Arşiv Göze Çarpanlar Haberler

Babi Yar: Alman tarihinin karanlık sayfaları

75 yıl önce Ukrayna’daki Babi Yar boğazı İkinci Dünya Savaşı’nın en büyük ‘kurşuna dizme’ suçuna sahne olmuştu.

Kaynak: DW

Wassili Michailowski 1941 Eylülünde yaşadıklarını hiç unutmuyor. 4 yaşındaymış. Alman işgali altındaki Kiev’de dağıtılan el ilanlarında Yahudilerin kentin belli bir yerinde toplanmaları istenmiş. Güneşli bir sonbahar günü el ve at arabalarına varını yoğunu yükleyen Yahudiler yola koyulmuş.

Wassilli dadısı Nadja ile birlikteymiş. Annesi doğumdan kısa süre sonra ölmüş. Kızıl Ordu’da askerlik yapan babası Almanlar tarafından esir alındıktan sonra kaçmayı başarmış, ancak Kiev’e varışından sonra vurularak öldürülmüş.

Oturdukları evin yöneticisi Nadja’ya ‘Yahudi çocuğunu’ Babi Yar’a götürmesini tembih etmiş. Wassili’nin, ‘çok güzel değildi ama sevecendi’ dediği Nadja direktife uymuş ve ertesi sabah binlerce insanla birlikte 7 kilometre uzaklıktaki Babi Yar’a doğru yola çıkmışlar.

Wassili Michailowski ‘Heyecanlıydım, 1 Mayıs ya da devrim kutlamalarındaki gibi bir törene gittiğimizi sanıyordum’ diyor. Nadja’dan bir balon ya da bayrak almasını istemiş. Ancak resmi tatil günü olmadığını bilmiyormuş.

‘Bizi inek sürer gibi götürdüler’

Gittikleri yer Almanların İkinci Dünya Savaşı sırasında işledikleri katliamların en büyüğüne sahne olmuş. Babi Yar’da iki gün zarfında 34 bin Yahudi öldürülmüş.

Wassili Nadja ile birlikte yara doğru ilerlerken, sokağın kenarına dizilen askerler katliam yerine biran önce ulaşmaları için onları uyarıyormuş.

Wassili Michailowski, kalabalıktakilere dipçik ve coplarla vurarak insanları inek sürüsü gibi güttüklerini hatırlıyor. Bir süre sonra karşılarına bir bariyer çıkmış. Nadja’nın polislere pasaportunu gösterip ‘Ben Ukraynalıyım’ dediğini unutmamış. Bir polis onu kolundan tuttuğu gibi bariyerin arkasına çekmiş ve çocuğu ‘oraya’ götürmesini söylemiş.

Yar’a yaklaştıklarında geçidin sonuna varanlara ne yapıldığını duymuşlar. Michailowski, “Herkes ağlayıp, hıçkırıyordu. Feryatları bastırmak için üzerimizde uçaklar uçuyordu. Yukarılardan müzik sesi geliyordu”, diyor.

Tartışılan anıtlar

Yar’da olanlar on yıllar boyunca Ukrayna tarih kitaplarına yazılmadı. Önce Sovyet makamları katliamı kabul etmek istemedi. Sonunda, acıdan kıvranan insan figürlerinin bulunduğu bronzdan bir heykel dikildi ve katliama kurban gidenler ‘Sovyet vatandaşı’ ilan edildi.

Sovyet imparatorluğu tökezlemeye başladığında Yahudi cemaati Babi Yar yakınlarında sade bir anıt dikti. Ukrayna’nın bağımsızlığa kavuşmasından sonra katliam kurbanlarını anma törenleri düzenlenmeye başladı.

Trajedinin 75’inci yıldönümü vesilesiyle büyük bir organizasyon hazırlandı. Konferans, sergi, film gösterileri ve konserlerin eşliğindeki anma töreninin kapanışına Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da katılacak. Ukrayna Yahudileri o bölgede bir holokost müzesi kurmak için çalışma başlattılar.

Ukrayna Milliyetçileri Örgütü

Tarihin karanlık sayfalarının aralanması tartışmalara da yol açabilir. Çünkü Babi Yar’da sadece Yahudiler değil, Romanlar, esir Sovyet askerleri, ruh hastaları ve sakatlar da katledilmişti.

Ama kurbanların büyük çoğunluğu Yahudi idi. Kitle mezarının çok etnikliliğinin öne çıkarılmasının, Babi Yar’ın Yahudi soykırımının en önemli anıtlarından biri olma özelliğini sulandırabileceği belirtiliyor.

Bir diğer problem de Ukrayna’daki milliyetçi grupların Nazi dönemindeki rolleri tartışmalı olanları anmak istemesinden kaynaklanıyor. Almanlar Babi Yar’da ‘Ukrayna Milliyetçileri Örgütü’ mensuplarını da katletmişlerdi. Batılı tarihçiler tarafından bu örgütün soykırıma yardımcı olduğu iddia ediliyor. Ukrayna Milliyetçileri’nin anma programına dahil edilmesine izin verilmedi.

Ukrayna Yahudileri Buluşma Merkezi adlı kuruluşun müdür yardımcısı Adrian Karatnycky “Bu özel tarihte ölüler anılmalı, yaşayanlar ise öğrenmeli” diyor ve ekliyor: “75’inci yıldönümü holokost ve ırkçılığın tehlikeleri hakkında kapsamlı tartışma platformu oluşturulmasına vesile teşkil etmelidir.”

Geçmişle komşuluk

Babi Yar’dan kurtulup da elan hayatta olan üç kişiden biri de Wassili Michailovsky. Nadja faciadan sonra, dadılığını yaptığı Michailovski’yi Yahudi çocuklarının saklandığı bir yetimhanede bulmuş.

Wassili daha sonra bir aile tarafından evlat edinilmiş. Manevi babası annesiyle birlikte hayatını kurtardığı Yahudi kadınla hayatını birleştirmiş. Wassili Michailovsky bugün de o ailenin oturduğu apartman dairesinde yaşıyor. Nadja ile birlikte Babi Yar’a gitmek üzere yürüdükleri yol oturduğu evin 100 metre kadar uzağından geçiyor.

Michailovski artık o günleri hatırlamak istemiyor. Aklı, 75 yıl önceki Wassili gibi savaştan etkilenen Doğu Ukrayna’daki çocuklarda. “Nasıl dayanıyorlar, acaba? Hele anne ve babasını kaybeden çocuklar?” diyor. ‘Yetim kalmanın ne kadar korkunç bir şey olduğunun tasavvur edilemeyeceğini’ de sözlerine ekliyor.