Arşiv Göze Çarpanlar Makaleler

İspanya 500 yıllık sürgünün dili Ladinoyu onurlandırıyor

İspanyol Kraliyet Akademisi (RAE), 500 yıl önce sürgüne gönderilen Yahudilerin konuştuğu dili korumakla görevli Judeo-Espanyol Bölümü’nü kuruyor.

İspanya’nın Castilla La-Mancha Eyaleti’ndeki bir Yahudi mahallesindeki rögar kapağı. Fotoğraf: Danita Delimont/Alamy.

İngilizce orijinal metin: Guardian, Sam Jones, Madrid

Çeviri: Aykut Güler

Kral Ferdinand ve Kraliçe Isabella’nın İspanya’nın Yahudi nüfusunu sürgüne göndermesinin üzerinden beş yüzyıldan fazla zaman geçtikten sonra, Sefarad Yahudilerinin hâlâ konuştuğu dil ülkenin bir numaralı dilbilim otoritesi tarafından onurlandırılacak.

İspanyol Kraliyet Akademisi, Latin Amerika, Ekvator Ginesi ve Filipinler’de konuşulan İspanyol dillerini araştıran İsrail merkezli yirmi üç kuruma Judeo-Espanyol Bölümü’nü de ekleme planlarını duyurdu.

Judeo-Espanyol, başka bir deyişle Ladino’yu konuşan insanlar İspanya’dan kaçıp Avrupa’nın yanı sıra Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Latin Amerika’da çeşitli bölgelere gittiler.

RAE’nin başkanı Dario Villanueva, Judeo-Espanyol’u kendi akademisini çoktan hak etmiş “olağanüstü önem taşıyan kültürel ve tarihsel bir olgu” olarak niteledi.

The Guardian’a yaptığı açıklamada “1492’de sürgüne gönderilen Yahudiler; o dönemde konuşulan İspanyolcayı beraberlerinde götürerek Avrupa’ya ve Amerika’ya dağıldılar.” ifadesini kullandı.

“Tüm bunlar, yüzyıllar boyunca mucizevi bir şekilde muhafaza edildi. Edebiyat, folklor, İncil çevirileri ve hatta Ladino yazılmış çağdaş gazeteler bile var.”

Villanueva, Ladinonun pek çok eski İspanyolca kelimeyi koruduğunu ve konuşulduğu ülkelerdeki öteki dillerden de etkilendiğini belirtti. Şu ana kadar dokuz Ladino uzmanının İspanyolca Akademileri Birliği’nin bir parçası olacak yeni oluşumun kurulması adına ilk çalışmaları yapmak üzere görevlendirildiğini belirtti.

“Tıpkı on dokuzuncu yüzyılda Latin Amerika akademilerinde yaptığımız gibi, bu dokuz bilim insanı sayesinde İsrail’de kurulacak bir Judeo-Espanyol akademisinin temelini atabileceğiz.”

Ve ekledi: “Niyetimiz Ladinoyu çağdaş İspanyolcanın içinde eritmek değil, tam tersi: Bu dili korumak.”

İspanya Yahudi Cemaatleri Federasyonu’nun Başkanı Isaac Querub, Ladinonun “zengin ve derin kültürel mirasını” tanımak için yapılan bu hamleyi olumlu karşıladı.

“Bu, annelerimizin bebeklerini uyutmak için sallarken beş yüzyıldan uzun bir süredir kullandıkları dil. Yemek tariflerinin aktarıldığı, evin samimi ortamında kullanılan dil. Yüzlerce yılın ardından hâlâ kullanılıyor.”

Querub, bu hamlenin 1492 yılında yaşanan adaletsizliklerin telafisi yolunda atılan önemli adımlardan birisi olduğunu, fakat bu akademinin İsrail yerine İspanya’da olmasını yeğlediğine değindi.

Bar-Ilan Üniversitesi Salti Ladino Çalışmaları Merkezi müdürü Shmuel Reafel, Iber Yarımadası’nda 1492’ye kadar büyüyen Sefarad Yahudileri için Ladinonun “kültürü ve kimliği” temsil ettiğini söyledi. Tahminlerine göre İsrail’de Ladino bilgisi olan yaklaşık 400.000 insan var. “Dili konuşmak dediğinizde aklınıza ne geldiğine bağlı: birkaç kelime bilen biri ya da okuyup yazabilen biri mi?” diye ekledi.

Portekiz ve İspanya; on beşinci yüzyılın sonunda ülkelerinden ayrılmaya zorlanan binlerce Yahudi’nin torunlarının dönmelerini kolaylaştıran kanunları iki yıl önce yürürlüğe sokmuştu.

İspanyol hükümeti yapılan vatandaşlık teklifinin ülkenin Yahudi nüfusunun ayrılmasına, Hıristiyanlığa geçmeye zorlanmasına ya da yakılarak öldürülmesine sebep olan “tarihsel hatayı” telafi etmek niyetiyle yapıldığını söyledi.

Portekiz ise, olanların telafisi mümkün olmasa da vatandaşlık teklifinin “bir hakkın sağlanmasını” temsil ettiğini belirtti.