Dünyadaki müzeler içinde savaş müzelerinin, harp tarihi müzelerinin ayrı bir önemi vardır. Hem 20. yüzyılın hem de insanlık tarihinin en büyük muharebelerinden birisi olan “Stalingrad Savaşı” müzesi de şanına yaraşır bir büyüklük, görkem ve içeriğe sahip.
Kaynak: Okay Deprem / Evrensel
Günümüzde ismi Volgograd olan şehirde “Panorama Müzesi” adını taşıyan dünyaca ünlü kurum hiç de tesadüf olmayan, çok özel bir yerde bulunuyor. Şehir merkezine oldukça yakın, Volga Nehri ile Lenin Caddesi arasında uzanan Sovyet Sokağı’nın Lenin Meydanı’na bakan tarafına gelindiğinde nehir yönünde tamamen harabe halde ancak temel olarak ayakta duran bir yapı dikkati çeker. Büyük mücadelenin tarihçesini az çok bilenler bunu hemen ünlü “Pavlov’un Evi” sansalar da, aslında söz konusu bina, adı geçen konut tamamen yıkıldığı için ve ona oldukça benzediğinden dolayı tam karşısında bilinçli olarak bırakılmıştı. Ve bu yönüyle 73 yıldır şehirde Stalingrad savunmasını birebir hatırlatan tek yapı olma özelliğini koruyor. Tam karşı tarafta ise Pavlov’un Evi’nden geriye kalan duvar parçası boy gösteriyor.
STALİNGRAD DİRENİŞİNİN SİMGESİ: PAVLOV’UN EVİ
Stalingrad Direnişi’nin kuşkusuz en mühim simgesi meşhur Pavlov’un Evi’dir. (Fotoğraf: Pavlov’un Evi’nden geriye kalan duvar parçası.)
Sovyet çavuşu Yakov Pavlov ve emrindeki askerlerin 27 Eylül 1942’den ve 43’ün 2 Şubat gecesine kadar aylar boyunca işgalci Alman faşistlerinin kuşatmasına direndikleri dört katlı konut binasından bugün geriye yüksekçe bir duvar parçası kalmış halde. Hatırlanacağı gibi birkaç sene önce hem Amerikalıların hem de Rusların çektiği Stalingrad Savaşı filmlerinde de Pavlov’un Evi merkezi bir rol üstleniyordu. Günümüzde yerinde, sonradan inşa edilen bir başka yapının durduğu Pavlov’un Evi’nden geriye kalan kiremitten duvar segmentinde şu satırlar yazılı: “Bu binada savaşın ve emeğin kahramanca başarısı birlikte kaynaşmış durumdalar. Seni müdafaa edeceğiz ve yeniden inşa edeceğiz sevgili Stalingrad!”. Pavlov ve müfrezesinin sergilediği insanüstü kahramanlık hem Sovyetler Birliği’nde hem de dünyada simgeleşirken, kendilerinin de SSCB’nin tüm en üst düzey madalya ve nişanlarıyla ödüllendirilmesine neden olmuştu.
Fotoğraf: Pavlov’un Evi’nin karşısındaki savaştan kalma yapı.
MÜZE KOMPLEKSİNİN CİVARI
Pavlov’un Evi’nin tam karşısında, caddenin diğer tarafında, savaştan kalma sembolik yapının yer aldığı bahçenin ortasında gene savaşın görsel simgelerinden birisi haline gelen bir heykel kompozisyonu duruyor. El ele bir çember oluşturarak bir timsahın etrafında dönen kızlı erkekli 6 çocuğun heykeli. Bunun bir kopyası da tren garı binasının önündeki alanın orta yerinde boy gösteriyor. Hemen yukarısında, termik santrallerin dev bacalarını andıran, müzenin panorama bölmesi göze çarpıyor. Diğer ucunda ise çok yüksek bir obelisk görünüyor. Panoramik yapının kenarında kızıl yıldız figürlü harpten kalma bir uçak asılı bir kaide üzerinde. Bunun da biraz ilerisinde mermerden çok büyük bir altlığın üstünde savaşta başkumandan konumunda olan Mareşal Josef Stalin’in şu sözleri okunuyor: “Stalingrad Alman-faşist ordusu için gün batımı oldu” – Devlet Savunma Komitesi başkanı J. Stalin. Müzenin girişinin olduğu cepheye geçildiğinde karşılıklı yerleştirilmiş tank ve toplar ile savaş sırasında Kızıl Ordu’nun Komutanı Mareşal Georgiy Jukov’un beyaz bir büstü görülebiliyor.
