Kaynak: Şalom, 24.02.2016
Artık Ladino’yu arşivlemeye çalışan, geniş toplumdan da bir gönüllü var! Kendisi son bir yıldır Ladino sevdalısı. Bir yandan bu lisanı öğrenirken, diğer yandan öğrendiklerini Twitter hesabından paylaşıyor. Sefaradların bu lisanının arşivlenmesi için elinden geleni yapan bir avuç insandan biri ‘Kıvılcım’.
Kendisi son bir yıldır Ladino sevdalısı. Bir yandan bu lisanı öğrenirken, diğer yandan öğrendiklerini Twitter hesabından paylaşıyor. Kendisi Osmanlı zamanı İspanya’dan göçen Sefaradların bu lisanının arşivlenmesi için elinden geleni yapan bir avuç insandan biri. Kendisinin farkı ve güzelliği, geniş toplumdan bu işe gönüllü olması. İzninizle kendisini tanıtıyorum.
Öncelikle kendinden bahsedebilir misin?
Memnuniyetle! Yaklaşık on yıldır profesyonel olarak çevirmenlik yapıyorum. Çeviri yapmadığım alan kalmadı diyebilirim. İki oğlum, dört kedim var, oldukça kalabalık bir aileyiz. İngilizce ve Almanca biliyorum. Ladino da kısa sürede bu listeye eklenecek inşallah.
Lisanlarla nasıl bir ilişkin var?
Küçük yaştan beri ilgiliyim aslında. Almanca ve İngilizce çevirmeniyim. Ek olarak, İtalyanca, Arapça ve Korece de öğrenmeye çalıştım; biraz öğrenebildiğimi düşünüyorum ama bildiğim diller arasına eklenecek kadar değil elbette. Dil, ait olduğu topluluğun kültürü, geçmişi, gelenekleri ve başka toplumlarla ilişkileri açısından çok şey söyleyen bir hazine bana göre. Çevirmenlik de bu yüzden kaçınılmaz mesleğim sanırım. Kelimeler ve farklı diller bende müthiş bir heyecan ve merak uyandırıyor. Bir dille uğraşmak, her gün farklı renkte açan bir çiçeği büyütmek gibi.
Ladino ile tanışman nasıl oldu? Lisanımı, sen benden iyi biliyorsun artık.
Her şey, Twitter’da bir Seferad’ı takip etmemle başladı. Türkiye’de böyle bir dil olduğundan haberim bile yoktu. Seferad arkadaşımın dilin yok oluşundan duyduğu üzüntü beni çok etkilemişti.
Onca dil arasında neden Ladino?
Bu sorunun cevabı da Twitter’da gizli sanırım. Bir gün, Trakya Olayları sırasında Yahudi komşularını saklayıp koruyan bir hacı dede hikâyesi dinlemiştim Twitter’da.
O hacı dedenin ruh torunuyum sanırım. Ortak bir coğrafyayı paylaştığımız, aynı şarkıları söyleyip, aynı sokaklarda yaşadığımız komşularımın dilini korumak istiyorum. Çünkü Ladino sadece Seferadların değil, bu ülkede halklarının, toprağının, tarihinin de bir parçası. Kendi kimliğimizden, geçmişimizden bir parçayı kaybetmek bana üzücü geliyor.
Twitter’da takipçisi her gün artan ‘Ladino Dersleri’ hesabından bahsedebilir misin?
Henüz gencecik bir hesap. Bloguma dersler eklemeye başladıktan sonra, daha fazla insana ulaşmak, aynı zamanda Ladino bilen kullanıcılarla pratik yaparak daha etkili öğrenebilmek için açtım. Hesapta blog linkleri paylaşıyorum, aynı zamanda mini resimli sözlükler hazırlayıp takipçilerle paylaşıyorum. Dil öğrenmenin en etkili yolunun aktif olarak dili kullanmak olduğuna inanıyorum ve sosyal medya bu açıdan harika bir mecra.
