Arşiv Göze Çarpanlar

Nazi Almanya’sından tarihi polisiye romanlar

Volker Kutscher

Kaynak: Hürriyet

Çağdaş okurlar artık salt polisiye öykülerle yetinmeyerek, güncel siyaseti kapsayan casusluk düzenleri veya geçmiş olayları içeren romanlara ilgi duyuyor. Bu konuda uluslararası başarı kazanmış Volker Kutscher’in Nazi döneminde geçen ve hem düşsel hem gerçek kişileri içeren iki macerası artık Türkçede…

50 yıldır polisiye roman okurum –klasik İngiliz ‘whodunnit’lerden Amerikan ‘hardboiled detective story’lere, Fransız ‘série noire’lardan yüksek edebi düzeydeki İskandinav ‘thriller’lerine kadar… Peki ya Alman yazınında bu konuda neler oluyor? 1950’lerde aynı yazın dağarında kaleme aldığı nitelikli romanlarıyla bir öncü sayılabilecek İsviçreli Friedrich Dürrenmatt’dan ancak yarım asır sonra bu tür, Wolfgang Schorlau ve Horst Eckert’in casusluk ve dedektif öyküleriyle Almanya’da yayılmaya başladı, şu sıralarda ise Volker Kutscher’in Nazi dönemi polisiye romanlarıyla zirvesine ulaşmış gibi…

Başta İngilizceye olmak üzere Fransızca, İtalyanca, İspanyolca ve Japonca gibi birçok dile çevrilmiş olan Kutscher’in bugüne dek yazdığı altı romanı şimdi art arda Türk okurlarına da sunulmaya başladı.Talihsiz bir olay nedeniyle, Köln Emniyeti’nden Berlin Alexanderplatz Polis Merkezi’ne atanmış olan Komiser Gereon Rath, yükselmekte olan nasyonal sosyalizm akımının gölgesindeki Berlin metropolünde gelişen karmaşık olayları çözmek için acımasız katillerin yanı sıra yozlaşmış Gestapo ve SA ile SS üyeleriyle karşı karşıya geliyor. 1929’dan başlamak üzere her bir romanın öyküsü bir sonraki yılda geçen bu dizi, bir yandan nefes kesici polisiye olaylar, diğer yandan ise ilginç dönem portreleri içermekte.

Bazı eleştirmenlere göre bu cinayet öyküleri, Kutscher’in tüm kitaplarına konu olan ve yetkin bir şekilde araştırılmış ‘tarihi dekor’un yanında bazen ikinci plana bile kayabiliyor! ‘Çılgın 20’li yıllar’ın ardından toplumsal bir bataklığı andıran Weimar Cumhuriyeti’nin kırılgan demokrasi döneminde Alman halkının başta farkında olmadığı Nazizmin yükselmesiyle 1933’ten sonra her tarafı sarması, ayrıntılı biçimde aktarılıyor. Yazarın yarattığı ‘hard boiled detective’ Rath ve eskiden polis sekreteri, sonraki romanlarda çiçeği burnunda bir hukukçu olarak karşımıza çıkan sevgilisi Charlotte ile meslektaşları ve Berlin mafyasının düşsel liderlerinin yanında, bu romanlarda gerçek kişiler de görünmekte… Bunların arasında Cinayet Masası’nın efsanevi şefi Ernst Gennat ile salt Yahudiliği nedeniyle 1932’de görevine son verilmiş Berlin Emniyet Müdür Muavini Bernhard Weiss, dahası –sosyal demokrat olduğu için– aynı kaderi paylaşan ve yıllar sonra Batı Almanya’nın ilk başbakanı olacak Konrad Adenauer gibi tarihe mal olmuş ilginç kişilikler de yer alıyor.

Dizinin bugüne dek çıkmış altı kitabı arasında, Cem Sey’in dilimize kazandırdığı ‘Gereon Rath’ın İlk Vakası’ altbaşlıklı olan ‘Islak Balık’, İletişim Yayınları tarafınca 2017’de Türk okurlarına sunuldu. ‘Kanlı Mayıs’ olarak tarihe geçmiş, 1-3 Mayıs 1929’da 33 Komünist Parti üyesinin polis kuvvetleri tarafınca öldürülen sokak gösterilerinin kulisleri önünde gerçekleşen bir cinayetin aydınlanmasını izliyoruz.

Gülçin Wilhelm’in çevirisiyle yayımlanan ‘Sessiz Ölüm’, Berlin’deki sinema sektörü yapımcıları arasında 1930’da gelişen (eski) sessiz ve (yeni) sesli film rekabeti sırasında oluşan cinayetler, ‘Gereon Rath’ın İkinci Vakası’nı oluşturuyor. Bu romanın öne çıkan tarihi kulisi ise Nazi aktivisti ve SA alayları komutanı Horst Wessel suikastının ardından Berlin’de oluşan yeni komünist avı ile sağ-sol çatışmaları…

Çağdaş okurlar artık salt polisiye öykülerle yetinmeyerek, bunların arkasında ya güncel siyaseti kapsayan casusluk düzenleri veya yakın/uzak tarihte geçmiş olayları da içeren romanlara daha büyük ilgi duyuyor. Bu konuda uluslararası başarı kazanmış olan Volker Kutscher’in diğer ‘Gereon Rath’ roman çevirilerini de bekliyoruz…