BİR GÜNDE GEZİLEBİLEN KÜLTÜR ANITI
Volgograd’ın en büyük ve merkezi kültür kompleksi özelliğine sahip müzenin ilk ve ana katı, ortadaki heybetli holün etrafını saran 9 büyük sergi salonundan oluşuyor.
Girişte sizi duvarda savaşı betimleyen büyükçe rölyefler karşılarken, birinci salona girişten hemen önce duvarlarda cephe cephe kronolojik olarak savaşın çok ayrıntılı bir tasviri mevcut. Gene sergi bölümlerini gezmeye başlamadan evvel, dokunmatik panelli büyük bir ekranda başından sonuna kadar efsanevi direnişi gün gün hem videolar hem de resimler eşliğinde izlemek mümkün. Yine bu andan itibaren gri granit duvarlardaki sözlerin hemen hepsi de Stalin’e ait olup bunlara neredeyse her köşe başına asılmış oldukça tanıdık savaş dönemi propaganda posterleri eşlik ediyor. Adeta bir uzay üssünü andırır tarzda, metal-cam-granit ve beton konstrüksiyon biçiminde tasarlanmış fütürist havalı sergi hollerinde esas olarak; her türden savaş araç gereci, mühimmat ve teçhizat, kıyafetler, üniformalar, fotoğraflar, dönemin yerli ve yabancı gazete, mecmua ve bültenlerinden seçmeler, karikatürler, kitaplar, madalya ve nişanlar, dilekçe-bildirge-kimlik-resmi yazışma-mektup ile emirlerin asılları ve nüshaları, maketler, tablolar, bayrak – flamalar, kabartmalar ile ofis çalışma malzemeleri teşhir ediliyor.
STALİNGRAD’IN KOCAMAN MAKETİ VE 360 DERECELİK PAVYON
Birinden diğerine geçilecek şekilde dizayn edilmiş sergi odalarının birisinde Nazilerin bombardımanı, şehir merkezinin devasa bir maketi üzerinde dönen ışıklar vasıtasıyla oldukla başarılı bir şekilde canlandırılmış. Bütün bu salonların orta noktasında bulunan beyaz mermer holden çıkılan spiral merdiven ile en yukarıda müzenin panorama kısmına ulaşılıyor. Burada da tam 360 derece dönerek, 3 boyutlu resim ve materyallerle “Mamayev Höyüğü” etrafında cereyan eden çarpışmaların birebir yansıtıldığı yuvarlak panel, rehber eşliğinde seyrediliyor. Siz siz olun, müzenin açılış vakti olan saat 10.00’dan önce sabah er-kenden ana kapıda yerinizi alınız ki, kapanış saati olan 18.00’e kadar müze turunu yetiştirebilirseniz şanslı ve aynı zamanda hızlı sayılırsınız…
V.İ. Stalin’in Naziler tarafından öldürülen oğlu.
920 Naziyi öldüren Çeçen-Sovyet Subayı Nuradilov
Mermerden çok büyük bir altlığın üstünde savaşta başkumandan konumunda olan Mareşal Josef Stalin’in şu sözleri okunuyor: “Stalingrad Alman-faşist ordusu için gün batımı oldu”
General Glazkov’un yaşamını yitirirken üzerinde olan delik deşik üniforması.
Dünyadaki müzeler içinde savaş müzelerinin, harp tarihi müzelerinin ayrı bir önemi vardır. Hem 20. yüzyılın hem de insanlık tarihinin en büyük muharebelerinden birisi olan “Stalingrad Savaşı” müzesi de şanına yaraşır bir büyüklük, görkem ve içeriğe sahip.
Kaynak: Okay Deprem / Evrensel
Günümüzde ismi Volgograd olan şehirde “Panorama Müzesi” adını taşıyan dünyaca ünlü kurum hiç de tesadüf olmayan, çok özel bir yerde bulunuyor. Şehir merkezine oldukça yakın, Volga Nehri ile Lenin Caddesi arasında uzanan Sovyet Sokağı’nın Lenin Meydanı’na bakan tarafına gelindiğinde nehir yönünde tamamen harabe halde ancak temel olarak ayakta duran bir yapı dikkati çeker. Büyük mücadelenin tarihçesini az çok bilenler bunu hemen ünlü “Pavlov’un Evi” sansalar da, aslında söz konusu bina, adı geçen konut tamamen yıkıldığı için ve ona oldukça benzediğinden dolayı tam karşısında bilinçli olarak bırakılmıştı. Ve bu yönüyle 73 yıldır şehirde Stalingrad savunmasını birebir hatırlatan tek yapı olma özelliğini koruyor. Tam karşı tarafta ise Pavlov’un Evi’nden geriye kalan duvar parçası boy gösteriyor.
STALİNGRAD DİRENİŞİNİN SİMGESİ: PAVLOV’UN EVİ
Stalingrad Direnişi’nin kuşkusuz en mühim simgesi meşhur Pavlov’un Evi’dir. (Fotoğraf: Pavlov’un Evi’nden geriye kalan duvar parçası.)
Sovyet çavuşu Yakov Pavlov ve emrindeki askerlerin 27 Eylül 1942’den ve 43’ün 2 Şubat gecesine kadar aylar boyunca işgalci Alman faşistlerinin kuşatmasına direndikleri dört katlı konut binasından bugün geriye yüksekçe bir duvar parçası kalmış halde. Hatırlanacağı gibi birkaç sene önce hem Amerikalıların hem de Rusların çektiği Stalingrad Savaşı filmlerinde de Pavlov’un Evi merkezi bir rol üstleniyordu. Günümüzde yerinde, sonradan inşa edilen bir başka yapının durduğu Pavlov’un Evi’nden geriye kalan kiremitten duvar segmentinde şu satırlar yazılı: “Bu binada savaşın ve emeğin kahramanca başarısı birlikte kaynaşmış durumdalar. Seni müdafaa edeceğiz ve yeniden inşa edeceğiz sevgili Stalingrad!”. Pavlov ve müfrezesinin sergilediği insanüstü kahramanlık hem Sovyetler Birliği’nde hem de dünyada simgeleşirken, kendilerinin de SSCB’nin tüm en üst düzey madalya ve nişanlarıyla ödüllendirilmesine neden olmuştu.
Fotoğraf: Pavlov’un Evi’nin karşısındaki savaştan kalma yapı.
MÜZE KOMPLEKSİNİN CİVARI
Pavlov’un Evi’nin tam karşısında, caddenin diğer tarafında, savaştan kalma sembolik yapının yer aldığı bahçenin ortasında gene savaşın görsel simgelerinden birisi haline gelen bir heykel kompozisyonu duruyor. El ele bir çember oluşturarak bir timsahın etrafında dönen kızlı erkekli 6 çocuğun heykeli. Bunun bir kopyası da tren garı binasının önündeki alanın orta yerinde boy gösteriyor. Hemen yukarısında, termik santrallerin dev bacalarını andıran, müzenin panorama bölmesi göze çarpıyor. Diğer ucunda ise çok yüksek bir obelisk görünüyor. Panoramik yapının kenarında kızıl yıldız figürlü harpten kalma bir uçak asılı bir kaide üzerinde. Bunun da biraz ilerisinde mermerden çok büyük bir altlığın üstünde savaşta başkumandan konumunda olan Mareşal Josef Stalin’in şu sözleri okunuyor: “Stalingrad Alman-faşist ordusu için gün batımı oldu” – Devlet Savunma Komitesi başkanı J. Stalin. Müzenin girişinin olduğu cepheye geçildiğinde karşılıklı yerleştirilmiş tank ve toplar ile savaş sırasında Kızıl Ordu’nun Komutanı Mareşal Georgiy Jukov’un beyaz bir büstü görülebiliyor.
BİR GÜNDE GEZİLEBİLEN KÜLTÜR ANITI
Volgograd’ın en büyük ve merkezi kültür kompleksi özelliğine sahip müzenin ilk ve ana katı, ortadaki heybetli holün etrafını saran 9 büyük sergi salonundan oluşuyor.
Girişte sizi duvarda savaşı betimleyen büyükçe rölyefler karşılarken, birinci salona girişten hemen önce duvarlarda cephe cephe kronolojik olarak savaşın çok ayrıntılı bir tasviri mevcut. Gene sergi bölümlerini gezmeye başlamadan evvel, dokunmatik panelli büyük bir ekranda başından sonuna kadar efsanevi direnişi gün gün hem videolar hem de resimler eşliğinde izlemek mümkün. Yine bu andan itibaren gri granit duvarlardaki sözlerin hemen hepsi de Stalin’e ait olup bunlara neredeyse her köşe başına asılmış oldukça tanıdık savaş dönemi propaganda posterleri eşlik ediyor. Adeta bir uzay üssünü andırır tarzda, metal-cam-granit ve beton konstrüksiyon biçiminde tasarlanmış fütürist havalı sergi hollerinde esas olarak; her türden savaş araç gereci, mühimmat ve teçhizat, kıyafetler, üniformalar, fotoğraflar, dönemin yerli ve yabancı gazete, mecmua ve bültenlerinden seçmeler, karikatürler, kitaplar, madalya ve nişanlar, dilekçe-bildirge-kimlik-resmi yazışma-mektup ile emirlerin asılları ve nüshaları, maketler, tablolar, bayrak – flamalar, kabartmalar ile ofis çalışma malzemeleri teşhir ediliyor.
STALİNGRAD’IN KOCAMAN MAKETİ VE 360 DERECELİK PAVYON
Birinden diğerine geçilecek şekilde dizayn edilmiş sergi odalarının birisinde Nazilerin bombardımanı, şehir merkezinin devasa bir maketi üzerinde dönen ışıklar vasıtasıyla oldukla başarılı bir şekilde canlandırılmış. Bütün bu salonların orta noktasında bulunan beyaz mermer holden çıkılan spiral merdiven ile en yukarıda müzenin panorama kısmına ulaşılıyor. Burada da tam 360 derece dönerek, 3 boyutlu resim ve materyallerle “Mamayev Höyüğü” etrafında cereyan eden çarpışmaların birebir yansıtıldığı yuvarlak panel, rehber eşliğinde seyrediliyor. Siz siz olun, müzenin açılış vakti olan saat 10.00’dan önce sabah er-kenden ana kapıda yerinizi alınız ki, kapanış saati olan 18.00’e kadar müze turunu yetiştirebilirseniz şanslı ve aynı zamanda hızlı sayılırsınız…
V.İ. Stalin’in Naziler tarafından öldürülen oğlu.
920 Naziyi öldüren Çeçen-Sovyet Subayı Nuradilov
Mermerden çok büyük bir altlığın üstünde savaşta başkumandan konumunda olan Mareşal Josef Stalin’in şu sözleri okunuyor: “Stalingrad Alman-faşist ordusu için gün batımı oldu”
General Glazkov’un yaşamını yitirirken üzerinde olan delik deşik üniforması.
Paylaş: