudi izleri silinmesin

Kaynak: Şalom – Serdar Azak 

Gelibolu, Osmanlı tarihinde büyük bir öneme sahiptir. Osmanlıların Avrupa’da ilk ayak bastığı yer olan Gelibolu, 1354 yılında, İstanbul’dan tam 99 yıl önce fethedilmişti.

Gelibolu’da günümüzde ne yazık ki hiç Yahudi Cemaati kalmadı ancak geçmişte Yahudiler yüzyıllar boyunca, hatta son göçlerin yaşandığı 1970’li yıllara kadar Gelibolu’da yaşadı. Gelibolu’nun nüfusu 1914 yılında 28.123 kişi olup, bu tarihte yaşayan 2.576 kişi Yahudi’ydi (Kaynak: H.Kemal Arpat, Osmanlı nüfusu 1830 – 1914).  Bunun sonucu olarak köklü bir Yahudi kültürüne ev sahipliği yapan Gelibolu’da büyük ve tarihi bir Yahudi Mezarlığı oluşmuştu.

Gençliğimin geçtiği 1960-70’li yıllarda aklıma gelenler Pepo Uygun, Pepo Kandioti, Pepo Mizistrano, Avram Kara, Nesim ve Meir Kara, Robert Özsevil, Salamon ve Reşat Sıvacı, İzak Yohay, Jak Baron, Leon Altaben, Nesim Saygı, Nesim Kandiyoti, Abolafya, Tuhafiyeci Levi, Salamon, Leon ve Nesim Yohay, Leon Tefçi, Nesim Abravael, Mordo Özyıldız, Rafael Kandiyoti, Binyamin ve İsak Şirin, Menahem Baran ve isimlerini hatırlayamadığım diğer Yahudi hemşerilerimiz küçük şehrimizin önemli esnafları olmalarının yanı sıra bizlerin ve ailelerimizin çok değerli arkadaşları ve komşuları olmuşlardı.

Aralarında saydığım Pepo Uygun Amca, annem gibi 1933 doğumlu olup, 1973 yılında göç ettiği İsrail’den, hem anneme hem de dükkân komşusu rahmetli dayım Terzi Orhan Lokoç’un rahmetli eşi Nihadi Lokoç Yengeme, her sene ve bayramda mutlaka bayram kartı göndermiş, telefon ederek bayramlarını kutlamıştı. Bu dostluk ömür boyu unutulmaz.

 

Gelibolu Yahudi Mezarlığına ne oldu?

Gelibolu Yahudi Mezarlığı 1983 yılında Dini ve Kültürel Yapılar başlığı altında tescil edilmiş olup, 29.550 metrekarelik tek bir parsel halindeydi. Ancak Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 1995 tarihli bir kararıyla ifraz edilerek parçalandı.

Bu karar sonrasında ise Gelibolu Belediyesi Encümeninin yaklaşık bir yıl sonra aldığı karar ile de bu tek parsel, (yaklaşık 5.000 metrekarelik kısmı) yol ve (yaklaşık 2.000 metrekarelik kısmı) yeşil alan olarak ayrıldıktan sonra geriye kalan kısım beş parsele bölündü. Daha sonra bu beş parselden birinin de ikiye ayrılması ile Tarihi Yahudi Mezarlığı toplam altı parsele ayrılmış oldu.

Maalesef bu ayrılmanın yaşandığı 1996 yılından bugüne kadar sadece bir parsel Yahudi Mezarlığı olarak korunabildi; geri kalan alanlar ise farklı amaçlarla kullanıldı.  Gelibolu Belediyesi tarafından farklı kurum ve kuruluşlara devredilen / satılan bu alanın bir kısmında yapılaşma gerçekleşti, bir kısmı ise halen park olarak ayrıldı.

Gelibolu’da uzun yıllar yaşayan Salamon Sıvacı’nın oğlu Rahmi Sıvacı, kişisel gayretiyle mezarlığın köşesinde 20-25 mezarın bulunduğu bölümü temizletti. Daha sonra İsrail’de yaşayan ve arkadaşlarım olan Gelibolulu Sara Kara ve eşi David Kara, eşi Gelibolulu olan İlan Guy ile babaannesi Gelibolulu olan Tal Russo ve Gallipoli Jewish Heritage (Gelibolu Yahudi Mirası) grubu üyelerinin özel ilgileri, gayretleri ve kendi aralarında topladıkları maddi destek ile, çalılar, budanmayan ağaçlar ve otlar nedeniyle içine dahi girilemeyen (Rahmi Sıvacı’nın temizlettiği küçük bölüm dışında), hiçbir mezarın dahi görülemediği mezarlık temizlenmeye başlandı.

 

Mezarlığın temizlenmesi

Sara Kara’nın mezarlığın temizlik çalışmalarını facebook’ta paylaşması ise konu ‘The European Commitee for Protection of Jewish Cemeteries / Avrupa Yahudi Mezarlıklarını Koruma Komitesi’ adlı kuruluşun dikkatini çekti. Bu komiteye bağlı hahamlar Gelibolu’ya gelip mezarlığı gezip gördü; bu mezarlığın tarihi ve önemli bir mezarlık olduğu konusunda beyanatlarını yaptı. Bu beyanatın ardından Komite’nin bir görevlisi, Karel Zacek, 3-4 kez Gelibolu’ya gelerek, Rahmi Sıvacı’nın da yardımlarıyla, çevreden işçiler ayarlayarak, mezarlıkta toprak altında kalan yüzlerce mezarı gün ışığına çıkardı. Bunlarında arasında, 1649 yılında hayatını kaybeden, din alimi, Haham Meir Di Boton’un mezarı da bulunuyor.

Bu temizlik çalışmaları sonucunda 1933 doğumlu, halen İsrail’de yaşayan Marco Altabep,1942 yılında ölen annesinin mezarını buldu. Altabep, annesinin mezarını en son 1950 yılında görebilmişti. Tam 65 yıl sonra, 2015’te, iki oğlu-iki gelini ve üç torunu ile birlikte İsrail’den gelerek, annesini mezarını ziyaret edebildi, başında dua okuyabildi. Keza Sara Kara da Gelibolu’da çok genç yaşta vefat etmiş olan amcası David Varon’un (1921-1937) mezarını temizlik sonrası bulabildi; babası Pepo Uygun, annesi, teyzesi, eşi David ve iki oğluyla beraber İsrail’den gelerek amcasının mezarını ziyaret etti.

Bu komite mezarlığa ilgisini devam ettirdi. 2016 yılının yaz aylarında benim de yardımım ile hem drone ile mezarlığın video ve fotoğraflarını çekti, hem de ilaçlatarak temizliğini yaptı. Gerek Sara Kara’nın gerekse benim ricalarım ile Gelibolu Belediyesi de mezarlıktaki çalıların ve otların kesilerek, ağaçların budanarak temizlenmesine yardımcı oldu.

Tüm bu temizlik çalışmaları yapılırken Mayıs 2014’te Hahambaşılık Av. Ester Zonana aracılığı ile Gelibolu Mahkemesinde bir tespit davası açtı. Bu dava sonucunda Mahkeme, Gelibolu Yahudi Mezarlığında, mezarlıktan ifraz ile kopartılmış olan iki parselde de tarihi mezarlar olduğunu tespit etti. Bu dava ve sonucunda alınan tespit kararı Gelibolu Mezarlığı için çok önemli bir aşama oldu.

Bu dönemde, İsrail’de yaşayan Gelibolulu arkadaşlarım Sara – David Kara’nın Yahudi mezarlığıyla yakından ilgilenmeleri dikkatimi çekti ve ben de konu ile yakinen ilgilenmeye başladım. Durumu inceledikten sonra Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğüne ayrı ayrı iki başvuru yaptım. Başvurularımda tarihi mezarlıktan parçalanarak alınmış ve halen üstünde inşaat yapılmamış üç parselin koruma altına alınmasını talep ettim. Bakanlığa gönderdiğim dilekçe de Bakanlık tarafından incelenmek üzere Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna gönderildi ve böylece iki dilekçe birleştirilmiş oldu.

Çanakkale K.V.K.B. Kurulu başvurumu gündeme alarak, bir parselin (380 no.lu parsel) üstünde tarihi mezarlar olmadığı gerekçesiyle tescil altına alınmamasına ama buna karşılık diğer iki parselde (sıfır ve 377 no.lu parseller) tarihi mezarlar bulunduğu belirtti. Kurul, bu iki parselin Yahudi mezarlığının devamı olarak görüldüğünden korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tesciline, Yahudi mezarlığının bu parseller dahil olarak tescilinin devamına, tescilli alan sınırları içerisinde herhangi bir yapı yapılamayacağına, bu iki parselin halen mezarlık olan parsel ile tevhit edilmesine (birleştirilmesine), tevhit işlemi sonucunda oluşacak yeni parselin tapu beyanlar hanesine ‘Korunması gerekli 1.Grup Anıtsal Mimarlık Örneği Taşınmaz Kültür Varlığıdır’ şerhi konulmasına karar verdi.

Bu son karar ile Edirne K.V.K. Kurulunun 1995 tarihli yanlış ve haksız bir kararı ile Yahudi mezarlığından kopartılan, en azından iki parsel tekrar Yahudi mezarlığı ile birleştirildi. Böylece şimdi üç parselin birleştirilmesiyle oluşan Gelibolu Yahudi Mezarlığı tescil edilerek koruma altına alındı.

Gelibolu Tarihi Yahudi Mezarlığı sadece Gelibolulu Yahudilerin değil, onlarla geçmiş yıllarda komşuluk ve dostluk yaşama şansını yakalamış biz tüm Geliboluluların ortak kültürel ve tarihi mirasıdır.

Pepo Amca’nın, Avram Amca’nın, Salamon Amca’nın, Meir Amca’nın, Rafael Amca’nın, Menahem Amca’nın ve diğer Yahudi dostlarımızın anneleri, babaları, yakın akrabaları, dedeleri, büyükanneleri ile tüm atalarının yattığı bu mezarlığa sahip çıkmak ve korumak hepimizin boynunun borcudur.

Gelibolu Yahudi Mezarlığının temizlenmiş ve Çanakkale Koruma Bölge Kurulu tarafından koruma altına alınmış olmasının Şalom gazetesi ve Hahambaşılık tarafından Türk Yahudi Toplumuna duyurulmasının, ailelerinin ve atalarının mezarlarını ziyaret edecek olan Gelibolulu Yahudi dostlarımızı çok sevindireceği kanısındayım.

Bu vesileyle, Gelibolu Yahudi Mezarlığı ile ilgilendiğimi öğrenen hemşerimiz, Çanakkale cemaatinden Mimar Selim Varon Ağabey’e de bu konuya gösterdiği sıcak ve yakın ilgisi ile, konunun Şalom Gazetesine iletilmesindeki yardımları nedeniyle ben ve bu tarihi mezarlığa uzun yıllardır ilgi gösteren Gelibolulu Yahudi arkadaşlarım çok teşekkür ediyoruz.