Kaç takipçin var? Yabancı takipçilerin de var mı?
Şu anda 179 takipçim var. Yabancı takipçilerim de var, dünyanın dört bir yanından takipçilerim var diyebilirim hatta. Harika bir his…
Yok olmak üzere olan bir dili gönüllü olarak arşivleyip hayata kazandırmak nasıl bir his? Neden bir dili kurtarmak istiyorsun?
Ladino’yu korumak ve kaybolmasını önlemek için uzun vadeli bir çabanın ilk adımını attığımı hissediyorum daha çok. Güzel bir çabanın parçası olmaksa çok güzel, mutluluk verici bir his.
Kurtaracağımız şey sadece kelimeler ve dil bilgisi değil ki! Kurtaracağımız şey, yüzyıllar boyu süregelen komşuluk bağlarımız, anılarımız, ortak belleğimiz… Çeşitli ülkelere savrulmuş bir milletin hikâyesidir bence Ladino… Bu yüzden ayrıca hüzünlü ve kıymetli benim için.
Kaybolmaya yüz tutan dilleri kaybolan toplum mu, geniş toplum mu korumaya almalı?
Bir toplumun kaybolmaya yüz tutan dili, geniş toplumun ortak değeridir bana göre; bu hepimizin sorumluluğu olmalı. Çünkü izole edilmiş bir dilden, bir toplumdan değil, alışveriş yaptığımız esnaftan, komşumuzdan, iş arkadaşımızdan bahsediyoruz bir yerde. Bu toprakta bir dil yiterse, bu hepimizin kaybı. Diller, ortak geçmişimizin parmak izleri. Asırlar öncesine dayanan ortak geçmişin barış, karşılıklı anlayış ve birlikte yaşama kültürümüz için bu topraklardaki lisanları yaşatmanın çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Dilleri kaybetmek, kendimizden bir izi kaybetmek…
Sence kaybolmak üzere olan bir dil korumaya alınmalı mı? Korunmaya alınsa, arşivlense ne olacak ki?
Kaybolmasının önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Korumaya alarak, yeni nesillerin dili öğrenmesi sağlanabilir, ömrü uzatılabilir en azından.
O eleştiri gelmeden ben sorayım. “Sen Müslüman’sın ne işin var Sefaradların dilini kurtarmaya çalışıyorsun?” diyen çıktığında ne cevap veriyorsun?
“Ya sana ne Ladino’dan işine gücüne bak!” diyenler oluyor. Bir dili kurtarmanın ne kadar önemli olduğundan ve öğrenirken müthiş zevk aldığımdan bahsediyorum. Bunu saçma bulanlar da oluyor, takdir edenler de. Henüz Müslümanlık üzerinden bir eleştiriyle karşılaşmadım, zaten kaygımız ortak kültürü korumak, bunun herhangi bir şekilde bir öğretiyle çelişeceğini sanmıyorum.
En sevdiğin Ladino kelime ne? Bir de Ladino kelimelerde bolca Türkçe var. Birkaç tane örnek verebilir misin?
Sanırım ‘hazina’ kelimesi. Hastalığın o mahzunluk veren halini hatırlatıyor bana. Türkçe olarak ilk aklıma gelen ‘yakışıklı’, sonra ‘telefon’, ‘televizyon’ Türkçedeki ile aynı kullanılmış. ‘Başüstüne’, ‘ayde’ gibi kelimeler ve daha birçokları.
Ladino öğrenmek için sözlük dışında hangi kaynaklar var? Kaynak bulurken sıkıntı yaşıyor musun?
Evet, kaynak bulmak büyük sıkıntı. Sözlük dışında internetten bulduğum bir ders kitabı var elimde. İnternette ufak tefek bilgilerin yer aldığı birkaç site dışında kaynak bulamadım henüz. Kaynaklar genelde Fransızca, İbranice ve İngilizce. Basılı dil bilgisi kaynağı bulmak ise imkânsız gibi bir şey.
Yurtdışında Ladino ve Sefarad kültürünü korumaya alan üniversiteler var ve kaynak olarak Osmanlı’dan kalma eserleri kullanıyorlar. Üniversitelerin azınlıkların kültür, tarihi ve belki de dillerinin öğretilmesinde etkisi ne kadar var?
Çok önemli. Kaynak araştırırken Amerika’da Stanford Üniversitesinde böyle bir çalışma olduğunu gördüm; kendi ülkemizde olmamasını çok garipsedim. Osmanlı’nın arşivlerinden faydalanılması bile aslında ne kadar bizden, ne kadar kendimizden bir dil ile karşı karşıya olduğumuzun göstergesi. Kelimeleri tarihimizin DNA’sından birer parça gibi görüyorum, tüm azınlık dilleri insanlığın aynı topraklarda uzun yıllar boyunca geliştirdiği düşünce, duygu ve anıları taşıyan yapı taşları, bu açıdan müthiş bir değer, bir nevi hazine.
Bu attığın adım ile ilgili Kültür Bakanlığı veya Avrupa Birliği tarafında bir fon desteği var mı; bilgin var mı bu konuda?
Hayır, araştırdığım kadarıyla herhangi bir fon desteği yok.
Klasik bir soru daha, “Modern İspanyolca öğrenmek varken neden Ladino?” Bu soruyla karşılaşınca ne cevap veriyorsun?
Önce Seferadlar kimdir ve Ladino nedir onu anlatıyorum, sonra da bu dili öğrenerek kaybolmaması için gösterilen çabada az da olsa katkım olmasını istediğimi söylüyorum. Genelde “Ya bu dilden para kazanılmaz ki!” diyorlar, gülümsüyorum…
Hesabından ara ara Ladino müzik de paylaşıyorsun? Ladino ezgileri ilk dinlediğinde ne hissettin?
Aslında ilk dinlediğimde “Ya bu müzik, bu enstrümanlar ama bu bizim müziğimiz” dedim. Nasıl iç içe geçmişiz bir daha gördüm ve elbette çok sevdim. ‘Durme durme’ isimli bir ninni var, bayılıyorum… Sözlerini ezberleyeceğim hatta.
Çıktığın bu yolculukta karşılaştığın sorunlar neler?
Daha sistematik ve derli toplu bir çalışma yapmak istememe rağmen yeterli kaynak bulamamak ve istediğim kadar vakit ayıramamak en büyük sorunum. Birçok insanın bu dilden haberi bile yok ve bir dilin neden korunması, yaşatılması gerektiğini en baştan anlatmak gerekiyor.
Bu sene Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı Uluslararası Ladino Günü’ne davetliydin. Nasıl bir his?
Benim için eşsiz bir anı oldu. Blogumda daha kapsamlı sözlükler vs. hazırlayabilmemde yardımcı olacak Ladino bilen insanlarla tanışma ihtimali bile gülümsetiyor.
Ladino’nun kullandığı birden fazla alfabe var. Bu da işi daha zorlaştırıyor. Osmanlıdaki eski Ladino kaynakları okuyabilmek için Latin alfabesi dışında hangi alfabeleri bilmek gerek?
İbrani ve Arap alfabesini de bilmek gerekiyor. Sırf bu bile, üniversite düzeyinde ele alınması için geçerli sebep bence.
Barış Ladino’da ne demek?
‘Paz’ demek…
Bu yaptığının barışa, farklılıkları, renkleri birlikte sahiplenmeye ne kadar faydası var farkında mısın? Türkiye’de geniş toplumdan biri Ladino’yu sahipleniyor. Hayal gibi. Ortak tarihimizi, kültürümüzü, anılarımızı lisanımızı öğrenerek kurtarmaya çalışıyorsun. Bu emeğin için sana çok teşekkür ediyorum.
Kaynak: Şalom, 24.02.2016
Artık Ladino’yu arşivlemeye çalışan, geniş toplumdan da bir gönüllü var! Kendisi son bir yıldır Ladino sevdalısı. Bir yandan bu lisanı öğrenirken, diğer yandan öğrendiklerini Twitter hesabından paylaşıyor. Sefaradların bu lisanının arşivlenmesi için elinden geleni yapan bir avuç insandan biri ‘Kıvılcım’.
Kendisi son bir yıldır Ladino sevdalısı. Bir yandan bu lisanı öğrenirken, diğer yandan öğrendiklerini Twitter hesabından paylaşıyor. Kendisi Osmanlı zamanı İspanya’dan göçen Sefaradların bu lisanının arşivlenmesi için elinden geleni yapan bir avuç insandan biri. Kendisinin farkı ve güzelliği, geniş toplumdan bu işe gönüllü olması. İzninizle kendisini tanıtıyorum.
Öncelikle kendinden bahsedebilir misin?
Memnuniyetle! Yaklaşık on yıldır profesyonel olarak çevirmenlik yapıyorum. Çeviri yapmadığım alan kalmadı diyebilirim. İki oğlum, dört kedim var, oldukça kalabalık bir aileyiz. İngilizce ve Almanca biliyorum. Ladino da kısa sürede bu listeye eklenecek inşallah.
Lisanlarla nasıl bir ilişkin var?
Küçük yaştan beri ilgiliyim aslında. Almanca ve İngilizce çevirmeniyim. Ek olarak, İtalyanca, Arapça ve Korece de öğrenmeye çalıştım; biraz öğrenebildiğimi düşünüyorum ama bildiğim diller arasına eklenecek kadar değil elbette. Dil, ait olduğu topluluğun kültürü, geçmişi, gelenekleri ve başka toplumlarla ilişkileri açısından çok şey söyleyen bir hazine bana göre. Çevirmenlik de bu yüzden kaçınılmaz mesleğim sanırım. Kelimeler ve farklı diller bende müthiş bir heyecan ve merak uyandırıyor. Bir dille uğraşmak, her gün farklı renkte açan bir çiçeği büyütmek gibi.
Ladino ile tanışman nasıl oldu? Lisanımı, sen benden iyi biliyorsun artık.
Her şey, Twitter’da bir Seferad’ı takip etmemle başladı. Türkiye’de böyle bir dil olduğundan haberim bile yoktu. Seferad arkadaşımın dilin yok oluşundan duyduğu üzüntü beni çok etkilemişti.
Onca dil arasında neden Ladino?
Bu sorunun cevabı da Twitter’da gizli sanırım. Bir gün, Trakya Olayları sırasında Yahudi komşularını saklayıp koruyan bir hacı dede hikâyesi dinlemiştim Twitter’da.
O hacı dedenin ruh torunuyum sanırım. Ortak bir coğrafyayı paylaştığımız, aynı şarkıları söyleyip, aynı sokaklarda yaşadığımız komşularımın dilini korumak istiyorum. Çünkü Ladino sadece Seferadların değil, bu ülkede halklarının, toprağının, tarihinin de bir parçası. Kendi kimliğimizden, geçmişimizden bir parçayı kaybetmek bana üzücü geliyor.
Twitter’da takipçisi her gün artan ‘Ladino Dersleri’ hesabından bahsedebilir misin?
Henüz gencecik bir hesap. Bloguma dersler eklemeye başladıktan sonra, daha fazla insana ulaşmak, aynı zamanda Ladino bilen kullanıcılarla pratik yaparak daha etkili öğrenebilmek için açtım. Hesapta blog linkleri paylaşıyorum, aynı zamanda mini resimli sözlükler hazırlayıp takipçilerle paylaşıyorum. Dil öğrenmenin en etkili yolunun aktif olarak dili kullanmak olduğuna inanıyorum ve sosyal medya bu açıdan harika bir mecra.
Kaç takipçin var? Yabancı takipçilerin de var mı?
Şu anda 179 takipçim var. Yabancı takipçilerim de var, dünyanın dört bir yanından takipçilerim var diyebilirim hatta. Harika bir his…
Yok olmak üzere olan bir dili gönüllü olarak arşivleyip hayata kazandırmak nasıl bir his? Neden bir dili kurtarmak istiyorsun?
Ladino’yu korumak ve kaybolmasını önlemek için uzun vadeli bir çabanın ilk adımını attığımı hissediyorum daha çok. Güzel bir çabanın parçası olmaksa çok güzel, mutluluk verici bir his.
Kurtaracağımız şey sadece kelimeler ve dil bilgisi değil ki! Kurtaracağımız şey, yüzyıllar boyu süregelen komşuluk bağlarımız, anılarımız, ortak belleğimiz… Çeşitli ülkelere savrulmuş bir milletin hikâyesidir bence Ladino… Bu yüzden ayrıca hüzünlü ve kıymetli benim için.
Kaybolmaya yüz tutan dilleri kaybolan toplum mu, geniş toplum mu korumaya almalı?
Bir toplumun kaybolmaya yüz tutan dili, geniş toplumun ortak değeridir bana göre; bu hepimizin sorumluluğu olmalı. Çünkü izole edilmiş bir dilden, bir toplumdan değil, alışveriş yaptığımız esnaftan, komşumuzdan, iş arkadaşımızdan bahsediyoruz bir yerde. Bu toprakta bir dil yiterse, bu hepimizin kaybı. Diller, ortak geçmişimizin parmak izleri. Asırlar öncesine dayanan ortak geçmişin barış, karşılıklı anlayış ve birlikte yaşama kültürümüz için bu topraklardaki lisanları yaşatmanın çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. Dilleri kaybetmek, kendimizden bir izi kaybetmek…
Sence kaybolmak üzere olan bir dil korumaya alınmalı mı? Korunmaya alınsa, arşivlense ne olacak ki?
Kaybolmasının önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Korumaya alarak, yeni nesillerin dili öğrenmesi sağlanabilir, ömrü uzatılabilir en azından.
O eleştiri gelmeden ben sorayım. “Sen Müslüman’sın ne işin var Sefaradların dilini kurtarmaya çalışıyorsun?” diyen çıktığında ne cevap veriyorsun?
“Ya sana ne Ladino’dan işine gücüne bak!” diyenler oluyor. Bir dili kurtarmanın ne kadar önemli olduğundan ve öğrenirken müthiş zevk aldığımdan bahsediyorum. Bunu saçma bulanlar da oluyor, takdir edenler de. Henüz Müslümanlık üzerinden bir eleştiriyle karşılaşmadım, zaten kaygımız ortak kültürü korumak, bunun herhangi bir şekilde bir öğretiyle çelişeceğini sanmıyorum.
En sevdiğin Ladino kelime ne? Bir de Ladino kelimelerde bolca Türkçe var. Birkaç tane örnek verebilir misin?
Sanırım ‘hazina’ kelimesi. Hastalığın o mahzunluk veren halini hatırlatıyor bana. Türkçe olarak ilk aklıma gelen ‘yakışıklı’, sonra ‘telefon’, ‘televizyon’ Türkçedeki ile aynı kullanılmış. ‘Başüstüne’, ‘ayde’ gibi kelimeler ve daha birçokları.
Ladino öğrenmek için sözlük dışında hangi kaynaklar var? Kaynak bulurken sıkıntı yaşıyor musun?
Evet, kaynak bulmak büyük sıkıntı. Sözlük dışında internetten bulduğum bir ders kitabı var elimde. İnternette ufak tefek bilgilerin yer aldığı birkaç site dışında kaynak bulamadım henüz. Kaynaklar genelde Fransızca, İbranice ve İngilizce. Basılı dil bilgisi kaynağı bulmak ise imkânsız gibi bir şey.
Yurtdışında Ladino ve Sefarad kültürünü korumaya alan üniversiteler var ve kaynak olarak Osmanlı’dan kalma eserleri kullanıyorlar. Üniversitelerin azınlıkların kültür, tarihi ve belki de dillerinin öğretilmesinde etkisi ne kadar var?
Çok önemli. Kaynak araştırırken Amerika’da Stanford Üniversitesinde böyle bir çalışma olduğunu gördüm; kendi ülkemizde olmamasını çok garipsedim. Osmanlı’nın arşivlerinden faydalanılması bile aslında ne kadar bizden, ne kadar kendimizden bir dil ile karşı karşıya olduğumuzun göstergesi. Kelimeleri tarihimizin DNA’sından birer parça gibi görüyorum, tüm azınlık dilleri insanlığın aynı topraklarda uzun yıllar boyunca geliştirdiği düşünce, duygu ve anıları taşıyan yapı taşları, bu açıdan müthiş bir değer, bir nevi hazine.
Bu attığın adım ile ilgili Kültür Bakanlığı veya Avrupa Birliği tarafında bir fon desteği var mı; bilgin var mı bu konuda?
Hayır, araştırdığım kadarıyla herhangi bir fon desteği yok.
Klasik bir soru daha, “Modern İspanyolca öğrenmek varken neden Ladino?” Bu soruyla karşılaşınca ne cevap veriyorsun?
Önce Seferadlar kimdir ve Ladino nedir onu anlatıyorum, sonra da bu dili öğrenerek kaybolmaması için gösterilen çabada az da olsa katkım olmasını istediğimi söylüyorum. Genelde “Ya bu dilden para kazanılmaz ki!” diyorlar, gülümsüyorum…
Hesabından ara ara Ladino müzik de paylaşıyorsun? Ladino ezgileri ilk dinlediğinde ne hissettin?
Aslında ilk dinlediğimde “Ya bu müzik, bu enstrümanlar ama bu bizim müziğimiz” dedim. Nasıl iç içe geçmişiz bir daha gördüm ve elbette çok sevdim. ‘Durme durme’ isimli bir ninni var, bayılıyorum… Sözlerini ezberleyeceğim hatta.
Çıktığın bu yolculukta karşılaştığın sorunlar neler?
Daha sistematik ve derli toplu bir çalışma yapmak istememe rağmen yeterli kaynak bulamamak ve istediğim kadar vakit ayıramamak en büyük sorunum. Birçok insanın bu dilden haberi bile yok ve bir dilin neden korunması, yaşatılması gerektiğini en baştan anlatmak gerekiyor.
Bu sene Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı Uluslararası Ladino Günü’ne davetliydin. Nasıl bir his?
Benim için eşsiz bir anı oldu. Blogumda daha kapsamlı sözlükler vs. hazırlayabilmemde yardımcı olacak Ladino bilen insanlarla tanışma ihtimali bile gülümsetiyor.
Ladino’nun kullandığı birden fazla alfabe var. Bu da işi daha zorlaştırıyor. Osmanlıdaki eski Ladino kaynakları okuyabilmek için Latin alfabesi dışında hangi alfabeleri bilmek gerek?
İbrani ve Arap alfabesini de bilmek gerekiyor. Sırf bu bile, üniversite düzeyinde ele alınması için geçerli sebep bence.
Barış Ladino’da ne demek?
‘Paz’ demek…
Bu yaptığının barışa, farklılıkları, renkleri birlikte sahiplenmeye ne kadar faydası var farkında mısın? Türkiye’de geniş toplumdan biri Ladino’yu sahipleniyor. Hayal gibi. Ortak tarihimizi, kültürümüzü, anılarımızı lisanımızı öğrenerek kurtarmaya çalışıyorsun. Bu emeğin için sana çok teşekkür ediyorum.
Paylaş: