70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 1/7)

Avlaremoz olarak Türkiye’nin tek Yahudi gazetesi Şalom’un 70. senesini kutlamak amacıyla 70 kişi ile konuştuk.

Çalışmamıza katkıda bulunan 70 kişiyi belirlerken, farklı çevrelere, farklı yaş ve meslek gruplarına ulaşmaya özen gösterdik.

Söyleştiklerimize genel anlamda Şalom Gazetesi’nin onlar için ne anlama geldiğini, gazeteyi ne zamandır okuduklarını, okumuyorlarsa neden okumadıklarını, Yahudilerin basın ihtiyacını karşılayıp karşılamadığına dair görüşlerini ve Yahudi kimlikleri ile Şalom Gazetesi arasındaki bağı sorduk.

Sorularımıza açık gönüllülük ve içtenlikle cevap veren katılımcılarımıza teşekkürü borç biliriz.

70 söyleşi, Avlaremoz’da 7 parça halinde yayınlanacak.

İyi ki doğdun Şalom, nice senelere!

Şalom’un 22. Yıl Kutlaması, Fotoğraf: Şalom

İnci Leal, 83, İstanbul

Şalom sayesinde her şeyden haberim oluyor. Mesela bayramlardan, kimin evlendiğinden, kimin yaşamını yitirdiğinden, nişanlardan, Bar-mitzvalardan… Bu sebeple, Şalom sayesinde kendimi Yahudi [hissediyorum]. Çünkü burada hiçbir şeyden haberim yok, Şalom’u okuyup öğreniyorum.

Şalom’u eşimin ölümünden sonra, yani 15 sene önce büyük kızım aracılığı ile okumaya başladım. Önceleri her hafta kızım getiriyordu gazeteyi, daha sonra benim kendi adresime gelmeye başladı.

Şalom’u okumaya başladığım günden bu yana bazı değişimler oldu gazetede. Eskiden küçük sayfalar varken şimdi sayfalar büyüdü. Daha farklı konular ele alınmaya başlandı. Enteresan röportajlar oluyor şimdi, daha dolu bir hal aldı. Kapanmak üzereydi Şalom. Dediler ki kapanmasın, çünkü Ermeni gazetesi var, Rum gazetesi var neden bizimkisi olmasın denildi. Böylece gazete desteklendi ve geliştirildi. Şalom kapatılmakla karşı karşıya kalmıştı; çünkü çok az sayfası vardı ve hep aynı şeyler yazılıyordu. Şimdi ise sayfa sayısı ve konular arttı. Böylece de kapatılmaktan kurtuldu.

Şalom bir de dergi çıkartıyor alternatif olarak. El Amaneser dergisini çıkarıyor ki ben İspanyolca [Yahudi İspanyolcası] biliyorum, onun için okuyorum. Çoğu kişi İspanyolca bilmez burada. Bizim eskiler biliyor. Dergi herkesin çok hoşuna gidiyor hepimiz okuyoruz. Çoğu insan Şalom okumuyordu hatta bazıları okuma yazma da bilmiyordu, ama El Amaneser sayesinde biraz canlandılar ve okuma yazma öğrendi insanlar.

Şalom’un dergisini karşı kapı komşuma veriyorum bazen. Kendisi Türk. O da çok beğeniyor dergideki bazı kısımları. Dergi bu seferki sayısını din ile ilgili yaptı. Birçok farklı dinden bahsetti. Birçoğundan haberimiz yoktu. Yani aslında vardı da yoktu… Mesela Boşnaklardan bahsedildi. Bunlar çok ilgi çekti. Karşı komşum da o sayıyı çok beğendi. Karşı komşuma gazeteyi ve dergiyi ben götürdüğüm için o Şalom’u biliyor, ama Yahudi olmayan insanlar pek bilmezler Şalom’u, aracı olmadan okuyan pek kimse yoktur.

Bence Şalom’un eksik bir yanı kalmadı artık. Yaşlı kadınlar ve erkekler Şalom’u çok beğeniyorlar. Bayramlardan bahsediyor olması çok iyi, çünkü bugün kimse kalkıp bana bayramları anlatmaz. Şalom, Yahudilerin gündelik meselelerinden ve devletle olan ilişkilerinden ise çok bahsetmiyor. Fazla yazarsa zaten bize yaramaz, çünkü bizim işimize gelmez. Buradaki büyük, bunları kabul etmez. Çünkü biliyor musun, küçük bir şey için bile konuştun konuşmadın derken sorun olabilir. Bizimkiler daha hafif gidiyor, böyle olması iyidir. Bizim gazetemizde çok fazla konudan bahsetmezler, çünkü korkarlar. Ermeniler, Kürtler yapar ama Yahudiler yapmaz. Şalom’un varlığı bizim için önemlidir çünkü bizim için bir alandır. Çünkü o kendi hayatım, kendi dilim, kendi dinim.

 

Semih Yasavul, 32, Dijital Pazarlama, İstanbul

Şalom, Türkiye Yahudi Cemaati’nin dış sesi. Dış sesi derken aslında yahudi cemaati üyeleri kadar geniş toplumdaki insanlarını da hedefleyen geleneksel basın aracı diyebiliriz.

[Şalom’u] muhtemelen ilk elime geçtiğinde ilkokulda olmuş olabilirim.  

[Şalom] üzerinden baya bir değişim geçirdi diyebiliriz. Öncelikle web sitesi, mobil site ile daha dijital bir yapıya büründü. Yazar kitlesi artık daha genç. Kemikleşmiş bir kadrosu var ama dışarıdan yeni kanlar da katıyorlar diye düşünüyorum. Yeni kategorilerin de eklenmiş olması daha fazla okunma isteği uyandırıyor. Sağlık, gençlik- eğitim veya teknoloji sayfaları gibi… 

Musevi Lisesi’nde okurken okulda olan başarılarımız hep Şalom’da da yer alırdı. Benim için o dönemler adımı ve fotoğrafımı göreceğim Musevi gazetesi idi. Sonraları hem Türkiye hem de dünyadan Yahudiler hakkında bilgi alacağım bir haber kaynağına dönüştü. Cemaatin olmazsa olmazları  – okulu, sinagogu kadar da değerli…

[Bence Türkiye toplumunda Şalom algısı] Yahudi Cemaati’nin siyasi ve kültür, eş zamanda da cemaatten haberler veren, haftalık gazetesi [olduğu yönünde.]

[Şalom’un] çok büyük bir kitlenin basılı yayın ihtiyacını karşıladığını düşünmüyorum. Her sene bence üyelik yapan müşteri adedi azalıyor. Ve gençler maalesef okumuyor. Bu kitle için de dijitalde daha çok iletişim yapıp Şalom bilgisini vermek zorundayız. Bir de bence en büyük eksiği, daha objektif ve tarafsız bir yayıncılık yapmalı. 

[THY dış hatlar uçuşlarında Şalom’un yer almamasının] eksikliğini siz sorana kadar hissetmediğimi fark ettim. Agos Gazetesi var mı diye düşündüm bir an. Ama bence yer almalı. Tüm basılı yayınlar gibi Şalom da yer almalı.

[Şalom’a] eskiden aboneydim. Şimdi haftalık olarak alıyorum. Aslında haftalara göre de değişiyor. Çalıştığım işe de geliyor oradan okuyorum. Remzi Kitabevi’nden satın alıyorum. Bazen de eve annem getiriyor.

Hem gazeteyi hem internet sitesini takip ediyorum.

 

Gabi Behiri, 25, Kimya Mühendisi, İstanbul

Şalom bana çok bir şey ifade etmiyor. Türk Yahudi Toplumu’nun bülteni denilebilir. Şalom ile Yahudiliğim arasında pek bir bağ kurmuyorum.

Şalom’un Türk Yahudi Toplumu’nu dış dünyaya anlatabildiğini düşünüyorum. Ama ülkedeki mevcut statükodan ötürü yeterince cesur olamıyor. Bunu da anlayışla karşılıyorum. Bazı İsrael haberleri ile İsrael’deki olayların gerçek yüzünü aktaran tek Türkçe dilinde yayın yapan gazete olduğu için faydalı. Eksiklik olarak bana tek sesli bir bülten olarak geliyor ama ben de başka ses olmaya yeterince çaba sarf etmiyorum zaten. Başka seslere açık olduklarını ummak istiyorum.  Zaten Şalom’u çok da abartmamak lazım bence. Faydalı, eksik vs. bunlar olayı olduğundan büyük gösteriyor. Şalom bir azınlık bülteni ve o kadar. Daha fazlası değil.

Şalom’a aile olarak üyeyiz, şahsen üye değilim. Evimize her hafta girer. Basılı gazeteyi çok çok nadir takip ediyorum. İnternet sitesine ise haftada bir göz atarım.

 

Avraam Zafer İşcen, 34, Portföy Yöneticisi, İstanbul

Şalom ismi gibi barış ve huzur tesis etmeye çalışan bir yayın kuruluşudur. Şalom bir fikir paylaşım platformudur. Musevi Cemaati’nin tarih boyunca bu ülkede mevcut farklı yayın kuruluşları oldu. Şalom, Musevi Cemaati’nin dışa açılan penceresi, geniş toplumla düşünsel iletişim boyutunda geri kalan son meşalesidir.

Ailemde pek gazetelere abone olma adeti yoktu. Bazı derneklere ait dergiler haftalık ve veya aylık olarak düzenli olarak evimize gelirdi. Caddebostan’da oturmama rağmen, Şalom Gazetesi dışarıdaki gazete bayilerinden Ermeni Cemaati’nin gazetesi Agos veya Marmara gibi Kadıköy mıntıkasında kolay temin edilen bir gazetede değildi. Şalom’la ilk tanışmam yanlış hatırlamıyorsam bundan yaklaşık 15-20 sene evvel, ortaokul veya lise çağlarımda, Büyükada İskelesi’ndeki gazete bayilerinde oldu.

İlk okuduğum Şalom’un neredeyse yarısı kadar bir kısmını, genel itibariyle cemaatimizle ilgili duyurular ve haberler oluşturuyordu ki, farklı fikirler, değişik konularda araştırmalar, yurtdışı basından haberlerin tercümeleri, felsefi konular, genç yazarların yazıları o kadar fazla yoktu. Belki bir yaş aralığındaki kesime hitap ediyordu. Şu anda ise daha enerjik bir Şalom’la karşı karşıyayız. Bu güzel bir şey. Şalom geçirdiği evrimlerle, cemaat bülteni tadındaki bir gazeteden, Türkiye’de ve dünya bilinen, tanınan, farklı kesimler tarafından dikkate alınan, takip edilen bir yayın organına dönüştü.

Her gayrimüslim cemaatin, kendisiyle özdeşleşmiş bir yayın kuruluşu vardır. Ermeni Cemaati için bir Agos, Marmara veya Jamanag neyse, Rum Cemaati için Paros Dergisi neyse, Musevi Cemaati için Şalom odur. Yayamla ve Grantant’ımla Ada’ya giderken, vapurda hatırladığım insanların, kendilerini teslim ettiğini düşündükleri gazetelerini yanlarında bulundurur ve okurlardı. Belki de bir şekilde o gazeteleri okurken, kendi mensup oldukları kimliğin gururunu yaşarlardı, derinden hissederlerdi.

Sorulara soruyla cevap vermek adetim değildir ama, Türkiye toplumunda Yahudi algısı nasıldır (Türkiye toplumunda Şalom algısı nasıldır diye düşünürken)…. Bunu düşünmek lazım.

Şalom Türkiye toplumundaki, okuyan, araştıran, hür düşünceli, karşındaki bireyi her şeyden önce insan olarak görebilme kabiliyetine sahip olan kişiler için Türk basın kültürüne önemli katkıları olan, zengin içeriği sayesinde kişinin dünya görüşüne farklı bakış açıları katabilecek, her türlü desteğin temin edilmesi gereken köklü bir yayın organıdır.

Tabii ki cehalete kucak açmış, karanlıktan beslenen, kendinden olmadığını düşündüğü bireye, yaşam hakkı dahi tanımak istemeyen bir kişinin ise algısı gayriinsani sınırlar içerisindedir maalesef.

Şalom’un basılı yayın ihtiyacımızı fazlasıyla karşıladığını düşünüyorum. Çok başarılı bir değişim süreci geçirdi. Beni düşündüren, içimde bir ukde olarak çok ufak bir nokta kaldı. Malumunuz cemaatimizin çoğunluğunu Sefaradların oluşturmasına rağmen, Gurci, Antakyalı, Aşkenaz ve benzeri farklı kökenden insanlarımız da mevcut. Bu insanlarımızın konuştukları dillerle ilgili veya adetleri, gelenekleri, mutfak kültürleriyle ilgili olarak haftalık küçük bir köşe ayrılabileceğini düşünüyorum.

Gerek ülkemizin iyi bir şekilde gösterilmesi açısından, gerekse Şalom’un son haliyle, çoğu uluslararası basın kuruluşuna yazıları ve yazarlarıyla referans olduğu için THY’de satılan bir gazete olması, gerek ülkemiz, gerek cemaatimiz, gerekse geniş toplumda bizi, kültürümüzü ve dinimizi tanımayan bireylere ulaşım ve onları bilgilendirme açısından fayda sağlayacaktır. Yer almaması ülkemiz vatandaşları açısından ciddi bir kayıptır.

Şalom abonesiydim. Gazetemizin [internet] sayfasının yenilenmesinden ve her türlü habere ulaşımımızın daha kolaylaşmasından dolayı abonelikten ayrıldım. Gazeteyi ve internet sitesini severek takip ediyorum.

 

Lorans Tanatar Baruh, 50, Tarihçi, İstanbul

[Şalom] Yahudi cemaatinin tek gazetesidir. 1990’ların başında yüksek lisans yaptığım zamanlarda, Şalom’la tanıştım. O zamanlar bazı yazılarım da yayımlandı. Şalom’un [artık] çok daha geniş bir kadrosu var ve çok daha fazla sayfa ile çıkıyor, konularını çeşitlendirdi. Türkiye’den ve Dünya’dan haberler yer alıyor.

Türkiye’deki Yahudi toplumunun haberlerini aldığım ana mecra olması Şalom’u benim için ilginç kılıyor. Ancak gazete, yalnızca Yahudi toplumuna aidiyetiyle değil aynı zamanda o toplumun entelektüel birikimini yansıtmasını önemsiyorum.

Genel toplumdan Şalom okuyucu sayısının ne olduğunu bilmiyorum. Bence daha çok araştırmacıların Yahudi toplumuna dair bir konuyu irdelerken başvurdukları bir kaynak.

Yahudilerin tek basılı yayını olduğu göz önüne alınırsa, cemaate dair ayrıntılı haberlerin yer aldığı ana mecra olduğu söylenebilir. Yeni nesillerin ne kadarının abone olduğunu, okuduğunu takip etmenin ve ona göre bir yapılandırmaya gitmenin gazetenin geleceği açısından önemli görüyorum. İnternet gazeteciliğini daha etkin kullanmalı… İçerik açısından Yahudi toplumunun bir sesi ve aynası olmayı sürdürmesi gerektiği kanaatindeyim. Onun için hem Yahudi toplumunun olaylarını yansıtmalı hem de konuşulan ve tartışılan konulara yer vermeli…

[Şalom’un THY dış hatlar uçuşlarında yer almaması] çok şaşırtıcı değil, talebinin de çok olacağını sanmıyorum. Gazeteleri neye göre seçtiklerini bilmiyorum ama Türkiye’nin bir sesi olarak yer alması iyi olurdu. Hem bilinirliliğini artırabilir, hem de merak edip alanların arasından yeni okuyucular edinebilir.

Şalom’a aboneyim, gazeteyi her hafta apartmanın dışında buluyorum. Genelde her hafta gelen gazeteye bir göz atar, ilgilendiğim yazıları okurum; sonrasında çalıştığım kurumun kütüphanesine veririm. İnternet sitesini devamlı takip etmiyorum, özellikle bir yazıyı okumak istediğimde başvuruyorum.

 

Nesi Eskinazi, 62, İstanbul

Şalom benim için cemaatimizin dışarı açılan en bariz yüzü. Şalom’u ilk 80’li yıllarda okuduğumu hatırlıyorum. Şalom önceleri daha çok sadece cemaat içine yönelik iken bugünlerde, bilhassa internet sitesinin marifeti ile, geniş topluma da yönelik olduğunu gözlemliyorum.

Küçücük bir cemaat olarak kalmış da olsak, bizim de bir gazetemiz var diyebilmek önemli!

Siyahla beyaz kadar net ayrışmış Türkiye toplumunda, Şalom’a bir cenah olumlu bakarken diğeri için “Siyonist fesat yuvası”. Şalom’un aidiyet duygumuzun canlı kalmasına çok faydası var bence. Eksiklikleri konusunda ahkam kesecek kadar yetkin bulmuyorum kendimi.

Şalom’a abone değilim, internetten ve sosyal medyadan gelen linklerden takip ediyorum.

 

Alin Habib, 22, Üniversite Öğrencisi, İstanbul

Şalom, kendimi ait hissettiğim toplulukla ilgili bilgi ve haberlere ulaşmamı sağladığı için benim için diğer gazetelerden farklı. Yahudi kimliğinin hem geniş topluma hem de Yahudilere doğru şekilde tanıtılması ve ayrıca Türkiye’de azınlık olarak yaşayan Yahudi toplumunun yazılı bir basın kaynağı ile varlıklarını gösterebilmesi, gereken durumlarda seslerini duyurabilmesi açısından da önemli olduğunu düşünüyorum.

Şalom evimize haftada bir ulaşır ve ailenin tüm üyeleri tarafından keyifle okunur.

 

Belin Benezra Yensarfati, 29, Araştırma Görevlisi, İstanbul

Şalom gazetesinin içeriğinin yanısıra, varlığını çok önemsiyorum. Azınlık toplumlarının şu ya da bu şekilde kendilerini anlatabildikleri bir mecraya sahip olmaları, olabilmeleri çok değerli bir olgu. Geçmişe baktığımızda (Osmanlı’ya kadar gidiyorum) örneklerinin çokçasını gördüğümüz gazetelerin ya da basın organlarının günler geçtikçe kaybolup gidişine bizim üst jenerasyonlarımız bolca tanıklık etti. Tüm bunlar yaşanırken Şalom’un hala devam eden varlığı ve bir ses oluşu gerçekten önemli.

Benim çocukluğum ve hatta lise dönemimin sonuna kadar olan süreç İzmir’de geçti. Bu süreçte ne Şalom okudum, ne de rastladım etrafımda. Bizim eve de alınmazdı. İstanbul’a üniversite okumak için geldiğimde, bir arkadaşımın evinde rastladım ilk kez gazeteye ve fiziksel olarak ilk tanışmamız o zaman gerçekleşti.

Doğruyu söylemek gerekirse, [Şalom’un eski ve yeni halini karşılaştıracak kadar] sıkı bir Şalom takipçisi değilim, hiç de olmadım. O yüzden bir değişim geçirmişse de benim farkındalık sınırlarım içerisinde olmadı bu.

Doğruluğu sorgulanabilir söylediklerimin, ya da resmi rakamlar farklı şeyler söyleyebilir fakat [Şalom] benim hissiyatıma göre, Türkiye’de toplum tarafından çok da bilinen, mainstream dediğimiz cinsten bir gazete değil. Ama, Yahudi toplumu dışında okurlarının olduğunun da altını çizmek gerekir. Onun dışında, kıyas yapmak gerekirse bir Agos popülaritesine de sahip değil. Tabii ki bunda tarihsel olayların da etkisi büyük. Bunların yanısıra, sadece antisemit söylem üretmek için de okuyan bir kitlenin varlığını gözardı etmemek lazım.

[Şalom’un] ihtiyacının ne olduğunu belirlemek tabii ki bana düşmez… Ama özellikle Yahudi toplumundaki yeni jenerasyonun gazeteyi, duruşunu ve yer yer yazarlarını eleştirdiğine tanık oluyorum. Haklı haksız ayrımı bir kenara, yeni neslin ve eski neslin gazeteye bakışlarının farklılaştığını düşünüyorum. Bu da gazetenin nasıl bir duruş sergileyeceği konusundaki kafa karışıklığının ya da (ismini daha doğru koymak gerekirse) o duruş çizgisini hangi tarafa doğru kaydıracaklarının kararının ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Şalom’a üye değilim. Evlendikten sonra verilen bir senelik üyelik kapsamında kağıt üstünde üye oldum. Ama bu süreçte, gazeteleri de düzenli takip ettiğim söylenemez. Daha sonra da üyeliğimi sonlandırdım. Ben [Şalom’u] daha çok internetten takip eden kısımdanım.

[Şalom’u] düzenli olarak takip ettiğimi söylemek yalan olacaktır. Bazı olaylar ardından gazeteyi açıp bakıyorum, bu konuda ne yazılmış, nasıl ele alınmış konu diye. Ya da sosyal medyada çokça paylaşılmış bir yazı ya da haber görürsem, onlar aracılığıyla gazeteye ulaşıyorum. Veya, üniversitede ders içeriği hazırlama sırasında, konu ile ilgili malzeme ihtiyacı duyduğum zamanlarda, gazeteye başvuruyorum.

 

Feride Petilon, 60, Ev Hanımı (Gazeteci, Sanatçı), İstanbul

Şalom toplumumuzun sesi bir anlamda da aynası. Ayrıca Şalom tarihsel açıdan bakıldığı zaman bir hatıra defteri değerinde. Yapılan aktiviteleri,devrin politikasını, modasını yansıtıyor.

Şalom bizim evimize her zaman girerdi. Büyükbabam elinde Şalom ile eve gelirdi. Ancak nereden temin ettiğini hatırlamıyorum.

[İlk okuduğum Şalom ile son okuduğum Şalom arasında] elbette farklar var. Sanırım şimdi yazarlar çok daha genç. Şimdilerde Judeo Espanyol sadece bir tek sayfa. O zamanlarda yarısından fazlası Judeo Espanyolcaydı. Bugünkü Şalom’da sanattan spora büyük bir yelpaze yazıları mevcut. Köşe yazıları daha fazla.

[Şalom ile Yahudi kimliğim arasında] büyük bir bağ kuruyorum. Gerek bayramlarda gerekse geleneksel açıdan yazıların çok doyurucu olduğunu düşünüyorum.

[Şalom’un] eski algısı tamamen bir Yahudi gazetesi olduğu idi. Bugünlerde gerek Şalom Dergi ile gerekse konular açısından takip edenlerin çoğaldığını sanıyorum.

Gönül isterdi [Şalom dışında] bir diğer basın organı daha olsun. Bugünlerde mümkün değil. Umarız Şalom daha uzun yıllar sürer. Şalom zaten yıllar içinde gelişiyor ve günü yakalamaya çalışıyor.

[Şalom’un THY’nin dış hatlar uçuşlarında] olması gerektiği hakkında kesin bir tavrım ve yargım yok.

Şalom’a aboneyim. [Şalom’un] internette olması çok güzel. Çünkü elinden telefon düşmeyen bir nesil olarak internetten takip etmek gayet olumlu.

 

Leyla Mizrahi Kanitler, 41, Pazarlama İletişimi Danışmanı, İstanbul

Şalom’u Türkiye Yahudi topluluğu olarak bu ülkedeki varlığımızın en önemli göstergelerinden biri olarak görüyorum. Bir topluluğun kendi medyasının olmasını, o topluluğun sesini duyurabilmesi ve gelecek nesillere sözlü tarihin yanı sıra yazılı tarih belgeleri bırakabilmesi açısından önemsiyorum. Ne de olsa günümüzde en önemli güçlerden biri medya. Her ne kadar Şalom kısıtlı bir çevreye ulaşıyor gibi görünse de geniş toplumda da takipçileri olduğunu biliyorum.

Şalom çocukluğumdan beri evimizin bir parçası olmuştur. İlk ne zaman elime alıp okuduğumu net hatırlamasam da çocukluğumda Judeo Espanyol sayfalara geldiğimde önceleri anlayamadığım için sinirlendiğimi, ilerleyen yaşlarda ise o sayfaların azaldığını ama benim okuduklarımı daha fazla anladığım için sevindiğimi anımsıyorum.

İlk okuduğum Şalom daha fazla Judeo Espanyol sayfaları olan, politikaya şimdikinden bile az dokunan, dini ve sosyal içeriği daha yoğun, popüler kültürden pek de nasibini almamış bir gazeteydi. Bugün içeriği daha gelişmiş bir Şalom var.

Türkiye’deki Yahudi toplumunun yayın organı olması açısından çok değerli bulsam da Şalom’un genel yaklaşımını kendimle çok özdeşleştirdiğim söylenemez. Gazete içeriği, yazarlarının yaklaşımı açısından toplumumuzun geneline hakim olan ”kayedez” tavrının çok baskın olduğunu, diğer azınlık yayın organları kadar gerçek gazetecilik yapılamadığı, topluluğumuzun yaşadığı sorunları yeterince seslendiremediğini söyleyebilirim.

Geniş toplumun Şalom’un varlığı ile ilgili farkındalığı diğer azınlık yayınlarına göre çok düşük. Yahudi toplumu içerisinde ise benim çevremdeki çoğunluğun okumaktan çok Şalom’un varlığını sürdürebilmesine katkıda bulunmak açısından ya da yılların alışkanlığından Şalom aldığını gözlemliyorum ki bu pek de hoşuma giden bir durum değil. Umarım ikinci 70 yılında Şalom gazetecilik anlamında yurtdışındaki benzerlerini yakalamayı ve toplumun her üyesinin elinden düşüremediği bir gazete olmayı başarır.

Şalom’un Yahudi dernek ve kurumlarının faaliyetlerinin duyurulması açısından faydalı buluyorum. Ağırlıklı olarak amatör yazarların olması ve toplumun genel olarak başını alçakta tutma eğiliminin doğal olarak yazı ekibine yansıması, nitelikli gazetecilik anlamında Şalom’un zayıf yönü, bu anlamda Şalom’un daha kayda değer bir mecra olabilmesi için kendini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Şalom’un Türkiye’deki Yahudilerin sorunlarına geniş toplumda ses getirebilecek ve hatta geniş toplumu etkileyebilecek güçte dile getirmesi, işlemesi Şalom’u gerçek bir gazete haline getirecektir.

Bir de benim için hiç önemli olmasa da toplumda cemiyet haberleri açısından zayıf bulunduğu ile ilgili pek çok geri bildirim aldığımı söyleyebilirim.

Bugünkü Türkiye’de THY dış hatlar uçuşlarında Şalom’un yer almamasına şaşırdığım söylenemez. Olması tabi ki çok onu verici bir durum olurdu.

Yakın zamana kadar Şalom’a aboneydim ancak bir şekilde aboneliği yenilemedim. Şimdi fırsat buldukça annemin evinde ya da ilgimi çeken makaleleri online okuyorum.

2 comments on “70. Yılında 70 Kişinin Gözünden Şalom (Bölüm 1/7)