Arşiv Göze Çarpanlar

23-24 Mart: Yahudi alemi Purim Bayramı’nı kutluyor

Purim bayramı bu yıl 23 Mart Çarşamba akşamı başlayıp 24 Mart Perşembe akşamı sona eriyor. Purim Şuşan ise 24 Mart Perşembe akşamı başlayıp, 25 Mart Cuma akşamı sona eriyor.

Nazlı Doenyas / Şalom

b_23032016iNrsaHoRpT70yf9VR9j3QeMF9

Purim, Yahudi takvimindeki en neşeli, en keyifli bayramlardan biridir. Purim’de, Tanrı’nın İsrailoğulları’nı, doğal gibi görünen olayların arkasında gizlenen mucizelerle kurtarması kutlanır. Bunun yanında, Tora’nın yeniden kabul edilmesi, Yahudi milletinin ‘bir’liği de kutlanır.

Purim bayramı bu yıl 23 Mart Çarşamba akşamı başlayıp 24 Mart Perşembe akşamı sona eriyor. Purim Şuşan ise 24 Mart Perşembe akşamı başlayıp,      25 Mart Cuma akşamı sona eriyor.

 

Purim-Yom Kipurim

Rav Yitzchak Luria, Yom KiPurim teriminin, “Yom KePurim-Purim Gibi Bir Gün” olarak da okunabileceğine dikkat çeker. Rav Joseph Soloveitchik de, takvimdeki en ciddi ve  en resmi gün olan Yom Kipur ile, taşkın, şamatalı, gürültülü  Purim’in sadece  en yüzeysel yönlerinde  farklı olduklarını, daha önemli bir  düzeyde, aslında birbirlerine çok benzediklerine dikkat çeker.

Pıurim’de Aman’ın Yahudiler hakkında negatif konuşmalarının etkisiyle harekete geçen Kral Ahaşveroş’un Yahudileri ortadan kaldırma hükmünü vermesiyle Yahudiler oruç tutarak, dua ederek Tanrı’ya yalvarır. Benzer şekilde Yom Kipur’da da hakkımızda verilmiş olabilecek negatif hükümlerden bizi kurtarması için Tanrı’ya oruç tutarak, dua ederek yalvarırız.

Purim ve Yom Kipurim – Çekilen kuralar

Purim ile Yom Kipur’un her ikisinde de bir kuranın söz konusu olması, iki bayramın bir başka ortak yönünü oluşturur. Purim’de pur-kura, Yahudileri yok etmek istenilen günün tespiti   için, Yom Kipur’da ise ayrılan iki  keçiden hangisinin Azazel’e yollanıp, hangisinin Tanrı’ya kurban edileceğini belirlemek için çekilir. Kura çekimi, mantıküstü, zamanüstü ve mekanüstüdür. Görüntüsü, boyu, değeri birbirinin tamamen aynı olan iki erkek keçiden  neden birinin sunak için ayrılıp, diğerinin Azazel’e yollandığına  mantıksal açıklama getiremeyiz.. Purim’deki ve Yom Kipur’daki kura, insanın, onun dışında gelişen değişiklikler karşısında  aslında ne kadar çaresiz ve aciz olduğuna dikkat çeker. Megilat Ester,  gelişigüzel okunduğunda dokuz yıl süresince gelişen Purim olaylarının tamamen şans eseri olduğu, hiç bir mantığa dayanmadığı ve olayların birbiriyle bağlantısı olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Yahudiler bir gün güven içindeyken, ertesi gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Mordehay bir gün idam edilecekken, ertesi gün Kral tarafından onurlandırılır ve buna herkesin şahit olması için Kral’ın giysileriyle atın üstünde tüm Şuşan şehrinde dolaştırılır. Aman’ın  ve Ahaşveroş’un Yahudi düşmanlığının nereden çıktığı hakkında farklı yorumlar olmasına rağmen, doğrusu bu nefretin nedeni de bilinmez, aynen dehşet verici niyetini yerine getirmek için çektiği kuranın sonucunda ne çıkacağının belirsizliği ve değişkenliği gibi. Bu kuralar, insan hayatının istikrarsızlığını, belirsizliğini ve değişkenliğini simgeler.

 

Hayatın  belirsizlikleri içinde mutlu olabilmek

Her an adeta kuranın ucundaymış gibi yaşadığımız hayatlarımızla başa çıkabilmemiz mümkün mü? Her gün, her an değişken ve belirsizse ve elimizden bir şey gelmediğinin bilincindeysek, nasıl huzurlu ve mutlu olabiliriz?

Bunu elimizden gelenin en iyisini yaparak, Tanrı’ya dönerek, ihtiyacımız olan her yardımın her zaman sadece Tanrı’dan geleceğinin güvencesi ve rahatlığı ile kendimizi Tanrı’ya emanet ederek, o an anlamasak bile,  yaşanan her şeyin bizim iyiliğimiz için olacak şekilde, O’nun planının bir parçası olarak geliştiğini idrak ederek yaşayarak gerçekleştirebiliriz: “Gözlerimi dağlara kaldırdım; yardımım nereden gelecek diye? Yardımım Tanrı’dan gelir, göklerin ve yeryüzünün Yapımcısı.” (Teillim 121: 1-2)

Bunun cevabını belki Purim bayramının isminin arkasında da bulabiliriz. Megilat Ester’de Aman’ın Yahudileri ortadan kaldırmayı tasarladığı ve bunun için pur yani kura attığı,   bu günlerin pur sözcüğü nedeniyle Purim olarak adlandırıldığı yazılır. (Megillat Ester 9: 24 ve 26). Tekil olarak geçen Pur nasıl ve neden çoğul hale gelip Purim bayramının ismini oluşturdu? Çünkü aslında orada bir değil iki kura, iki  pur vardı. Biri Aman’ın, biri de Tanrı’nın kurası. Normal kura çekimlerinde, iki eşit şey arasında kura çekilir. Tanrı’nın kurasında ise,  Tanrı sadece kurayı çekmekle kalmaz, Kendi İstediği sonucu da seçer. Teillim’in bazı bölümlerinde bunu açık olarak görebiliriz: “Tanrı, benim yazgımın parçasıdır, benim payım, benim kaderimi yöneten Sensin.” (Teillim 16:5)  ve “Bizim için seçecek mirasımızı, O sevdiği Yaakov’un gururunu” (Teillim 47:5).

Yaakov; Amalek ve Aman’ın atası olan Esav ile aynı kurada olmasına rağmen, Tanrı bizi seçer. Tanrı bizi seçtiği için Aman Yahudileri ötekileştirir, Aman’ın Yahudileri yok etme gününü tespit etme kurasında, Moşe Rabenu’nun doğduğu Adar ayı çıkar, Moşe Rabenu’nun liyakatları bizi sadece Mısır’dan değil, Aman’dan da kurtarır. Purim tamamen kura üzerine kurulu ise, neden Tanrı Aman’ı değil de bizi seçer? Çünkü Yahudiler Tanrı’ya olan bağlılıklarını ve sadakatlerini gösterirler. Megila’da, Adar ayının 13’ünde tüm Yahudilerin ortadan kaldırılması yönünde fermanın, tüm eyaletlere gönderildiği yazar. (3:13) Yahudilerin iki seçeneği vardır- ya Aman’ın putu önünde eğilip kurtulacaklar, ya da öleceklerdir. Tek bir Yahudi bile eğilmeyi kabul etmez. Her bir Yahudi, bir Yahudi olarak ölmeyi, bir putperest olarak yaşamaya tercih eder. Ayrıca Yahudiler Tanrı’dan uzak kaldıklarının farkına varır, Tanrı’ya dönüş yapar, dua eder, oruç tutar, Tanrı’ya yakarırlar. Tanrı onların bağlılığını ve içtenliğini görünce,  Yahudileri seçer, aynen Yahudilerin de Tanrı’yı seçtikleri gibi. Aslında her birimiz her gün Tanrı’yı seçmeye devam ediyoruz. Peygamber Daniel’in kitabının son pasuğu, Maşiah’ın geleceği günden şöyle bahseder: “…ve günlerin sonunda ödülünü (payını) almak için uyanacaksın.” (12:13).  O gün, bu kuranın vaadettiklerinin ve bereketinin gerçekleştiğini, Tanrı’nın bize  ve bizim O’na karşı olan ölçülemez ve sonsuz sevgimizin açıkça görüleceği zamanın günümüzde olması dileğiyle.

 

Benzer bayramlar mı, aynı bayramın iki yüzü mü?

Gerek hakkımızda verilen olumsuz hükümlerin geçersiz sayılması için Tanrı’nın yardımını istememiz, gerek Tanrı’ya yakınlaşmamız, gerek çekilen kuralar ile benzerlik gösteren Purim ve Yom Kipur, birbirine benzer bayramlar mıdır yoksa aynı bayramın iki farklı yüzünü mü oluştururlar?

Vilna’lı Gaon, chatzi la’Shem v’chatzi lahem’ prensibi ile her Yom Tov’un yarısının Tanrı’ya, diğer yarısının da bayram neşesini ve keyfini çıkarmamıza adandığını anlatır. Bu kaidenin iki istisnasını;  Tanrı’ya ve spiritüelliğe adanmış olan Yom Kipur ile, öncelikli olarak fiziksel keyiflere odaklı olan Purim olduğunu belirtir.

Yom Kipur neden diğer bayramlardan farklı? Bütün diğer bayramlarda Tanrı’nın vermiş olduğu mitsvaları yerine getirir, aynı zamanda ziyafet havasında zengin yemekler yeriz, Kiduş yaparız, güzel giyiniriz ve dünyevi zevkleri paylaşırız.

Yom Kipur’da, yemek yeme, içme ve diğer fiziksel zevklerin yasak olması; Tanrı’dan uzaklaşma korkusu ve çekincesini temsil eder. Kişi, hayatını durdurur, benliğinin fiziksel yanını tamamen yok sayar ve sadece spiritüelliğe odaklanır.

Purim ise, ziyafetler, eğlenceler, hediyeler gibi fiziksel öğelerle kutlanır. Hahamlarımız Maşiah döneminde her gün bir Şabat günü olacağı için, ve Şabat bütün bayramlardan kutsal olduğu için, tüm bayramlar önemini kaybedecek, yalnızca Purim her zaman için geçerli olacaktır, demişlerdir. (Yalkut;Mişle 944). Ve pasukta söylendiği gibi; “Bu Puruim günleri Yahudilerin içinden (hiç) fesholmayacak, hatıraları da soylarından (hiçbir zaman) son bulmayacaktır. (Megila Ester 9:28).

Fiziksel odaklı olan maskeli balolar, ziyafetler ve bolca içki ile kutlanan neşeli bir bayram olan Purim’in bu kadar özel olmasının sebebi nedir? Purim, Tanrı’ya sevgi ve sevinç li eulaşma yolu sağlar ve bu şekilde Tanrı’ya korku yolu ile olduğundan daha yakından daha içten ve mutlulukla bağlanabileceğini gösterir.

Aynı şekilde bilgeler, Tanrı sevgisi ile yapılan teşuvanın, Tanrı korkusu ile yapılandan teşuvadan daha değerli olduğunu, hatta sevgi sonucu yapılan teşuva ile, yapılan hataların bile liyakate dönüştüğünü anlatır.

 Yom Kipur  maneviyat, Purim ise  fiziksel keyif odaklıdır. Gaon, bu iki günün, Purim ile  kePurim’in aslında aynı günün iki yarısı olduğunu öğretir.

Yahudilikte, bu dünyada ruh bedenden ayrı olarak veya beden ruhtan ayrı olarak yaşayamaz. Ruhaniyot-spiritüellik,maneviyat olmadan gaşmiyot-fiziksellik, maddiyat olmaz; bu ikisinin birbiriyle bütünleşmiş ve sentezlenmiş olması gerekir.Gaon’un anlatmak istediği, belki de, bu iki günün tam olabilmek için, birbirine ihtiyacı olduğudur. Purim, Yom Kipur ruhunun fiziksel kısmını oluşturur. Purim gaşmiyot, Yom Kipur ise ruhaniyotu oluşturur.

Yom Kipur’da tüm dünyevi zevklerden çekilerek elde edilen affın aynısına, Purim’de Tanrı’nın bahşettiği dünyevi zevklerin tadına vararak, coşkulu ziyafet ve kutlamalarla ulaşılır.Çünkü bunu sadece keyif adına değil, kutsiyet çerçevesinde, bize bu güzellikleri veren, etrafımızda olan bütün nimetlerin arkasında olan Tanrı’ya şükrederek, bizimle beraber etrafımızdaki ihtiyaçlı kişilerin de bayram neşesini yaşayabilmeleri için onlara yiyecek ve yardım paketleri yollayarak, arkadaşlarımızla  sevgi ve birlik bağlarını kuvvetlendirmek için onlara yiyecek hediyeleri göndererek yaparız.

Purim mitsvalarından biri olan Megilat Ester okunurken, günlük hayatta karşılaşılan ve göre göre artık ‘normal’ veya ‘doğal’ diye adlandırılan  şeylerin her birini  ve herşeyi sağlayanın Tanrı olduğu  bilincine varırız. Mucize sadece  denizlerin yarılması değil, mucize; her gün her an yaşanılan ve her gün olduğu için alışılan ve artık farkedilemeyen gerçeklerdir. Tanrı da, her gün, her yerde, her anda, burada, şimdi, doğal olarak görülen her şeyin, her olayın arkasında yer alır.

Purim- Yom Kipurim bütünlüğü

Yahudilik, sevinç ile dinginlik, fiziksel zevkler ve spiritüel sonsuzluk arasında dengeyi bulmayı hedefler. Biri, diğeri olmadan yaşayamaz.Hayatımız bu ikisi arasında gidip gelir. Hassas fiziksel ilişkiler dünyasında yaşıyoruz, mutlu olduğumuzu hissettiğimiz  anlarda, mutlaka aklımıza üzüntülü bir hatıra gelmesi kaçınılmaz. Kişisel mutluluğumuzun  arka planında etrafımızda, dünyada yaşanan trajediler yerlerini alıyor. O kadar mutluluk, umut ve sevgi beklentisiyle dolu, hayatının en mutlu günlerinden biri olan düğünde hupanın altında , damadın kırdığı bardak, Bet Amikdaş’ın yıkılışının acısnı her an içimizde taşıdığımızı simgeliyor. Gelin ve damat gibi, Purim ve Kipurim de aynı hupanın altında durur. Gülümsemeler ile gözyaşlarının, hatıralar ile umutların, endişe ile neşenin, beden ile ruhun, smokin ile kefenin birleşmesidir.

Mutluluk ile üzüntü, ruh ile beden, erkek ile kadın, Purim ve Yom Kipurim, hepsi hupanın altında birleşir, bütün olurlar.

Hayatı Purim / Yom Kipurim gibi yaşamak

Gaon’un  gaşmiyot/ruhaniyot öğretisinden yola çıkarak etrafımıza baktığımızda, kimi kardeşlerimizin hayatlarının her gününü Yom Kipur gibi yaşadığını görürüz. Dünyevi nimetlerden elini eteğini çeker, asgari yiyecek ve içecekle beslenir, onun için  her akşam Kol Nidre’dir, her gece kefeninin içinde yatar, her sabah  pişmanlık içinde yüzü asık kaşları çatık olarak uyanır. Tanrı’nın ‘iyi’ olarak yarattığı ve iyi olduğunu ilan ettiği dünyadan çok az haz alır.

Bunun yanında, tüm sene boyunca Purim havasında yaşayan kardeşlerimiz de vardır. Onlar da ruhlarının isteklerini ve beklentilerini, içsel kaynana zırıltılarını çevirerek sustururlar. Festival maskeleri içinde yaşarlar, içlerine dönüp gerçekte kim oldukları ile ilgilenmezler, ilgilenseler bile, gerçek kişilikleri ile yüzleşemezler.

Her ikisi; Yom Kipur Yahudileri de Purim Yahudileri de eksik bir bütünün birer yarısını oluşturur, tam olmak için birbirlerine ihtiyacı vardır.

Yahudilik bize Tanrı’ya sevinçle hizmet etmemiz gerektiğini öğretir: “Ivdu et Hashem b’simcha”.

Yahudilik, iyimserliği ve umudu, Yom Kipur’un ortasında bile kucaklar.Aynı şekilde Yahudilik, Purim sevincini, ilk önce Ester orucunun dinginliği ile başlatır. Yom Kipur, 9 Tişri’de ziyafet gibi yemekler ve içeceklerle başlar. O kadar ki, 9 Tişri’de ziyafet gibi yiyip içen kişi, sanki o gün de oruç tutmuş gibi sayılır.Ve Yom Kipur, sevincimizin bayramı olan Sukot için yaptığımız sukanın ilk çivisini çakmamızla son bulur.

 Önemli Not:  Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya konu hakkında fikir vermek amacıyla; Megilat Ester (Gözlem);Glimpses of Light;  www.sevivon.com; www.ou.org; www.chabad.org; http://ohr.edu/ ; www.meaningfullife.com ; aish.com; www.bnaiavraham.org  sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır.  Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

 

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.