Arşiv Göze Çarpanlar

2015 Türkiyesi’nde Yahudi olmak – Elif Ordukaya

574690

Edirne Sinagogu açıldı, Hanuka kutlandı, Holokost ve Struma anıldı. Devlet erkanının katılımıyla gerçekleşen olaylar 2015’i Yahudiler için tabuların yıkıldığı yıl olarak tarihe yazdı. Fakat aynı yıl araştırmalar Türkiye’yi antiseminizmde şampiyon ülke olarak gösterdi. Sadece bu hadiseler bile Türkiye’yi ironiler ülkesi olarak adlandırabilecek nitelikte.

Türkiye Musevilerinin gazetesi Şalom, geçen yıl meydana gelen dört gelişmeden yola çıkarak “Türk Yahudileri açısından 2015 yılında yaşanan en önemli gelişme hangisiydi?” diye sormuştu. Twitter’da yapılan ankette, katılımcıların yüzde 57’si Hanuka kutlamasını ‘en önemli’ olarak nitelendirirken yüzde 29 Edirne Sinagogu’nun açılışını seçti. Yüzde 10 Ankara’daki Holokost anma töreninin en önemli olduğunu belirtirken katılımcıların yüzde 4’ü de Struma kurbanları için düzenlenen töreni seçti.

2016’ya iki gün kala yapılan anketin sonucundan ziyade bizzat kendisi başlı başına bir önceliği hak ediyor. 2015, Türk Yahudileri için unutulmaz bir yıldı. Yaşanan bu olaylar tarihî tabuların âdeta yıkıldığının birer nişanesiydi. Şalom da yılın son manşetini bu şekilde atmıştı: “Tabuları yıkan 2015”.

Bu kapsamda geçen yıla damgasını vuran ilk hadise Holokost anmasıydı. 27 Ocak Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü kapsamında, geçen yıl ilk kez Ankara’da, Bilkent Üniversitesi’nde bir anma töreni düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in katıldığı, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da mesaj gönderdiği törende, dönemin TBMM Başkanı Cemil Çiçek bir konuşma yaptı.

Çoğunluğu Yahudi yaklaşık bir milyon kişinin Naziler tarafından öldürüldüğü Auschwitz Kampı’nın özgürlüğe kavuşmasının 70. yıldönümü için özel bir tören düzenlendi. Polonya’daki törende Türkiye’yi dönemin  Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil etti. Anma törenleri on yılda bir yapıldığından, bu yılki törenin, soykırımdan kurtulanların bizzat katıldığı son tören olduğu düşünülüyor.

2. Dünya Savaşı’nın trajedilerinden biri olan Struma gemisinin kurbanları da Türkiye’de bu yıl ilk kez resmî törenle anıldı. 24 Şubat’ta Sepetçiler Kasrı’ndaki törene dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik katıldı. Çelik konuşmasında Musevilerin acısını paylaştı, “Bu acı sadece Musevi Cemaati’nin değil, hepimizin ortak acısıdır.” dedi.

Sadece ön cephesi ayakta kalan tarihî Büyük Edirne Sinagogu’nun 2010’da başlayan restorasyon çalışmaları sona erdi. Sinagog geçen yıl 26 Mart’ta, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da katıldığı, binden fazla kişinin hazır bulunduğu tarihî bir törenle yeniden açıldı. Türkiye genelinden yaklaşık 20 otobüs Türk Yahudisi açılış için Edirne’ye geldi. Sinagog sadece ibadet mekânı olarak değil, aynı zamanda sanatsal etkinlikler için de kapılarını ziyaretçilerine açık tutuyor.

Hanuka Bayramı dünyanın diğer birçok şehrinde Yahudiler tarafından halka açık meydanlarda kutlanıyor. Ancak Türkiye’de ilk defa 2015’te kutlandı. Türk Musevi Cemaati’nin 13 Aralık akşamı Ortaköy Meydanı’nda Beşiktaş Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlediği Hanuka, akıllarda uzun süre yer edecek renkli görüntülere sahne oldu. Kutlamanın en özel sahnesi ise Ortaköy Sinagogu hahamı ile Ortaköy Büyük Mecidiye Camii imamının Hanuka’nın en büyük simgesi dokuz kollu şamdanı birlikte yakmalarıydı. Töreni sadece Yahudiler değil, her kesimden pek çok kişi merak ve ilgiyle takip etti. Geceye noktayı Türk Musevi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh’in cümleleri koydu: “Edirne’de bir milat yaşadık, burada da mucize yaşıyoruz.”

Hanuka Bayramı kutlamasından bir hafta sonra İsviçre’de görüşmeler yapıldı, Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi için atılan adımlar daha belirgin hâle geldi. Bu da akıllara, “2015 yılında yaşanan ‘ilk’ler Türkiye-İsrail ilişkilerine olumlu zemin hazırlama gayret miydi?” sorusunu getirdi. Aynı soruyu Hanuka Bayramı organizasyonunun fikir babası Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas’a sorduk. Cevabı çok netti: “Hayır, buna kesinlikle inanmıyorum. Bu konuda en doğruyu söyleyecek kişi benim. Zaten İsviçre’de görüşme olacağından da haberim yoktu. Böyle bir dostluk çalışmasının olduğunu bilmiyordum. Çok büyük, çok da güzel bir tesadüf oldu. Ben yıllardır gerçekleştirmek istediğimiz hayalimiz için girişimde bulundum. Ortaköy’deki o fotoğrafın Türkiye’ye katacağı imajın bir karşılığı yok. Dolayısıyla bu STK’ların, politikacıların karşılıklı hoşgörü laflarının havada kalmayıp bir anlamda cisimleştiğini gösterir. Böyle bir programa devlet erkânının katılması önemliydi. Demek ki Müslüman bir ülkede de oluyormuş.”

Antisemitizmde şampiyon Türkiye

2015’te birtakım tabular yıkılmış olsa da Türkiye Cumhuriyeti antisemitizmde hâlâ şampiyon. 2014’te benzer bir araştırmayı toplam 102 ülkeyi kapsayacak şekilde yaparak antisemitizm oranlarını ilk kez bilimsel verilerle ortaya koyan ADL (İftira ve İnkâr ile Mücadele Birliği) geçen yıl sadece 19 ülkeyi araştırma kapsamına aldı.

Amerika, Arjantin, Batı ve Doğu Avrupa’nın önemli ülkeleri ile İran’ın da yer aldığı sıralamada Türkiye en yüksek antisemitizm oranına sahip çıktı. Onu yüzde 67 ile Yunanistan, yüzde 60 ile İran takip ediyor. Rapora göre, Türkiye’de antisemitizm, geçen yıl yüzde 69 seviyesindeyken bu yıl iki puan artmış durumda. İki yılın oranlarının karşılaştırmasına göre, antisemitizmin önemli ölçüde artış gösterdiği diğer ülkeler şunlar: Romanya (yüzde 35’ten 47’ye), İtalya (yüzde 20’den 29’a), Hollanda (yüzde 5’ten 11’e), İran (yüzde 56’dan 60’a) ve İngiltere (yüzde 8’den 12’ye).

Araştırmanın nasıl yapıldığı da ayrıca dikkat çekici. Bir kişiyi ‘antisemit’ olarak nitelendirmek için ankete katılan kişinin Yahudilerle ilgili on bir adet kalıplaşmış yargının yarıdan fazlasına ‘büyük ihtimalle doğru’ cevabı verip vermediğine bakıldı. Yargılar arasında, “Yahudiler İsrail’e yaşadıkları ülkeden daha bağlıdır. Yahudiler iş dünyasında çok fazla güce sahiptir. Yahudiler kendilerini diğer insanlardan üstün görür. Yahudiler dünyadaki savaşların çoğundan sorumludur” gibi ifadeler yer alıyor.

Kaynak: Aksiyon, 26.01.2016

http://www.aksiyon.com.tr/dosyalar/2015-turkiyesinde-yahudi-olmak_553665