Aşırıcılık karşıtı İngiliz Vakıf Quilliam 1 Kasım’da Yahudi ve Müslüman düşmanlığına karşı duruş temalı bir gala düzenliyor.
Quilliam Vakfı 2007 yılında Maajid Nawaz, Ed Husain ve Rashad Zaman Ali tarafından ‘counter extremism’ (aşırıcılık karşıtı) ajandasıyla kuruldu. 10. yaşını geçtiğimiz sene kutlayan Quilliam’ın fikir babalarından Maajid Nawaz, 1 Kasım’da antisemitizm ve Müslüman düşmanlığına karşı duruş adı altında bir kış galası düzenleyeceklerini 3 Ekim Çarşamba günü sosyal medya hesaplarından duyurdu.
Quilliam Vakfı’nın 2018 Kış Galası Duyurusu
Pakistan göçmeni bir ailenin üçüncü kuşak ferdi olan Essex’li Nawaz’ın hayat öyküsü bir hayli şaşırtıcı. Onu aşırıcılık karşıtı bir vakıf kurmaya iten, kendi İslamcı geçmişinin ta kendisi.
Maajid Nawaz çocukluk ve ergenlik yıllarını hem sivil vatandaşlardan hem de polisten fiziksel şiddete kadar varan ırkçılığa maruz kalarak geçirmiş. Otobiyografisi ‘The Radical’’da yer verdiği hikayeye göre onu ırkçı saldırganlar tarafından öldürülmekten kurtaran yabancı, saldırganların hedefi olmuş ve gözlerinin önünde bıçaklanarak hastanelik edilmiş. Bu olaydan 25 sene sonra, yaklaşık iki hafta önce Maajid Nawaz kahramanını tekrar bulduve yıllardır bekleyen teşekkürünü etti.
Maajid Nawaz 16 yaşında, toplumdan kendini dışlanmış hissettiği o dönemde halifeliği geri getirmeyi amaçlayan İslamcı bir grup olan Hizb Al Tahrir’e katıldı ve oldukça aktif bir üye haline geldi. Kendine böylece bir amaç ve çevre edinen Nawaz, kitabında İslamcı etkinliklerinden dolayı annesinden son derece sert bir tepki aldığını anlatıyor.
Sonunda hilafeti darbeler yoluyla geri getirme planları için Danimarka, Pakistan ve Mısır’da propaganda çalışmaları yapan Nawaz, 2002’de Mısır’da Mübarek yönetimi altında tutuklandı. Beş yıl siyasi tutuklu oldu ve hapiste işkencelere tanıklık etti. Bu sırada bir yandan Kuran’ın yarısını ezberledi bir yandan da diğer mahkumlarla diyalog kurdu. Kaldığı Mazra Tora hapishanesi çok çeşitli bir mahkum profili çiziyordu. Kendi deyişiyle burada, Enver Sedat’ın katillerinden tutun da liberallerden homoseksüellere kadar farklı mahkumlar ona sosyal ve politik eğitim ortamı sundu. Düşünceleri yavaş yavaş değişmeye başlayan Nawaz, hapisten çıktığında henüz siyasi ve kişisel gelişimini tamamlamamıştı ancak Uluslararası Af Örgütü’nün onun siyasi suçlu olarak serbest bırakılmasını sağlaması değişiminde önemli rol oynadı.
Serbest bırakılmasının ardından batı karşıtlığı ve mağduriyet anlatısından uzaklaştı ve eski İslamcı grubundan koptu. Kendisi gibi Hizb Al Tahrir’in eski üyesi olan arkadaşı Ed Husain ile birlikte, Londra’nın Russel Meydanı’nda arabasının içinde uyuduğu gecelerden birinde, Quilliam’ı kurma fikrine erişti. Adını İngiltere’deki ilk camiyi açan William Quilliam’dan alan vakfın mottosu ‘aşırıcılığa meydan okumak, çoğulculuğu teşvik etmek ve değişime önayak olmak’.
Maajid Nawaz Quilliam Circle tişörtünü tanıtırken (quilliam.com)
İslamcı günlerinde hırslı bir İsrail ve Yahudi düşmanıyken, Maajid Nawaz son zamanların en özverili antisemitizm karşıtlarından biri haline geldi. Özellikle İngiltere’de ve dünyanın her yerinde görülen Yahudi düşmanlığına karşı kararlı duruşuyla dikkat çeken Nawaz, antisemitizmi ve İsrail’e karşı haksız bulduğu saldırıları The Daily Beast köşesine ve LBC’de sunduğu radyo programına birçok kez konu etti.
Geçtiğimiz sene radyo programına telefonla katılan, Holokost kurtulanı bir aileden gelen Yahudi İngiliz vatandaşa şu sözlerle destek verdi: “Yoshi [telefon konuğu] ve diğer tüm İngiliz ve Avrupalı Yahudilere sesleniyorum, lütfen ülkelerinizden ayrılmayın. Burası sizin eviniz. Siz buraya Nazilerden daha fazla aitsiniz; buraya aşırı solculardan ve İslamcı teokratlardan daha çok aitsiniz.”
Maajid Nawaz 2018 Jewish News Community Ally ödülünün kabul konuşmasını yaparken (jewishnews.timesofisrael.com)
Maajid Nawaz aynı zamanda düzenli olarak Jewish News’de yazıyor ve bu senenin Şubat ayında Jewish News Community Ally ödülünün sahibi oldu. Ödül kabulu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir zamanlar genç bir delikanlıyken olduğum o antisemite karşı duruyorum, onu görüyorum ve ondan nefret ediyorum. Başka hiçbir genç Müslümanın ne bu ülkede ne de başka bir yerde bu tür fikirleri benimseyerek büyümemesini sağlamak istiyorum. (…) Özellikle Müslüman toplumun içinden bu seslerin çıkması çok mühim çünkü siz bir toplum olarak bugünlerde benim üçlü antisemitizm tehdidi diye adlandırdığım şeyle karşı karşıyasınız. Bu tehdit aşırı soldan, aşırı sağdan ve İslamcılardan geliyor. Ama bugün size şunu söylemek için buradayım: Yapacağımız bir tek şey varsa, o da asla sizi yeniden yalnız bırakmamaktır.”
Maajid Nawaz Quilliam Vakfı ile ifade özgürlüğü, laiklik, liberal demokrasi ve insan hakları gibi değerleri savunarak hem aşırı sağcı hem aşırı solcu gericiliğin ve dinci (bilhassa İslamcı) hareketlerin önünü kesmeyi hedefliyor.
Aşırıcılık karşıtı İngiliz Vakıf Quilliam 1 Kasım’da Yahudi ve Müslüman düşmanlığına karşı duruş temalı bir gala düzenliyor.
Quilliam Vakfı 2007 yılında Maajid Nawaz, Ed Husain ve Rashad Zaman Ali tarafından ‘counter extremism’ (aşırıcılık karşıtı) ajandasıyla kuruldu. 10. yaşını geçtiğimiz sene kutlayan Quilliam’ın fikir babalarından Maajid Nawaz, 1 Kasım’da antisemitizm ve Müslüman düşmanlığına karşı duruş adı altında bir kış galası düzenleyeceklerini 3 Ekim Çarşamba günü sosyal medya hesaplarından duyurdu.
Pakistan göçmeni bir ailenin üçüncü kuşak ferdi olan Essex’li Nawaz’ın hayat öyküsü bir hayli şaşırtıcı. Onu aşırıcılık karşıtı bir vakıf kurmaya iten, kendi İslamcı geçmişinin ta kendisi.
Maajid Nawaz çocukluk ve ergenlik yıllarını hem sivil vatandaşlardan hem de polisten fiziksel şiddete kadar varan ırkçılığa maruz kalarak geçirmiş. Otobiyografisi ‘The Radical’’da yer verdiği hikayeye göre onu ırkçı saldırganlar tarafından öldürülmekten kurtaran yabancı, saldırganların hedefi olmuş ve gözlerinin önünde bıçaklanarak hastanelik edilmiş. Bu olaydan 25 sene sonra, yaklaşık iki hafta önce Maajid Nawaz kahramanını tekrar buldu ve yıllardır bekleyen teşekkürünü etti.
Maajid Nawaz 16 yaşında, toplumdan kendini dışlanmış hissettiği o dönemde halifeliği geri getirmeyi amaçlayan İslamcı bir grup olan Hizb Al Tahrir’e katıldı ve oldukça aktif bir üye haline geldi. Kendine böylece bir amaç ve çevre edinen Nawaz, kitabında İslamcı etkinliklerinden dolayı annesinden son derece sert bir tepki aldığını anlatıyor.
Sonunda hilafeti darbeler yoluyla geri getirme planları için Danimarka, Pakistan ve Mısır’da propaganda çalışmaları yapan Nawaz, 2002’de Mısır’da Mübarek yönetimi altında tutuklandı. Beş yıl siyasi tutuklu oldu ve hapiste işkencelere tanıklık etti. Bu sırada bir yandan Kuran’ın yarısını ezberledi bir yandan da diğer mahkumlarla diyalog kurdu. Kaldığı Mazra Tora hapishanesi çok çeşitli bir mahkum profili çiziyordu. Kendi deyişiyle burada, Enver Sedat’ın katillerinden tutun da liberallerden homoseksüellere kadar farklı mahkumlar ona sosyal ve politik eğitim ortamı sundu. Düşünceleri yavaş yavaş değişmeye başlayan Nawaz, hapisten çıktığında henüz siyasi ve kişisel gelişimini tamamlamamıştı ancak Uluslararası Af Örgütü’nün onun siyasi suçlu olarak serbest bırakılmasını sağlaması değişiminde önemli rol oynadı.
Serbest bırakılmasının ardından batı karşıtlığı ve mağduriyet anlatısından uzaklaştı ve eski İslamcı grubundan koptu. Kendisi gibi Hizb Al Tahrir’in eski üyesi olan arkadaşı Ed Husain ile birlikte, Londra’nın Russel Meydanı’nda arabasının içinde uyuduğu gecelerden birinde, Quilliam’ı kurma fikrine erişti. Adını İngiltere’deki ilk camiyi açan William Quilliam’dan alan vakfın mottosu ‘aşırıcılığa meydan okumak, çoğulculuğu teşvik etmek ve değişime önayak olmak’.
İslamcı günlerinde hırslı bir İsrail ve Yahudi düşmanıyken, Maajid Nawaz son zamanların en özverili antisemitizm karşıtlarından biri haline geldi. Özellikle İngiltere’de ve dünyanın her yerinde görülen Yahudi düşmanlığına karşı kararlı duruşuyla dikkat çeken Nawaz, antisemitizmi ve İsrail’e karşı haksız bulduğu saldırıları The Daily Beast köşesine ve LBC’de sunduğu radyo programına birçok kez konu etti.
Geçtiğimiz sene radyo programına telefonla katılan, Holokost kurtulanı bir aileden gelen Yahudi İngiliz vatandaşa şu sözlerle destek verdi: “Yoshi [telefon konuğu] ve diğer tüm İngiliz ve Avrupalı Yahudilere sesleniyorum, lütfen ülkelerinizden ayrılmayın. Burası sizin eviniz. Siz buraya Nazilerden daha fazla aitsiniz; buraya aşırı solculardan ve İslamcı teokratlardan daha çok aitsiniz.”
Maajid Nawaz aynı zamanda düzenli olarak Jewish News’de yazıyor ve bu senenin Şubat ayında Jewish News Community Ally ödülünün sahibi oldu. Ödül kabulu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir zamanlar genç bir delikanlıyken olduğum o antisemite karşı duruyorum, onu görüyorum ve ondan nefret ediyorum. Başka hiçbir genç Müslümanın ne bu ülkede ne de başka bir yerde bu tür fikirleri benimseyerek büyümemesini sağlamak istiyorum. (…) Özellikle Müslüman toplumun içinden bu seslerin çıkması çok mühim çünkü siz bir toplum olarak bugünlerde benim üçlü antisemitizm tehdidi diye adlandırdığım şeyle karşı karşıyasınız. Bu tehdit aşırı soldan, aşırı sağdan ve İslamcılardan geliyor. Ama bugün size şunu söylemek için buradayım: Yapacağımız bir tek şey varsa, o da asla sizi yeniden yalnız bırakmamaktır.”
Maajid Nawaz Quilliam Vakfı ile ifade özgürlüğü, laiklik, liberal demokrasi ve insan hakları gibi değerleri savunarak hem aşırı sağcı hem aşırı solcu gericiliğin ve dinci (bilhassa İslamcı) hareketlerin önünü kesmeyi hedefliyor.
Paylaş: