Yıllarca öz annesi tarafından reddedilen çocuk olan Jennifer, yıllar sonra ailesinin ortaya çıkan korkunç aile gerçeği üzerine uzun bir süre depresyon ve travmalar yaşadı. Anne tarafından Alman, baba tarafından Nijerya’lı olan Jennifer en sonunda “My grandfather would have shot me” (Dedem Beni Vururdu) adlı kitabı yazdı.
Teege’nin Nijeryalı babası annesini terk ettiğinde Alman olan bekar annesi yeni doğmuş bir çocuğu büyütemediği için Teege dört haftalıkken Teege’ı bir bakım evine yerleştirdi. Erken çocukluk döneminde, Teege, annesi ve büyükannesiyle yalnızca 7 yaşına kadar temas halindeydi; 7 yaşında olan Teege, sevgi dolu bir evde büyütüldüğü beyaz bir Alman aile tarafından evlat edinilince bu iletişim sona erdi.
Daha sonra, yirmili yaşlarında Teege, depresyon ile mücadele etti. Akıcı İbranice öğrendiği ve Orta Doğu ve Afrika çalışmalarında derece kazandığı İsrail’deki koleje gitti. Bir müddet sonra reklamcılıkta kariyere başladığı ve kendi ailesini kurduğu Almanya’ya döndü.
Doğum sonrası annesi tarafından reddedilme travması ile zaten başa çıkması oldukça zordu, Teege şimdi diğer acımasız gerçeklerle karşı karşıya kaldı: Şans eseri bir kütüphanede eline geçen kitapta annesinin babasının bir Alman kasabı olduğu ortaya çıktı. Canavar bir adam olan Amon Goeth, on yıllardır “Plaszow’un kasabı” olarak ilan edilmişti ve acı bir gerçek ortaya çıktı. Bu kanlı adam onun biyolojik dedesiydi. Jennifer’in kendi hayat öyküsün anlattığı kitap Best seller olarak raflarda yerini aldı.
Yıllarca öz annesi tarafından reddedilen çocuk olan Jennifer, yıllar sonra ailesinin ortaya çıkan korkunç aile gerçeği üzerine uzun bir süre depresyon ve travmalar yaşadı. Anne tarafından Alman, baba tarafından Nijerya’lı olan Jennifer en sonunda “My grandfather would have shot me” (Dedem Beni Vururdu) adlı kitabı yazdı.
Teege’nin Nijeryalı babası annesini terk ettiğinde Alman olan bekar annesi yeni doğmuş bir çocuğu büyütemediği için Teege dört haftalıkken Teege’ı bir bakım evine yerleştirdi. Erken çocukluk döneminde, Teege, annesi ve büyükannesiyle yalnızca 7 yaşına kadar temas halindeydi; 7 yaşında olan Teege, sevgi dolu bir evde büyütüldüğü beyaz bir Alman aile tarafından evlat edinilince bu iletişim sona erdi.
Daha sonra, yirmili yaşlarında Teege, depresyon ile mücadele etti. Akıcı İbranice öğrendiği ve Orta Doğu ve Afrika çalışmalarında derece kazandığı İsrail’deki koleje gitti. Bir müddet sonra reklamcılıkta kariyere başladığı ve kendi ailesini kurduğu Almanya’ya döndü.
Doğum sonrası annesi tarafından reddedilme travması ile zaten başa çıkması oldukça zordu, Teege şimdi diğer acımasız gerçeklerle karşı karşıya kaldı: Şans eseri bir kütüphanede eline geçen kitapta annesinin babasının bir Alman kasabı olduğu ortaya çıktı. Canavar bir adam olan Amon Goeth, on yıllardır “Plaszow’un kasabı” olarak ilan edilmişti ve acı bir gerçek ortaya çıktı. Bu kanlı adam onun biyolojik dedesiydi. Jennifer’in kendi hayat öyküsün anlattığı kitap Best seller olarak raflarda yerini aldı.
Uluslararsı Holokost haftasında Jennifer kendi yaşam öyküsünü paylaşacak.
http://www.jennifer-teege.de/buch/
Paylaş: