Avlaremoz Dosya Kültür Sanat Makaleler

Fransa Hakkında Yanılıyordun Baba – Melike Karaosmanoğlu

Marceline Loridan – Ivens, 2015 , Thomas Padilla /MAXPPP, culturebox

Geçtiğimiz ay geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu aramızdan ayrıldı Fransız yönetmen ve yazar Marceline Loridan-Ivens. Nazi ölüm kampından sağ çıkmayı başarmış bir direnişçiydi Marceline ve Simone Veil’in yakın dostuydu. Öyle ki kollarına işlenmiş kamp numaraları tek hane dışında aynıydı. Auschwitz-Birkenau’ya babasıyla birlikte götürüldü fakat savaş bittiğinde Paris’e tek başına döndü. Kampta yaşadıklarından sonra yarasının asla iyileşmeyeceğini biliyordu, babasını orada kaybetmişti. Cani doktor Josef Mengele tarafından orada muayene edilmişti. Kimin yaşayıp kimin öleceğine karar veren dondurucu bakışları nefretle, ölümle dolu olan Nazi doktorları “mahkumları” çırılçıplak soyup toplu şekilde muayene ediyordu. Marceline hayatı boyunca bedeninde o bakışları hissettiğini ve hep bir rahatsızlık duyumsadığını anlatacaktı. avlaremoz

Kendisini sinema aracılığı ile ifade etmeye çalıştı. Yine sinemacı olan enternasyonalist devrimci Joris Ivens ile evlendi. Hayatının son günlerine dek yazmaktan da vazgeçmedi.

1928 yılında Fransa’da doğan Marceline’nin annesi ve babası aslında Polonya Yahudisiydi. Özgür olmak, Polonya’da yaşanan pogromlardan kurtulmak, ayrımcılığa uğramadan okula ve üniversiteye gitmek istedikleri için göç etmişlerdi Fransa’ya. Hem Fransa özgürlük, eşitlik, kardeşlik ülkesi demek değil miydi? Öyleydi ama işgal yılları geldiğinde Fransa Yahudilerin imha edilmesine göz yummayı tercih etti. Savaş bittikten sonra aileye devlet tarafından bir not yollandı. Notun üzerinde “Szlhama (Schloïme) Froim Rozenberg Fransa için öldü.” yazıyordu. Marceline yıllar sonra babasına yazacağı ve kitaplaştıracağı mektuplardan birisinde bu nota şöyle cevap vermişti:

“Hayır baba gerçekte sen Fransa için ölmedin, Fransa seni ölüme gönderdi ve sen Fransa hakkında yanılıyordun.”

Charles de Gaulle’e göre Fransa’da Yahudileri tutuklayanlar Almanlardır ama Marceline bunun bir yalan olduğunu, Yahudilerin listesini Almanlara Fransızların verdiğini, kendisinin bu işbirliği sonucu tutuklandığını yazar kitabında.

Tutuklanmadan önce ailesinin yaşadığı küçük kente 1990 yılında İkinci Dünya Savaşı anması için ulusal bir anıt yaptırılır. Belediye başkanı Marceline’nin babasının adının anıta konulacağını söyler. Marceline babasına o günden bir mektup daha yazar:

“Belediye başkanı senin Fransa için öldüğünü söyledi ve ben senin Auschwitz’e gönderildiğin için öldüğünü anlattım. Bunu zikretmenin çok gereksiz olduğu cevabını verdi bana. Fransa hakkında çok yanılıyordun baba.”

Babasına yazdığı bu mektuplar geçmişin izlerini, yaşananları açıkça aktarırken diğer bir yanıyla da Fransızların tarihle ne kadar yüzleşebildiklerini ya da yüzleşemediklerini de gösteriyordu.

90 yıllık ömrünün son demlerinde dünyanın gidişatının getirdiği karamsarlığa rağmen küçük bir kahraman çıkar belki ve insanlığı uyandırır diyordu Marceline. Öldüğünde günlerden 18 Eylüldü ve 20 Eylülde Paris’in göbeğinde gayet şık bir kapıya nazi simgeli antisemit yazıların yazıldığını okuduk.

Sahi antisemit ve ırkçı olmayan bir dünyaya ne zaman uyanacağız?

 

Marceline Loridan-Ivens’in biyografisi için https://jwa.org/encyclopedia/article/loridan-ivens-marceline