Arşiv Göze Çarpanlar

Dedemin Yahudi Arkadaşı

Fotoğraf: jwa.org

Kaynak: ankaragazetesi

Yazar: Mehmet Algan

Köydeki adıyla Muhammed Selim Bekir kimlikteki adıyla Mehmet Uras. Allah rahmet etsin dedemin ismidir bu. 1912’de Midyat’a bağlı Yolbaşı köyünde doğdu 2003’te İskenderun’da vefat etti. İlmi, hafızası ve cömertliği ile maruf biriydi. Hayatının son evresinde ölüm döşeğindeyken ona hizmet edebilmiş olmayı kendime övünç sebebi sayarım hep.

Dedem hafızasının verdiği kuvvetle hayatının sonuna dek dini kıssalar, Arap mitolojisinden hikayeler anlattı. En büyük zevki de kasetlere doldurduğu dengbejlerin anlattığı hikayeleri dinlemek, meraklı torunlarına Kürtçe’den Arapça’ya tercüme etmekti.

Dedemin başrolünde olduğu köyümüzde geçen bir hikayeyi aktaracağım size bu yazıda.

1950’lerin başı, dedem bir gün köyün biraz dışında kendine ait, içinde eski bir harabenin olduğu, tepeliğe odun toplamaya gider.

Tepeye vardığında harabenin içinde uzanmış üzerinde geleneksel Arap kıyafetleri olan birini görür. Yaklaşır adamı uyandırır. Tanış olduktan sonra adamı yemek yesin, rahat etsin diye kolundan tutup köye, evine getirir.

Adam kendini Muhammed Yasin Ebu Halep diye tanıtır. Köye yabancı bir adamın geldiğini duyan ahali dede evine toplaşır. Muhabbetler edilir. Tüm köylü bu yabancıyı evinde ağırlamak ister.

Yabancı, dil problemi olmadığı için köye hızlı bir şekilde intibak eder. Köylüyle namaza durur. Süryani alfabeli eski mezar taşlarını okur. Mezar taşlarının Süryanice yazıldığını ama ölülerin Müslüman olduğu bilgisini köylülere verir. Köy Camisinde cemaatle Cuma namazı bile kılar.

Sonra dedemden onu Midyat’a götürmesini ister. Dedem Midyat’a götürür. Sonra bir karakola gitmek ister. Dedem oraya da götürür. Karakola vardığında Suriyeli bir Yahudi olduğunu ve İsrail’i tanıyan bir ülke olan Türkiye’nin onu İsrail’e ulaştırmasını ister.

Karakoldaki polisler hiçbir şey anlamaz. Dedemi ve Yahudi adamı alıp nezarete atarlar. Dedemi nezaretten çıkarılması için o dönemin önde gelen bir ismi devreye girer. Dedemi nezaretten çıkarırlar Yahudi de İstanbul’a yollanır.

1948 yılında ilan edilen İsrail devletinden sonra. Suriye’den Yemen’e, Mısır’dan Fas’a Arap ülkelerinde yaşayan Yahudiler hem Araplardan korktukları için hem de ilan edilen devlete ulaşmak için büyük göç hareketleri başlatırlar.

Muhtemelen Halep Yahudileri de İsrail’i ilk tanıyan ülkelerden biri olduğu için Türkiye’yi transit ülke olarak kullandılar. Dedemin de kısa süre misafir ettiği Yahudi de muhtemelen Halep Yahudisi idi.

Dedemin misafir ettiği Yahudi yıllar sonra dedeme teşekkür içerikli bir kartpostal yollar. Heyecanla hikayeyi anlatan babama “kartpostal nerede” diye sordum. Babam burun kıvırıp “nereden bileyim oğlum dedi”. Burada paylaşmak isterdim ama maalesef kartpostal yok.

Ancak 20. yy’da yaşanabilecek bir hikayenin bizim aile ve köy tarihimize yansımış kısmını okudunuz. Tarih sadece ‘’büyük insanlar’’a ait bir alan değil, özellikle son günlerde gündem olan e-devletten alt ve üst soy öğrenme merakından da anlaşılabileceği gibi, ‘’küçük insanlar’’ın da kahraman olabilecekleri bir alandır.